Seçim kazanma yarışları için sahaya çıkıldığında Türkiye'de bir şeyler aksi gider. Bu, tecrübeyle sabit bir durumdur. Her zaman aynı senaryo işlemiştir.

Ekonomi bir anda altüst olur.

Çünkü işi gücü bir kenara bırakıp seçime odaklanılır.

Tıpkı, şimdilerde olduğu gibi...

Baharın ilk günlerini yaşadığımız ve özlediğimiz güneşin sıcak yüzünü gösterdiği bugünler, iyi şeyler yapabilmek ve gelecek için iyi adımlar atabilmek için içimize umut tohumları serpse de, seçime gitme eğilimimiz nedeniyle içimizde yeşermeye çalışan umut tohumlarını bir şekilde bastırmayı başarabiliyoruz.

Konya esnafının tabiriyle şu an piyasa allak bullak...

Para dönmüyor...

Alışveriş neredeyse durma noktasına geldi. Ticaret hacmimiz git gide düşüyor. Piyasada para sirkülasyonunun olmaması nedeniyle vatandaş sürekli cepten yediğinden dert yanıyor.

'Cep delik, cepken delik.
Kol delik, mintan delik.
Yen delik, kaftan delik.
Kevgir misin be kardeşlik'
diyor ya Orhan Veli...

İşte o günlere doğru adım adım gidiyoruz. Allah sonumuzu hayretsin...

Gizliden bir ekonomik kriz ya da ekonomik krizimsi bir durumdan bahsetmek yanlış olmaz. Altının gram fiyatı 100 lirayı aşmış durumda. Genel algı, ekonomistlerde bile aynıdır. Altın fiyatı yükselirse, döviz kurlarında düşme olur.

Hani nerede?Niye döviz düşmedi. Düşmediği gibi dolar aldı başını gidiyor...

Bu durumun izahı nedir sayın ekonomistler?Aman bir çare, valla iyiye gitmiyoruz...

Döviz kurları sürekli artış eğiliminde... Hadi diyelim bu normal. O zaman altın fiyatları neden yüksek? Bunların değeri yükseldikçe, bizim cebimizdeki paranın değeri kayboluyor. Yakında hiçbir kıymeti kalmayacak...

Petrol fiyatlarıda dolardaki yükselişe paralel olarak ciddi manada yükseldi. Vatandaş yeni yeni deposunu doldurur olmuştu. Şimdi bu durum da ortadan kalktı. Benzin yine 5 liraya doğru giderken, 1,70 TL seviyelerine kadar gerileyen LPG de 2 lirayı geçmiş durumda. Mazottan hiç söz etmeye gerek yok. Herkesin malumu.

Vatandaşın gazını alacakbir düzenlemeye acilen ihtiyaç var. Bu kervan böyle gidecek olursa, seçime kadarki 3 aylık süreçte daha çok yorgan geveriz.

Sıkıntılı süreç sanki biraz erken başladı. 2015 yılına hiç de iyi girmedik. Görünen köy navigasyon istemiyor.

Daha düne kadar cayır cayır eleman arayan işletmeler şimdi ne yapsam da eleman çıkartsam diye düşünür duruma geldi.

Seçimi hangi parti kazanır. Kim iktidar, kim muktedir olur bilinmez. Hangi ilden hangi partiden kaç milletvekili çıkacağını da sandıktan alınacak olan sonuç gösterir. Kazananı ve kaybedeni ile bir seçimin daha defteri dürülür.

Gel gelelim, bu seçimin de kaybedeni diğer seçimlerde olduğu gibi vakit kaybeden, seçime odaklanan, işini gücünü aksatan, devlet kurumları iş göremez hale gelen, 'şu seçim bir olsun da bakarız' diyen Türkiye olacak...

Mesnevi'den:

“Su, topraktan arınınca denize kavuşur; zindandan kurtulur, denize katık olur.”