Çocukları sınavlara hazırlanan anne ve babalar çok iyi bilirler. Sınav yılı özellikle üniversite sınavı gibi öneme sahip sınavlara hazırlanılan yıllarda gençlerde görülebilen kaygı durumu sadece genci değil ailesini de etkiler. Bazen de durum tam tersi olur. Anne ve baba o kadar kaygılıdır ki, bu kaygı öğrenciye sirayet eder. 

Sevgili anne ve babalar bilmelisiniz ki kaygı bulaşıcıdır. Çocuğunuza sınav hazırlık yılında destek olmalısınız ve kaygılarınız varsa bile çocuğunuza yansıtmamanız gerekiyor.

Tüm bunları yaşamayan ancak yaşamaya aday anne ve babalar da sadece öğrencilerin sınav kaygısı yaşadığını düşünmektedirler. 

Eğer sadece sınava hazırlanan öğrencilerin kaygı yaşadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.!

Bugün ki yazım sınava hazırlanan öğrenciler anne ve babalarına hitaben olacak. Çocuklarından daha fazla ya da çocukları kadar kaygı yaşayan anne babalara sözüm!

Uzun yıllardır sahada işin içinde olan bir psikolojik danışman olarak, binlerce öğrenci ve ebeveynle karşılaştım. Anne babaların kaygısı bazen çocuklarınınkini geride bırakacak kadar yoğun olabiliyor.

Çocuklarının başarılı olmalarını isteyen pek çok anne baba destek olma niyetindeyken bazı hataların yolunu açabiliyorlar. Kendi kaygılarını çocuklarına taşıyıp işin içinden çıkılmaz hale getirebiliyorlar. Çocukları ise bu durumu normal zannedip sorun yaşamaya devam edebiliyorlar.

Sahada geçirdiğim on dört yıl sonunda, anne babaların tüm iyi niyetlerine rağmen yapmaya devam ettikleri hatalardan en çok gözlediklerim arasında şunlar olabiliyor:

1.Karşılaştırma: “Dayının kızı hiç dershaneye gitmeden başarılı oldu. Sen istesen ondan bile iyi olursun.”,  “Okulda kaçıncı oldun, sınıf arkadaşların kaç almış, sınıfta en iyi not kaç?”, “Ben senin yaşındayken böyle fırsatlarım olsaydı profesör olurdum!”

Bakın ebeveynin bu tavrı neye neden olur? İsterseniz bunu konuşalım: Çocukta değersizlik algısı, yetersizlik, öfke, direnç düşüncelerine, duygularına ve davranışlarına neden olur. Unutmamak gerekir ki karşılaştırılmak kimsenin hoşuna gitmez ve karşılaştırılmanın sonucu olumsuzdur, hep öfke ve mutsuzluk yaratır.

2.Aşırı beklenti mesajları: “Neden 100 alamadın 95 aldın?”, “İstersen dereceye bile girersin” ,“Bu sene kesin kazanman lazım”,”Boğaziçi üniversitesini kazanman gerek”, “Ya tıp fakültesini kazanırsın ya da bir daha hazırlanırsın”.

Pekala ebeveynin bu tavrı neye neden olur? İsterseniz bunu konuşalım: Yoğun kaygı, yetersizlik algısı ve vazgeçişler, özellikle sınav esnasında baş gösteren kaygı ataklarına neden olabilmektedir.

3.Üstü Örtülü mesajlar: “Çocuğum sen çok zeki bir çocuksun ve biz başarılı olacağına eminiz, sana güveniyoruz, istediğin takdirde alamayacağın derece yoktur” gibi olumlu görünen olumsuz cümleler!

Peki ebeveynin bu tavrı neye neden olur?:  Zaten sınav ve ergenlik nedeniyle hassas ve kırılgan olan gençte; “Eğer başarısız olursan aptal olduğun anlamına gelir, hayal kırıklığına uğrarız, sevgimiz bile azalabilir, senden çok iyi dereceler görmezsek başarıdan saymayız”, “ya başarılı olmalısın, ya başarılı olmalısın” gibi algılara neden olabilir.

Bu maddeleri elbette artırabilirim. Ancak genellikle karşılaştığım ebeveyn tavırları bunlar.

Peki, hocam iyi söylüyorsun, hoş söylüyorsun ancak biz ne yapalım o vakit derseniz; 

Sadece anne ve baba olun! Çocuğunuzun bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğu budur. Bir öğretmen, bir denetmen, hayatı adına karar veren bir hakim, bir gardiyan olmayın!

Çocuğunuzla;

  • Sadece derslerden değil, o günkü yaşanılanlardan günlük konulardan da sohbet edin,
  • Çocuğunuzla birebir olarak ilgilenin, 
  • Onu yargılamadan dinlemeye çalışın, 
  • Sosyalleşmesine izin verin, çocuğunuz bir robot değil, sürekli ders çalışmak ayrıca verimli değildir. 
  • Mesela, en ufak molasında tekrar derse dönmesi gerektiğini hatırlatıvermeyin
  • Ona güvenin, sorumluluklarını alabilecek bir yaşta, sadece gerektiği zaman gerekli desteği gösterin

Ve asla çocuğunuzla ilgili olarak şunu aklınızdan çıkarmayın sevgili anne ve babalar;

Çocuğunuzun mutluluğu ve sağlığı her şeyden önemli... Bu nedenle bu senede, her zaman olması gerektiği gibi onun yanında olmalısınız. Çocuğunuz bir çalışma içerisinde ve sizler de çocuğunuzun neye ihtiyacı olursa başarısını desteklemek adına yanında olmalısınız. Sınav ve başarılı olmak emin olun çocuğunuz için önemli, bunu sizde bilin. Elbette ki siz de başarılı olmasını istersiniz. Ancak çocuğunuza şu mesajı vermelisiniz,  “seni her koşulda seviyoruz ve destekliyoruz, Elinden geleni yap!” diyerek onun yanında olmak, emin olun birçok problemi çözebilecektir. 

Ancak çocuğun başarısını engelleyen dikkat ya da yoğun kaygı problemleri var ise bu durumda birebir destekler almak muhakkak yararlı olacaktır.

Her şeye rağmen çocuklarınızın yanında ve arkalarında olmanız dileğiyle...