Hep bir kırmızı bisikleti olsun isterdi. Boyası gıcır gıcır, tekerlekleri, selesi yepyeni, vitesli; şöyle sokakta tur atmaya başladı mı Aliler, Ercanlar, babasının geçenlerde aldığı mavi bisikletiyle tüm çocuklara hava atan Gökhan! Hepsi ama hepsi ağzı açık ona bakmalıydı. Geceleri rüyasında ekseriya kırmızı bisikletinin kanatlandığını, bulutların üzerinde tüy hafifliğiyle gezindiğini, uçaklarla yarıştığını görüyordu.

 Bu hayali gerçekleştirmek için okul çıkışı soluğu Hikmet ustanın pide dükkânında alıyordu. Yarım gün siparişleri yerine ulaştırıp çok geç olmadan eve dönüyordu. Hikmet Usta haftalık veriyordu. O da haftalığının yarısını babasına veriyor yarısını biriktiriyordu. Zavallı adamcağız gece gündüz çalışmasına rağmen beş kardeşine güçlükle bakıyor masrafları ucu ucuna karşılıyordu. Evleri kiraydı. Hele kış geldi mi yakacak parası diğer masraflara eklenir durum daha da içinden çıkılmaz hale gelirdi.

Bir gün okulun kapısında asılı bir broşür gözüne ilişti. Broşürde okulda düzenlenecek olan kitap okuma yarışmasından bahsediliyordu. Birinciye nakit para ödülü verilecekti. Birden bire gözlerinde sevinç parıltıları belirdi. Kalbi küçük bir kuş gibi yerinden çıkarcasına atıyordu.  

Hemen sınıfa koştu. Öğretmen yarışma ile ilgili sınıfa bilgi veriyordu. Buna göre okul yönetimince belirlenen kitaplardan sınav yapılacaktı.  Bu sınavda başarılı olan ilk üç kişiye çeşitli ödüller verilecekti. Birinci olan çocuğu ise nakit para ödülü bekliyordu.

 Birden aklına gelen soruyla içi cız etti. Belirlenen kitapları nasıl alacaktı? Her biri kim bilir kaç paraydı. Bu düşünce içinde kıvranırken öğretmen kitapların okul kitaplığından temin edilebileceğini söyledi.

O gün okul çıkışı içi içine sığmıyordu.  Bir an evvel siparişleri dağıtıp eve gitmek ve bu haberi annesine vermek için sabırsızlanıyordu. Nihayet son siparişi de teslim edip soluğu evde aldı. Annesi haberi duyduğunda çok sevindi. İlk göz ağrısı iyi huylu, çalışkan oğlunun ne zamandır hayalini kurduğu kırmızı bisiklete ulaşmaya bu kadar yaklaşmış olması onu da heyecanlandırdı. Can paresi oğlunu yüreklendirdi. İsterse başarabileceğini, kendisine güveninin tam olduğunu söyledi.

Böylelikle sıkı bir maraton başladı. Okul kitaplığından aldığı kitapları büyük bir dikkat ve hevesle okuyor, özetini çıkarıyordu. Ardından kitapla ilgili sorular hazırlayıp kendisini sınavdan geçiriyordu. Aldığı puan düşükse kitabı en başından tekrar okuyordu.

Üç ayın sonunda yarışma günü geldi çattı. Yarışmaya katılan tüm çocuklar okul bahçesinde toplandı. Hepsi belirlenen sıra numarasına göre sınıflarda yerlerini aldılar. Sınav kâğıtları dağıtıldı. Yaşasın! Sorular korktuğu kadar zor değildi.  Kitapların hepsini defalarca okuduğundan cevapları ezbere biliyordu. Bir çırpıda tüm soruları cevapladı. Sınav sonuçları bir hafta sonra açıklanacaktı. Bu bir hafta kırmızı bisikletin hayaliyle göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

Ödül töreninin yapılacağı gün yarışmaya katılan çocuklar ve aileleri salonu hınca hınç doldurmuştu. Yapılan konuşmaların ardından sıra dereceye girenlerin açıklanmasına geldi. Salonda heyecan bir kat daha arttı. Üçüncüden başlayarak isimler açıklandı. Her anonsta kalbi yerinden fırlayacak gibi oluyordu. Hem umudun hem umutsuzluğun yaşandığı salonda bazı yüzler gülüyor bazılarıysa başları yerde birincinin açıklanmasını bekliyordu.

Nihayet birinciliği hak eden isim anons ediliyordu. Kulaklarındaki uğultu, yüreğindeki heyecan açıklanan ismi duymasına engel oluyordu. Yanında oturan annesi ayağa kalkmış,  gözyaşlarıyla onu kucaklıyordu. Çocuklar kendisine bakıyor, parmaklar onu işaret ediyordu. Sahnede anonsu yapan öğretmen eliyle sahneye gelmesini işaret ediyordu. Yarışmanın galibi oydu. Annesi sırtını sıvazladı ve oğlunu sahneye uğurladı. Bacakları titriyordu. Ne diyeceğini, nasıl davranacağını, elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor, komik duruma düşmekten korkuyordu. Ödülünü okul müdüründen aldı.  Heyecanla kendisini alkışlayan kalabalığa baktı.

Dedesi ' çaresizlik bazen umut kandilinin yakıtı olur' derdi. Bu sözünde ne kadar haklı olduğunu düşündü. Gözyaşları akmadan sahneden indi. Annesinin kucağında zaferini kutladı.