Konya'da sivil toplum kuruluşları birbirinden güzel konuları kendi sahasında uzman güzide şahsiyetleri davet ederek Türk milletinin meselelerini görüşmeye, Konyalılarla paylaşmaya başladı.

Geçen hafta Cumartesi Günü Tük Ocağında Roza Kurban vardı ve Kazan Tatarları ve Süyümbike hakkında bizleri bilgilendirdi.

Konya Yazarlar birliğinde ise Ermeni Meselesinin 100. Yılı münasebetiyle Prof. Dr. Feridun Ata, kültür severlere bir ziyafet çekti.

Her ne hikmetse Konya'da sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği toplantılar ya aynı saatte ya da birbirine çok yakın bir zamanda başlıyor. Bu da biz kültür severleri, tarih severleri biraz mağdur ediyor.

Şüphesiz ki her insanın cımbızla içinden çekebildiği bilgiler farklı olacaktı. İki yerde bulunma ve dinleme gibi bir lüksümüz olmadığı için ben beyimle birlikte görev dağılımı yaptım. Ona dedim ki: “Sen Yazarlar birliğinin konferansını takip et ben de Türk Ocağı'nın.”

Neticede eşim yazarlar birliğine gitti. Ben Türk Ocağına gittim; ama aklım Yazarlar Birliğinin konferansında. İçim gitti.

Sivil toplum kuruluşları konferans takvimini birbirleriyle muhabere ederek hazırlarlarsa bizim de aklımız bir başka konferansta kalmaz. Rahat rahat konuşmacıyı dinler, notlar alırız.

Ahde Vefa Derneği de düzenlediği konferanslarla Türk insanın ruhunu gıdalandırıyor, dünyasını aydınlatıyor. Cumartesi günü Macaristan turan derneği Başkanı konuk etti. Tabii konferansa katılamadığımız için her hangi bir bilgi sahibi olamadık. Ama katılanlar, anlata anlata bitiremiyorlar. Eh, bize de gıpta etmek düşüyor.

***

SELCAN TAŞÇI

18 Ekim Pazar günü saat 14.00'de Konya Ticaret odasında Ahde vefa derneği gerçekten verdiği ahitten şaşmayarak milli davaya gönül vermiş bir yazarı konuk etti: Selcan Taşçı

Selcan Taşçı, Türk milliyetçilerinin sorunlarını dile getirdi. Milliyetçilerin birbiriyle dayanışma içinde bulunmalarını, kırgınlıkları bir tarafa bırakıp milli meselelerimiz etrafında kenetlenmeleri gerektiğini dile getirdi.

Selcan Taşçı, Milliyetçi Hareket'in içinde yetişmiş biri. Teşkilata gönül vermiş kişilerin bazı olumsuz davranışları üzerinde durdu ve bunların yapılmaması gerektiğini savundu.

Selcan Hanımın olumsuz gördüğü davranışlardan biri “ötekileştirme.”  Vaktiyle A şahsın iktidarında eğer biz mağdur edildiysek, biz iktidara geldiğimiz zaman aynı hataların tekrarlanmaması gerekir.  Biz nasıl onların davranışlarından, dışlamalarından, yok saymalarından rahatsız olduysak, kendimiz iktidara geldiğimiz zaman bunun aynısını yapmamalıyız. Bunun için teşkilata gönül vermiş gönül vermiş kişilerin verdiği söylemlerle, tutumlarıyla herkesi kucaklaması lazımdır.

Teşkilattaki bazı insanların kendi aralarında “tutarsız” söylem ve davranışlardabulunduğunu, eğer bunun önüne geçilmezse seçmenden oy istemeye yüzümüz olmadığını vurguladı. Eleştirilerimizde ölçülü olma ve aşırıya kaçmama ve yapıcı olmayı teklif eden Taşçı, “Siz eğer bir söyleminizde herhangi bir şahsı hırsız, hain v.s gibi yüz kızartıcı suçlarla itham ederseniz; seçimlerde size seçmen sormaz mı hani bu adam hırsız idi, bu gün ne diye onun adına oy istiyorsunuz diye. Bunun için kendi içimizde ve başkalarına karşı tutarlı olalım” dedi.

