Vefa, insan olmanın en önemli hasletlerinden biridir. 

Vefa, sözlükte sevgide bağımlılık, muhabbette ve sevgide sebat gösterme, yetişme, kafi gelme manalarına gelir. Mecmuada ise verdiği sözde durma, dostluk ve kadirşinaslık gösterme anlamına gelir.

Ahde- Vefa Turan Eğitim ve Kültür Derneği'nin Konya Şubesi de ismiyle müsemma bir davranışa imza attı. Konya'ya ve Türk kültürüne, Türk milliyetçiliğine hizmet etmiş olan abide şahsiyetlere sağlığında sahip çıkarak onların adına anma programları düzenledi. 

Ahde Vefa Derneğinin İlki Kayseri'de gerçekleştirilen anma toplantısının ikincisi Konya'da düzenlendi. 23 Ocak 2016 günü Mevlana Kültür Merkezi'nde saat 19.00'de gerçekleştirilen “Mustafa Kafalı'ya Saygı” anma gecesinde Kayseri, İstanbul ve Konya'dan çok sayıda davetli katıldı. Pek çok kişinin 2-3 saat boyunca ayakta dinlemek zorunda kaldığı toplantıda Prof Dr. Mustafa Kafalı hayatı hakkında bir konuşma yaptı.

“Kafalı” adının bir soy ad olmayıp 550 seneden beri kullanılagelen bir lakap olduğunu söyleyen Mustafa Kafalı, Karamanoğulları sülalesinden geldiğini, büyük dedesi Alaiye Beyi Yahşi Bey olduğunu söyledi. Kafalı Gedik Ahmet Paşa ile Yahşi Bey arasındaki mükâlemeyi şöyle anlattı: “Gedik Ahmet Paşa Karamanoğullarını dağıtıp Osmanlı devletine bağladıktan sonra Ermenek ve yöresini yine Karamanoğullarına bırakır. Burada beylerle bir toplantı yapan Gedik Ahmet Paşa, “Acaba tekrar ayaklanırlar mı?” düşüncesiyle “Ne olacak bu Karamanlıların hali?” Karamanoğulları meselesini gündeme getirir ve beylerin ağzını arar. Alaiye Beyi Yahşi Bey de “Başak varken başağı olan yapıya ekin denir. Başağı biçersen geriye sapı kalır, o da bir işe yaramaz demiş.” Bunun üzerine Gedik Ahmet Paşa “Aferin, sen kafalı birine benziyorsun. Hele şöyle yakına gel” demiş ve çok fazla soru sorarak onu bir köşeye sıkıştırmak istemiş. Sorularına çok akıllıca cevap veren Yahşi Bey'in lakabı bundan sonra “Kafalı” olmuş. 

1951 yılında Milliyetçiler derneğini kuran kişilerin arasında yer alan Kafalı, tek amacının bu ülkenin çocuklarına Türk milliyetçiliğini aşılamak, milletin ve ülkenin, devletin çıkarlarını her şeyden üstün tutmak, vatan, millet, bayrak ve devlet sevgisini genç gönüllere nakşetmek, bu uğurda bütün çaba ve gayreti sarf etmek olduğunu söyleyen Kafalı, “Davam uğrunda çok çile çektim, bir çok sıkıntılara katlandım, sürgün edildim; ama asla taviz vermedim.” dedi.

Mesai arkadaşlarından Prof. Dr. İlber Ortaylı da “Hoca bir dava adamıydı. Genelde en az birlik ve beraberli milliyetçi kesimde görülür. Mustafa Kafalı ise yaptığı konuşmalarla, verdiği konferanslarla gençler arasında birleştirici bir rol oynadı.” diyerek sağcısının da solcusunun da Kafalı hocaya saygı duyduğunu, onun her zaman ülkücüleri koruduğunu ve destek verdiğini dile getirdi. Konferansta söz alan diğer Konuşmacılar da ülkücü camianın çektiği sıkıntıları, Mustafa ve Sevgi Kafalı ikilisinin her hâl ü kârda verdiği milliyetçi cepheye verdikleri destekleri anlattılar.

Hocanın anısına sahne alan sanatçılar Prof. Dr. İbrahim Dülger ve TRT İstanbul sanatçısı Bünyamin Aksungur da bizlere Türküleri ve sazlarıyla doyulmaz bir gece yaşattılar.

1934'te Konya'da doğan ve yüksek tahsilini Ankara Dil- Tarih Coğrafya fakültesinde tamamlayan Mustafa Kafalı Hoca 1982'de Konya'ya gelerek kuruluş aşamasında olan Selçuk Üniversitesi gibi birçok eksiklikleri bulunan bir üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapmıştır. Kafalı ailesinin tek evladı olan Ertuğrul Kafalı'nın anlattığına göre siyasi düşüncesinden dolayı İstanbul'dan bir anda kurulu düzeninden vazgeçerek netameli bir üniversiteye gelip ders vermek, fakültelerin ders araç ve mekân ihtiyaçlarını karşılamak için azami çaba harcamak, hele hele aileyi parçalayarak göreve talip olmak her baba yiğidin harcı olmasa gerektir.

Bu satırların yazarı olarak ben de 1982-1984 yılları arasında talebesi olmakla gurur duyduğum ve her zaman talebelerinin yanında yer alan Prof. Dr. Mustafa Kafalı ve sevgili eşleri Prof. Dr. Sevgi Kafalı hocalarıma Allah'tan uzun ömürler diliyorum.

Kadirşinaslık, ahde vefa gibi güzel davranışlar toplumumuzun en çok ihtiyaç duyduğu güzel hasletlerdir. Bu bağlamda Ahde- Vefa Turan Kültür Derneğinin Konya'nın yetiştirmiş olduğu ve Türk kültürüne büyük hizmetler veren Mustafa Kafalı Hocaya saygı gecesi tertip etmesi her türlü takdire şayan bir davranıştır. Dernek yöneticilerine, bu toplantıda emeği geçen herkese, uzaktan yakından Kafalı Hocayı dinlemeye gelen tüm misafirlere, Hoca ile hatıralarını paylaşan değerli akademisyenlere ayrı ayrı teşekkürü bir borç bilirim. Ufak tefek aksamalar olmuş olabilir. Bu tür aksamalar onların ileride düzenleyecekleri diğer toplantılarda bir ışık olabilir. Onlar da bu tür hatalara tekrar düşmezler.

Daha nice güzel, uzlaştırıcı ve birleştirici toplantılarda buluşmak dileğiyle!