Sağ elim, sol yanımda. Eyvallah. Avucuma sığdırdım. Kırdım. Kırıldım. Daraldım. Ferahladım. Olay yeri neresi?Duruşmalarımın salonu, sevdâlarımın bahçesi, duygularımın evi; kâlp mi, kalp mı?

Mazlum muyum, zâlim mi?

Sevdâm neyin sevdâsı? Hâk mı, bâtıl mı?

Duygum nedir? Tevâzû mu, kibir mi?

Nefis kurşun yağdırıyor üzerime. Zırh gerek; kâlp mi, kalp mı? "A" şapka denilen zırhı takmış mı?

Güm güm atan, ne pompalıyor? Yoksa pompalı bir tüfek mi? Sahteliği vurmanın peşindeyim. Ayağından mı, beyninden mi? Kanıp da geçmek mi, yok etmek mi? Ben bu işin neresindeyim? Vurup da duymaz mıyım? Bir şey biliyorum; sanırım. Kâlbi tertemiz aldım, kalpı vurdukça yaşarım.

Nefes alıyorum. Sahteliğin ortasında, insanların arasında. Karalayıp da aklanmak olmaz. Ben de insanım, karayım. Sahte saygı, sahte sevdâ, sahte dünyanın kalpından; hâkikâtin kâlbine garip bir yolculuktayım. Nefesi ne ile almaktayım?

Aynalar var. Bir de aynaların ötesi... Sûretimi görüyorum. Sıfatımdan ne haber? Sesler duyuyorum. Karmakarışık ve kalabalık. Yazık, kalpı işitmeye meyilliyim. Müjde, kâlbi dinlemeyi seçerim. Yıkılın karşımdan aynalar. Allah'ın hâbibi Muhammed'den (s.a.v.) sevdâyı öğrenmekteyim: "Allah Teâlâ sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, kâlplerinize bakar."

Yollar var. Bir de izler... Yakmışları da gördüm, yapmışları da. Yıkmışlar çıktı önüme, dikmişler de. Yürüyorum, hangi izlere basmaktayım? Muhabbeti yakmışların, mücadeleyi yıkmışların, doğru yoldan sapmışların izleri mıh gibi çakılmış yoluma. Kibrine yenik düşmüş iblisin tuzakları; kalptan içeri, bodoslama. Gönüller yapmışların, cihât fidanını dikmişlerin, doğru yolda gitmişlerin izleri; beni dostça çağırıyor. Göz gerekirmiş, kâlpten içeri; ne kaş ne kirpiktir yuva.

Ölüm mü kalır bu dünyadan, hayat mı?Aldanış mı kalır bu sahtelikten, uyanış mı?Kazanılanlar makbûl mu; meçhûl... Harcadıklarım beni kurtarır mı? Zirâ bir nasihat bulmaktayım:

Hz. İsa aleyhisselam tebliğ görevini yaparken Yahudiler ona kötü sözlerle karşılık veriyorlardı. Biri Hz. İsa'ya dedi ki:

"Onlar sana çirkin sözler söylüyorlar. Sen onlara duâ ediyorsun."

Hz. İsa cevap verdi:

"Canı olan gönül sahibi, içinde nesi varsa onu harcar."

Kibri, riyâyı, yalanı, hasedi, hırsı harcıyorsam kalptır sol yanımdaki. Beni öldürmeye geleni öldürmeye kalkışıyorsam, amellerimi çok görüp kibre kapılıyorsam, hakkı tavsiye etmeyip saklıyorsam; nece bir nefestir bu aldığım? O zaman kararır sol yanım; iblistir kandığım.

Tevâzûyu, samimiyeti, sadâkati, gıptayı, azmi harcıyorsam kâlptir sol yanımdaki. Beni öldürmeye gelen bende diriliyorsa, yolda olmayı zafere değişmiyorsam, gönüllere girip hakkı arıyorsam; hakkıyla nefestir bu aldığım. O zaman aydınlığa çıkar sol yanım; Allah'tır andığım.

Kalpa karşı kâlbin mücadelesinde dâima bu olmalıdır hatırladığım:

"Kâlpler ancak, Allah'ı anmakla huzur bulur."