Gelecek, mühendislerin elinde! Gelecek, mühendislerin elinde!

Günümüzde aile içi sorunlar çok fazla arttı. Öyle ki boşanma oranları da yükseldi. Bunların sebebini ve aile içi problemlerin çözümünü anlatan Aile Danışmanı Havva Nur Hilalcıoğlu, Yenigün Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulundu.

 Y6Wur7337657484794

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Aile Danışmanı Havva Nur Hilalcıoğlu. Psikoloji yüksek lisansımı İstanbul’da tamamladım. Bunun yanı sıra aile danışmanlığında olması gerekenlerle ilgili kendimi geliştirmek adına birçok eğitim aldım. Kendi sorunlarımızdan yola çıkarak bir yerlere ışık olmaya çalışıyoruz.

 Jhgk67U6575

Günümüzde aile içerisinde en çok karşılaşılan problemler nelerdir?

PROBLEMLERİN YAŞANDIĞI AŞAMADA ÇÖZÜM BULMAK ÖNEMLİ

Aileler bize hep sonuç olarak gelir. Yani çözüm bulunması gereken o aşamada değil de artık ortada bir aile kavramının kalmadığı son evrede bize başvuruyorlar. Evde yaşanan huzursuzluklar, gerilimler, uyum sorunları, ekonomik sıkıntılar, kıskançlıklar, sadakatsizlik, aldatma, alkol-madde-oyun bağımlılığı gibi birçok aile içi sıkıntılar karşımıza çıkabiliyor. Aslında bize daha çok boşanma için geliyorlar. Sorunlar yaşanırken evliliğin süresi de önemli. Eğer evliliğin başlarında problemler varsa bu daha kolay çözülebiliyor. Ama her iki taraf da uzun yıllar problemlere göz yumuyorsa, katlanmaya çalışıyorsa burada çözüme kavuşma daha zor olur. Bunların yanında bize başvuran çiftlerden biri, “Benim sorunum yok, hasta olan sensin. Ben aile danışmanına gelmem” deyip aile içi sıkıntıları çözüme kavuşturma aşamasında bir aile danışmanına başvurmanın hastalık olduğunu savunuyor.

Aileler kendi içlerinde iletişim sorunlarını nasıl çözebilirler?

‘BEN AİLEMDEN BÖYLE GÖRDÜM’ E SIĞINMAYIN

Bireylerin iletişim anlamında kendilerini geliştirebilmeleri için okumaları ve araştırmaları, duygularının, davranışlarının farkında olmaları gerekiyor. Bir problem ortaya çıktığında bunu oluşturan etkenlerin neler olduğunu, bu duruma her iki tarafın da katkılarının ne olduğuna bakılması lazım. Bazı insanlar bir şeylerin farkına vararak kendini iletişim alanında geliştirmek için gerçekten çabalıyor. Ama bazı bireylerde nesilden nesle olan aktarım, inançlar devreye girdiği zaman işin içinden çıkılmaz bir durum yaşanıyor. Etkili iletişimde en önemli şey, karşınızdaki insanı gerçekten dinlemektir. İletişim denilince sadece konuşmak olarak algılanıyor. Ama bu tam aksine karşılıklı dinleyerek ve konuşarak gerçekleşmeli. O yüzden karşınızdaki insanı dinlemek, ona bir alan açmak, o bir şey anlatırken sinirleniyorsanız biraz daha sakin olmaya çalışmak gerekiyor. Zaten bir problem yaşadığınız zaman o an çözmek zorunda değilsiniz. Uygun bir zaman ve sakin bir ses tonu etkili iletişimi sağlanacaktır. Özellikle problemin çözümü noktasında karşınızdaki kişi değil davranışı sizi rahatsız etmeli. Yoksa araya ‘sen’ dili yani, ‘sen zaten hep böyle bir insansın, sen zaten eve hep geç geliyorsun’ gibi ifadeler girerse karşı tarafa saldırı olarak görünür. Bu da çözüme götürmez.

Aile içi uyumsuzluğun günümüzde daha fazla olmasının sebebi nedir?

