Günümüzde gelişen dünya genelindeki rekabetçi yapıda yer edinmek ve söz sahibi olabilmek

 Ar-Ge’ye(Araştırma-Geliştirme) verilen önemle birlikte oluşuyor. 

Teknolojinin sürekli kendini yenilediği bir dönemde, yenilikleri takip ederek uygulayan ülkeler ihracat yapabiliyor.

Bu sayede ülkeler ihracatlarını artırarak katma değerlerini yükseltirlerken, istihdam sorunu da yaşanmıyor.

Adı üstünde, Ar-Ge, devam eden mevcut üretimde, ürünleri yenileyip geliştirilmesi anlamına gelmektedir.

Bilgi ve teknolojiyi temel alarak, rekabetçi olabilmek, toplumsal ve ekonomik fayda sağlayabilmek için olmazsa olmaz şart Ar-Ge’dir.

Yeni ürün ve hizmetler geliştirerek, maliyetleri düşürebilmek ve karlılığı artırabilmek içinde Ar-Ge çalışmaları hayati bir önem taşıyor. 

İşletmeler yeteneklerini, kaynaklarını doğal ve esnek bir süreç içinde, yenilikçi bir yapıya kavuşturarak, rekabetçi kültüre sahip olabilirler.

Rekabetçi kültürünü geliştirebilin işletmeler bu sayede hem dünya hemde ülkemiz ekonomisinde rakiplerine bir üstünlük sağlarken, ihracatını da yükseltebilirler.

Gelinen noktada artık sanayicimiz, üreticimiz Ar-Ge’ye gereken önemi vererek, dünya genelinde Rekabetçi Pazarda yer alarak, başarılar elde ediyorlar.

Gelişen, teknolojide önemli bir yerde olan ülkelerin Ar-Ge için ayırdıkları paralara bakarsak çok ciddi bütçelerle karşılaşırız.

2 yıl öncesi ortaya çıkan verilere göre dünyada Ar-Ge çalışmalarına en çok bütçe ayıran 10 ülke sıralamasının başında; Amerika Birleşik Devletleri yer alıyor.

Amerika Birleşik Devletleri: 476,5 milyar Dolar. Çin 370,6 milyar Dolar. Japonya: 170,5 milyar Dolar. Almanya: 109,8 milyar Dolar. Güney Kore: 73,2 milyar Dolar. Fransa: 60,8 milyar Dolar ve Hindistan: 48,1 milyar Dolar Ar-Ge için bütçe ayırmışlar.   

Ülkemizde ise son 10 yılda Ar-Ge için yapılan harcama ise, 63 milyar doları geçmektedir.

Ülkemizde ve şehrimizde Ar-Ge harcamalarının artması yerinde olduğu kadar, güzel bir gelişmedir.

Bu durum Ar-Ge kültürünün gelişmesi ve dünya genelindeki rekabetçi yapıda yerimizi almaya başladığımız anlamına da gelmektedir.

Firmaların faaliyet harcamalarındaki alt kalemlerden Ar-Ge giderleri, 2010-2019 dönemini kapsayan 10 yılda 63 milyar lirayı geçerken, imalat sektörü yaklaşık 28 milyar lirayla ilk sırada yer alıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası iş birliğiyle yapılan "Sektör Bilançoları 2019" araştırmasına göre, firmaların faaliyet giderlerinin alt kalemi olan Ar-Ge harcamalarının, son 10 yılda sürekli arttığı görülüyor.

Firmaların Ar-Ge giderlerine bakarsak, yükselişin yıldan yılda arttığını görürüz.

 2010'da 2,4 milyar lira, 2011'de 3,3 milyar lira, 2012'de 3,6 milyar lira, 2013'te 4 milyar lira, 2014'te 4,8 milyar lira Ar-Ge gideri yapılıyor.

2015'te 5 milyar lira, 2016'da 5,9 milyar lira, 2017'de 7,8 milyar lira, 2018'de 10,6 milyar lira ve 2019'da 15,9 milyar lira oluyor.

Böylelikle firmaların, 2010-2019 döneminde Ar-Ge giderlerinin toplamı 63,3 milyar lira olarak hesaplandı.

Ekonomik faaliyetlere göre firmaların gelir tablosu incelendiğinde, 10 yılda en çok Ar-Ge gideri kaydeden sektör, 27,9 milyar lirayla imalat sektörü oldu.

Bu dönemde, imalat sektörünü bilgi ve iletişim sektörü 12,9 milyar lira, madencilik ve taş ocakçılığı sektörü 11,1 milyar lira Ar-Ge gideriyle takip ediyor.

Toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı sektöründe 4,5 milyar lira, mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe 3,5 milyar lira Ar-Ge gideri yaptığı kaydediliyor.

10 yılda kültür, sanat, eğlence, dinlence ve sporda 634 milyon lira, ulaştırma ve depolamada 620 milyon lira, inşaatta 534 milyon lira, idari ve destek hizmet faaliyetlerinde 495 milyon lira, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında 423 milyon lira, tarım, ormancılık ve balıkçılıkta 231 milyon lira olarak Ar-Ge gideri hesaplandı.

Bunun yanında Gayrimenkul faaliyetleri 137 milyon lira, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri 93 milyon lira, eğitim 87 milyon lira, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri 76 milyon lira, diğer hizmet faaliyetleri 46 milyon lira ve su temini, kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri 19 milyon lirayla 2010-2019 döneminde en az Ar-Ge gideri kaydeden sektörler olarak karşımıza çıkıyor.

Daha çok kaliteli ve rekabet edecek ürünler üretmenin en önemli yolunun Ar-Ge’den geçtiğini hepimiz bildiğimize göre,  bu çalışmadan hiçbir şekilde taviz vermemeliyiz.

İktidar ve ilgili bakanlıkta Ar-Ge destekleri ve çalışmaları konusunda sanayicimize, KOBİ’lere ve üreticilerimize daha çok destek vererek, sahip çıkmalıdır.

Ne dersiniz sizce de öyle olması gerekmez mi?