İstanbul’da Konya’nın tanıtılması adına önemli işlere imza atarken köyü Çumra’yı da unutmayan Mustafa Toksöz, 2012 yılında kurmuş olduğu Çumralılar Derneği’nde İstanbul’daki Çumralılara bir araya getirme hedefiyle yardımlaşma ve dayanışmanın kapılarını aralıyor. Ticarete olan ilgisi sebebiyle memurluğu bırakarak önce Konya’da, daha sonra İstanbul’da ticari hayatına devam eden Toksöz, ticari çalışmalarından ve dernekle ilgili süreçten bahsetti.
Sizleri tanıyabilir miyiz?
Mustafa Toksöz, 1951 yılında Çumra’nın Ürünlü köyünde doğdum. Babama Hafız’ın Ali derlerdir sevilen ve çok sayılan bir insandı. Ailemiz Hafızoğulları diye tanınır. Ufak yaşlarımda çobanlık da yaptım, çiftçilik de. Konya Lisesi’nden mezun olduktan sonra çalışmaya İş Bankası’nda memur olarak başladım. Yaklaşık 10 yıl memurluk hayatım sonrasında ticaret yapmak hevesiyle istifa ettim. Konya’da manifaturacılık yaparak ticaret hayatına giriştim. Şu an 73 yaşındayım. Son dönemlerde fiziki bir çalışmam söz konusu değil ama alışkanlığın bir getirisi olarak hala sabah namazında işyerimde olurum.
Memleketinizden farklı bir şehre gitme serüveni nasıl şekillendi?
Konya’daki manifaturacılık serüvenime 1988 yılına kadar devam ettim ancak işler umduğum gibi olmadı. Şimdilerde beyin göçü dedikleri durumun benzerini yaşadık; Konya’dan İstanbul’a göç etmek durumunda kaldık. Birkaç yıl tekstil sektöründe farklı işletmelerde çalıştıktan sonra yeniden ticarete atılarak 1992 yılında işletmemi açtım. O günden bu yana tekstilin çeşitli alanlarında üretim yapıyor müşterilere hizmet veriyoruz. Şu an penye tekstil ürünleri imalatı gerçekleştiriyoruz, bir markamız yok. Genellikle yurtiçi ve yurtdışı kurumsal mağazacılık şirketleri adına üretim yapıyoruz.
İşiniz koşulları ve sektörünüzü İstanbul ve Konya bağlamında değerlendirirseniz neler söylemek istersiniz?
İşimiz gerçekten çok zor, özellikle kovid-19 sonrası rekabetçi bir piyasada yol almak Türkiye’de çok daha zor. Bazen durup nefes almak istiyorsunuz ancak bunu yaparken kaybetmeyi de göze almak gerekli. Eğer ticaretinizde başarısız olursanız Konya’da nefes almak daha zor sanırım.
İstanbul’un bu konuda bu konuda daha ılımlı olduğunu düşünüyorum. Hangi sektörde ne iş yaptığınızın bir önemi yok; İstanbul’a gelen herkes rızkının peşinde ve amaçları belli. İstanbul’da üretim için alternatif çok ama müşteriler, fırsatlar ve olanaklar da çok.
Kültürel ve sosyal düzeyde Konya ile bulunduğunuz şehirlerin farklı olduğunu düşünüyor musunuz?
Konya denince sakinlik, dinlenme ve huzur geliyor aklıma. İstanbul ise öyle mi! Sürekli koşuşturma halindesiniz. Konya’da 10 kişiye memleketini sorsak belki 1-2’si farklı şive ile yanıt verirken İstanbul’da 10 farklı şive duyarsınız. Her birinden alacağınız ders ayrı. Bazen bulunduğunuz ortamda nasıl davranacağınızı şaşırırsınız. Tanımadığınız insanlar hangi olaya nasıl bir tepki verecek belirsiz ama İstanbul’da ticaretin daha kolay olduğunu söyleyebilirim.
Sektörünüzde Konya ne derece önemli bir mertebede?
Tekstil üretimi olarak Beyşehir ve Bozkır’da ciddi tesisler var. Anadolu insanı çalışkanlığı ile hem gönüllerde hem akıllarda yer tutmasını biliyor. Anadolu’da iş yapmak isteyen insanlara da Konya’yı öneriyorum. Ancak bir eksiğimizi de söylemek isterim ki; diğer şehirdeki insanlara göre şehir dışında daha çekingen ve içine kapanık yaşadığımızı düşünüyorum. Girişimcilik tarafımız diğer memleketlilere göre eksik kalıyor.
İhracat yapmak isteyen herkesin destek alacağı bir platform mutlaka oluyor. Kurtuluşumuzun ihracat yapmaktan geçtiğini öngörüyorum. Sözüm Konyalı iş insanlarına olsun, mutlaka evlatlarınızı yaşı geldiğinde yurt dışına gönderin, kendilerine kanallar oluştursunlar ticari köprüler kurmamız şart. Çekinmeden ilgili bakanlıklara başvurmaları lazım.
Konya’ya bir vefa borcunuz olduğunu düşünüyor musunuz; bunu nasıl ödüyorsunuz?
Doğduğum, büyüdüğüm bu eşsiz topraklara elbette bir vefa borcum var. Mesela İstanbul’da iş yemeklerinde mutlaka Konya mutfağını tercih ediyorum ve çevreme tavsiye ediyorum. Yıllık izinlerini kullanacak çalışanlara Konya’yı ziyaret etmelerini öneriyorum. Sosyal medya hesaplarımdan sık sık memleketimle ilgili içerikleri paylaşıp teşvik ediyorum. Konya’dan iş amacıyla veyahut yükseköğrenim amacıyla İstanbul’a gelen hemşehrilerime destek olmak suretiyle borcumu ödemeye çalışıyorum. Buna ödemek denilmez aslında bizimkisi çorbada tuzumuz bulundurmak.
2000’li yılların başından bu yana Çumralıları bir çatı altında toplamaya gayret gösteriyorum. Bu çabamı bir avuç arkadaşımla birlikte 2012 yılında Çumralılar Derneği’ni kurarak taçlandırdık. 12 yıldır Çumralılar Derneği Başkanı olarak ilçemizin adını İstanbul’da duyurmaya çalışıyoruz, hemşehrilerimize faydalı olduğuna inandığım çalışmalar yürütüyoruz.
Teşekkür ederiz.
İBRAHİM HAKKI BÜYÜKHARBUT
