15 Temmuz'dan sonra başlayan Yeni anayasa süreci, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylanarak 18 madde halinde kabul edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da onayından geçen yeni anayasa için halk oylaması tarihi ise 16 Nisan olarak belirlendi. Takvimlerin de belirlenmesi ile yeni anayasa için halk oylamasına giden süreç başlamış oldu. 

Partiler de gelinen süreçte yeni anayasa konusundaki fikirlerini bir bir beyan etti. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi, yeni anayasaya katkıda bulunan ve şekillendiren iki parti olarak referandumda doğal olarak 'Evet' diyeceğini açıkladı. 

Yeni anayasa sürecinin başlamasından bu yana sürece karşı olan ve yeni anayasa görüşmelerine katılmayan, destek vermeyen Cumhuriyet Halk Partisi ise, fikrinde değişiklik yapmadı ve 'Hayır' diyerek kampanya sürecini hızlandırdı. Meclis'te bulunan HDP ve Meclis'te bulunmayan Vatan Partisi de 'Hayır' diyen diğer partiler. 

Bu süreçte belki de en çok şaşırtan parti ise Saadet Partisi oldu. Saadet Partisi de yeni anayasaya 'Hayır' diyeceklerini beyan etti. 

Tüm bunlar yaşanırken, hem partiler arasında hem de Türk milleti nezdinde 'Evet', 'Hayır' yönünde bir bloklaşma da ortaya çıktı. 'Evet' diyenler 'Hayır' cephesini sıralarken, 'Hayır' cephesi de farklı argümanlarla neden hayır dediklerini savunmaya çalışıyor. İki tercihte bulunan partiler de haliyle birbiriyle sıcak temaslar içine giriyor. MHP'nin AK Parti olan yakınlaşmasını eleştiren Saadet Partisi, bugünlerde referandumda kendisiyle aynı kararı veren CHP ile sıcak görüntüler veriyor. 

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, vefatının altıncı yılında Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı anmak için düzenlenen “İlim, Fikir, Devlet ve Dava Adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı Anma Programı”nda, konuşmak yapmak üzere bu yıl CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu davet etti. Haliyle tepkiler de ortaya çıktı. 

Haksız da değildi tepkiler... Milli Görüş yıllarca söylemleri ile CHP'yi eleştirmişti. Hatta eleştiriyi bırakalım, CHP zihniyeti değil miydi yıllarca 'İrtica' bahanesiyle Milli Görüş'ü vuran, vurduran! Geçmişi hatırlayalım; En güzel örneği 28 Şubat süreci. Dönemin başbakanı Merhum Necmettin Erbakan'a MGK tarafından uyarı verilmişti. İrtica bahanesiyle verilen uyarılar, bir çeşit yaptırımları beraberinde getirdi. Yaşananlar, post-modern darbe olarak tarihe geçti. O dönemde yaşananlar karşısında CHP nasıl bir duruş sergiledi? 

12 Eylül darbesinde, yine merhum Necmettin Erbakan'ın Konya'da yaptığı miting bahane edilerek, “Şeriat, irtica” yapıldığı gerekçesi ile, merhum Erbakan'ın üzerine gidildi. CHP'nin o zaman ki tavrı da yine bu gerekçeleri destekler nitelikte değil miydi? 

Geçmişten bu yana yan yana gelemeyen iki siyasi düşünce, bugün yan yana geliyor. Saadet Partisi 'Hayır' diyen diğer partilerle kendilerinin yan yana getirilmesinin hoş olmadığını söylüyor. Ancak buna kendileri müsaade ediyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun merhum Erbakan'ın anıldığı bir programa gelmesinde beis yoktur. Ancak mevcut ortam göz önünde bulundurularak, doğabilecek tartışmalar düşünülerek hareket edilmeliydi. Kaldı ki; benim düşünceme göre sayın Kılıçdaroğlu oraya merhum Erbakan'ı anmak için gelmedi. Saadet Partisi yeni anayasaya 'Hayır' dediği için geldi. Bu tür siyasi hamleleri Saadet Partisi'nin görüp, bunlara prim vermemesi gerekiyordu. 'Hayır' dediği için yeterince eleştiri alan Saadet Partisi'nin terazisi zaten şaştı gibi görünüyor. Ancak sürece bakılırsa, daha bu terazinin dengesi çok bozulacak gibi görünüyor. Sevgi, saygı ve dua ile...