“Fikir olarak yerinde sayıyoruz; hatta geri gidiyoruz”: Türk milliyetçilerinin fikir olarak bundan 35-40 yıl öncesinden daha geride olduğumuz vurgulayan Taşçı; “Bugün Türk milliyetçileri Bir Ziya Gökalp'i, tanımıyorlar. Teşkilatın anayasasını oluşturan “Dokuz Işık” ı okumamışlar. Halbuki Milliyetçiliğin temelini oluşturan, fikir babası durumunda olan bu şahsiyetler okunmalı, bilinmeli ve değişen şartlar altında bunlardan güç alarak yeni yorumlar getirebilmeliyiz, fikirler üretebilmeliyiz.” Diyerek milliyetçi camiaya uyarılarda bulundu.

“Türk milliyetçilerine vebalıymış gibi yaklaşıyorlar.” İnsanlar bırak ülkücüyüm demeyi, Türk milliyetçisiyim demeyi utanır hale geldi. Bu algının yıkılması gerekir. Neden gocunuyorsunuz ki .Türk milliyetçisiyim deyin ve her sahada kendinizi bilginizle, efendiliğinizle gösterin. Şu anda 3 Tarz-ı Siyaset” i geçen bir düşünürümüz yok. “Türk Kültürünün gelişme Çağları” gibi eser veren bir tarihçimiz yok.  Sepetçi oğlu gibi bir Romancımız yok. Onun romanlarından bîhaberiz. İlk önce bunları tanıtmalı ve yeni fikir adamları yetiştirmek zorundayız

“ Fedakârlığı, kaybetmek olarak algılayan bir camia olduk.” Hâlbuki bir takım şeyleri kazandıktan sonra paylaşmasını bilmiyorsan geriliyorsun. Paylaş ki çoğalsın. Bir şeye sıkıca yapışırsan, paylaşmazsan seninle yok olur gider. Bir eseri, bir düşünceyi paylaş ki çığ gibi çoğalsın, aynı düşünceyi paylaşan ve ortak ideallerde birleşen kocaman bir ülkücü camia oluşsun. Tepki gerekiyorsa tepkimizi göstereceğiz. Ama bu kaba kuvvetle değil, fikirle, kalemle olacak.”

1 Kasım seçimlerine de değinen Selcan Taşçı, bu seçimin Türk milleti için bir “kader seçimi” olduğunu ifade etti ve Milliyetçi düşüncenin de adresinin MHP olduğunu vurguladı. “Eğer cezalandırmak gereken biri varsa neden ülkeyi bu hale getirenleri cezalandırmıyorsunuz. Neden “Fıratların” ölümüne göz yumanlardan hesap sormuyorsunuz. Neden terörü tırmandıran da hesap sormuyorsunuz? Hesap sorma yeri de sandıktır, partinize oy verin. Soru sorma, hesap sorma hakkını kazanın” dedi.

Ahde Vefa Derneğine, Ülkücü hareketin meseleleriyle ilgili tespitlerinden dolayı birikimlerini bizlerle paylaştığı için Selcan Taşçı Hanımefendiye teşekkürlerimizi sunuyorum. Gerisi seçmene kalmış bir şeydir.

***

Konya Ansiklopedisi

19 Ekim Akşamı Konya Dedeman otelinde verilen bir yemekte 6-7-8- ve son cildi (9.cildi) tamamlanan Konya ansiklopedisinin tanıtımı yapıldı. Programda açılış konuşmasını yapan Konya büyükşehir Başkanı Tahir Akyürek; Konya şehrinin hafızası konumunda olan böyle deva bir eser ortaya çıktığı için çok mutluyum. Bu eser Sayım Mehmet Ali Uz abimizin ve üniversitemizin çok saygıdeğer hocalarının ve yayın ekibinin çok özverili çalışmalarının sonucu oluşmuştur. Emeği geçen herkesi saygı ile selamlar, çok teşekkür ediyorum” dedi.

Konya Ansiklopedisinin yöneticisi Mehmet Ali Uz ise yaptığı konuşmada “Şehrin hafızasına temel oluşturabilecek bu ansiklopedinin hazırlanmasında Selçuk Es'in çok büyük emeği geçti. Sonradan yapılan çalışmalar için onun yazılarından ziyadesiyle istifade edildi. Akademisyenlerin ve diğer araştırmacı yazarların büyük gayretleri sonucunda çok şükür ansiklopediyi alnımızın akıyla tamamladık.” dedi.