İşim gereği gün boyunca Konya’nın birçok noktasına ziyaretlerde bulunuyorum. Bu ziyaretlerim esnasında gözlemlediğim, dikkatimi çeken tüm olayları zaman zaman sizlere köşemde bahsettim ve bahsetmeye de devam edeceğim. Son birkaç haftadır dikkatle ve üzülerek takip ettiğim bir hususu yine sizlerle paylaşmak isterim.
Malumunuz uzun bir yaz tatilinin ardından öğrencilerimiz yeniden okula başladı. Adaptasyon süreci mi yoksa yeni okul çevresine alışma süreci mi bilinmez ama çocuklarımızın sergilemiş olduğu hareketler açıkçası pek hoşuma gitmedi. Hemen hemen her okulun birkaç metre ilerisinde elinde sigara ya da farklı hareketler içerisinde davranış sergileyen öğrenciler mevcut. Hatta bunun yanında birbirlerine kendilerini ispatlamaya çalışanlarda. Baktığınız zaman hepsinin bir öğrenci olduğunu bilsek de dışarıdan bizlere yansıyan kısmı savaş alanından çıkmış bir alanın etrafı gibi gözüküyor olması. Özellikle kız erkek ayırt etmeksizin o yaşta ki çocukların ellerinde sigara ile okul bahçesi önüne kadar tüttüre tüttüre gitmesi beni ziyadesiyle üzmüş durumda. Bu konuda devletimizin ve eğitimcilerimizin göstermiş olduğunu hassasiyeti ve emeği çok iyi biliyorum. Buna rağmen hala öğrencilerin bu davranış içerisinde olduğunu görmek temelde yanlış atılan aile sorumluluğundan kaynaklı olduğu düşünüyorum. Artık anne baba olarak görevin sadece okula göndermek olmadığının bilincine varmalıyız. 

Maalesef bu uygunsuz davranışlar sadece sigara ile bitmiyor. Bunun yanında daha okulun ilk günlerinde edilmeye başlanan kavgalarda var. Kimin neyi paylaşamadığını bilmiyorum ama gerçekten küçük yaşlarda ki çocuklarımızın ve öğrencilerimin kendisine sorun etmesi gereken daha farklı konuların olduğu kesin. Ülke olarak eğitim seviyemizin yükselmesi gençlerimize bağlı. Yükselişe geçmeyi hedef olarak almak gençlerimiz için daha iyi olacaktır. Bu uygunsuz tavırlar tüm öğrencilerimiz için geçerli değil. Birkaç kişini yaptıklarını herkese genellemek yersiz olur ama hataları da düzeltmek hepimizin elinde. Her ne kadar konuşmaya çalışıp yaptıklarının yanlış olduğunu söylesek de maalesef aldığımız tepkiler daha üzücü. Saygının toplumun her kesimine hitap etmesi gerekiyor. Küçük yaşlarda başlatılması gereken bu bilinç herkesin baş ilkesi olması gerekiyor. Saygının olmadığı bir yerde tüm olumsuzlukları düzeltmeye çalışmakta yersiz olur. Öğrenci gibi olmak, adı üzerinde öğrenmeye gelmek ve sonucunda böyle durumlar ile karşılaşmak gerçekten hiç kimsenin tasvip etmeyeceği hususlardır. 

Uzun lafın kısası daha yeni başlayan bir eğitim öğretim yılında her okulun köşesinde böyle durumları gözlemek üzücü. Müdahale etmek elimizden geldiği kadar uyarmak ise hepimizin görevi olarak bilinmeli. Karşınızda ki gençlere işin doğrusunu anlatarak birazda örnek vererek kafasında yer edecek cümleleri kurmakta bizim için geçerli konular. Uzun bir öğrenim hayatına başlayan veya devam eden herkesi bu zararlı ve tasvip etmediğimiz hareketler uzak tutmalıyız. Bununla birlikte çocuğum okula gidiyor değil, gittikten sonra ne yapıyor bunu da merak etmeliyiz. Gençlerimiz zararlı alışkanlıklar ve davranışlarla zehirlenmesin, zehir gibi akıllı beyinlere sahip olsun. Temennimiz hep bu yönde.