Adalet ve Kalkınma Partisinin son seçim filmi vizyona girdi. Filmde İstiklal Marşı ve Bayrak mevzuu işlenmiş. Milli inisiyatifin devreye girmesi ve bu değerlerin müdafaası anlatılıyor. İstiklal Marşı, Bayrak! 

Filmde Recep Tayyip Erdoğan'ın sesinden verilmiş İstiklal Marşı. İstiklal Marşı'nın

“Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakınmısraı ile başlıyor ve sonuna kadar gidiyor.

Bu mısrada şehitler şehit oğullarına ne diyor? Arkadaş 'yurduma alçakları uğratma' diyor. Alçak kim? Yeni mevzuat değişikliği ve estirilen hâkim havaya göre bizden olmayan birisine alçak diyebilir miyiz? Tövbe neuzu billah!”-Ötekileştirmeyelim kardeşim, bütün dünya bizim, Türkiye de bütün dünyanın. Globalleşen, köy olan dünyada Türkiye'yi mi kıskanacağız?...”  

“Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.”

Yani sana dünyayı vermeyi teklif etseler de, 'Dünya'nın ilk onuna gireceksin' deseler de, sana 'Türkiye'yi büyüteceğiz, fıstık gibi olacak' deseler de! Karşılığında dünyaları alsan da bu cennet vatanı verme! Sana Osmanlı olacaksın, büyüyeceksin! Turan olacaksın! Deseler de gâvura kanma. Verme vatanını!

“Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!”

Ma'bet bütün bir Türkiye'dir. Dar'ül İslam olarak doğan “Cennet Vatan”, elimizde kalmış biricik 'İslam Kalesi'dir. Bu itibarla nâ -mahrem'in burada hükmü geçmez. Burayı sahiplenemez                nâ-mahrem! Na mahrem kimdir? Nâ- mahrem kaldı mı? Herkes bizden!

Film izlenince milli bir hissiyatı herkes hissediyor. İyi güzel! Güzel de be kardeşim, sormazlar mı? Bu vatanın topraklarını satın alması imkansız olan bilcümle yetmiş iki buçuk milletin istediği yerinden istediği kadar satın almasına imkan tanıyan kanun ne zaman kim tarafından çıkarıldı diye?

1934 senesinde yürürlüğe giren Tapu Kanununun 35. maddesinin en son değişiklikten önceki hali: “Yabancı uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları edinebilirler.”

6302 Sayılı “Tapu Kanunu Ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” 03.05.2012 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş ve 18.05.2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş.  Bu kanunla Tapu Kanununun 35.maddesi şu hale gelmiş.

Madde 35: “Kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, uluslararası ikili ilişkiler yönünden ve ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ülkelerin vatandaşı olan yabancı uyruklu gerçek kişiler Türkiye'de taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinebilirler.” 

Yani? Yanisi şu: 18.05.2012'den önce bir ecnebi memleketin vatandaşı Türkiye'den toprak alacağı zaman bakılıyordu; o ecnebinin ülkesi Türk'lere hangi muameleyi yapıyor? Şayet onlar Türklere toprak vermiyorsa; 'kusura bakma kardeşim, biz de sana toprak satamayız” diyebiliyorduk.  2012'den sonra ne değişmiş? Değişen şu: Artık biz o ecnebiye “senin memleketinde Türklere toprak edinme hakkı tanınmıyor biz de sana satamayız” diyemiyoruz. 

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar TBMM'de verilen yazılı soru önergesine verdiği cevapta “Türkiye'de 2012-2013 senesinde yabancılara toplam 137 milyon metrekare taşınmaz satıldı” demiş.

Türkiye'de siyaset yapmasına müsaade edilmiş partilerin hangisi bu düzenlemeyi geri alabilecek davaya, derde sahip? Kestirmeden söyleyeyim ma'lesef: Hiç birisi.

Birileri tam olarak ne olduğu anlaşılmayan “Anayasayı ihlal” suçundan bahsederler. İstiklal Marşını ihlal edenlere şehit oğulları daha ne kadar alkış tutacak?

Mahcubiyet taşıyacak bir sîne kalmış ise ben de şunu nakledeyim:

             “Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.”