SEVGİ DE ÖFKE DE BİR DUYGUDUR

Çünkü günümüzde bireyselleşme daha çok ön plana çıkmaya başladı. Bunun yanında arka planda ezilmiş bir kadın olmasıyla veya bir ailenin kızına hiçbir şeye boyun eğmemesini ve her ihtiyacını kendisinin karşılaması gerektiğini öğretmesi de aile içi uyumsuzluğu tetikliyor. Burada problem sadece ayaklar üzerinde durmak değil, bir başkasıyla aynı evi paylaşıp bağ kurabilmeyi başaramamak. Aslında bunu becermek gerekiyor. Bunun yanında aile içerisinde gösterilmeyen sevgi de birçok probleme yol açabiliyor. Bazı kişiler, ‘Ben sevgimi, duygularımı gösteremiyorum’ düşüncesine sığınıp en ufak sorunda öfkeye başvurabiliyor. Ama sevgi gibi öfke de bir duygudur. Duygularımı gösteremiyorum diyen bir insanın öfkesini gösterebiliyor olması ayrı bir tezatlık olarak karşımıza çıkıyor.

 

Bireyler nasıl iyi bir aile olabilir?

İNSANIN İLK BAŞTA KENDİSİNİ İYİLEŞTİRMESİ GEREKİYOR

Anne ve babanın, ebeveynliğe geçiş döneminde kendilerinin de çocukluktan çıkmaları gerekiyor. Hepimizin çocukluk yaraları ve travmaları olabiliyor ya da çok sağlıklı ailelerde büyüyemeyebiliyoruz. Önemli olan her aile içi sorunda, ‘ben ailemden böyle gördüm’ düşüncesinin arkasına sığınmadan hareket etmektir. İnsanın ilk başta kendini iyileştirmesi gerekiyor ki; iyi bir anne-baba olabilsin. Çocukluğunda sevgi değil şiddet ve öfkeyle büyümüş birisi ister istemez acı ve kırıkla dolu olacaktır. Kendine ya da ailesine kızdığı durumlarda ya da yetiştirme süreçlerinde çocuğun yaptığı herhangi bir şeyde onu anlayışla karşılaması daha zor olacaktır. Sorun asla olmamalı demiyoruz. Sıkıntı ve problemler hayatın her yerinde var. Önemli olan çocuğun gelişim dönemlerinde sağlıklı bir yetiştirme dönemi yaşamak. Bir ailenin çocuğuna verebileceği en güzel şey; yaptırmak istediği şeyleri söyleyerek değil, davranışlarıyla göstermesidir. Ailedeki iletişim, saygı, sevgi sunumu ilk etapta anne ve babadan öğrenilir. Eğer bir ailede çocuklar doğru sevgiyle büyümezse, büyüdüklerinde kendi ilişkilerinde gördüğü yanlışları doğru olarak görmeye başlar. Bir genç kız düşünün. Bu kişinin erkek arkadaşı onu kıskandığı için tokat attığı zaman buna kızmak ve üzülmek yerine normal karşılıyor. ‘Beni kıskanmasa bana vurmazdı. Beni sevdiği için kıskanıyor’ gibi ifadelerde bile bulunabiliyor. Arka planda ise, bu kızın küçükken, babası annesini kıskandığı zaman ona vururken gördüğünü ve annesinin bunu normal karşıladığını anlıyoruz. Erkek çocuğu duygularını anneden, davranışlarını babadan, kız çocuğu ise duygularını babadan, davranışlarını anneden alır. O yüzden anneyle babanın uyumlu bir ilişkisi olmalı, problemlere yapıcı yaklaşmalılar. Böylelikle çocuklarına hem davranış hem de sözlerle iyi bir örnek olurlar. Bana danışmak isteyenler https://www.instagram.com/havva_nur_hilalcioglu?igsh=MWN5NXRqdnB1dHNycA%3D%3D&utm_source=qr linkinden beni takip edebilirler.

Teşekkür ederiz…

Muhabir: TUBA KAYA