Bir anda iki ayrı yerde patlama oluyor ve 100'e yakın insan hayatını kaybediyor. 

Ölmek ne garip, ne kolay... Ölüm bize ne kadar da yakın...

Hiç ummadığımız yerde hiç ummadığımız bir zamanda, hiç ummadığımız bir şekilde dikiliveriyor karşımıza Azrail...

Kazaya ve kadere olan imanımızı tazeliyoruz adeta.

Her ne kadar uzmanlar seçimden önce böylesi olayların yaşanabileceğini belirterek, olayı seçime indirgese de o kadar basit değil bana göre.

Sebebi ne olursa olsun, hangi gerekçeyle olursa olsun, öldürmemeli, öldürmemeyi öğrenmeliyiz...

Ölenlerin sağcı, solcu, şucu, bucu değil de her şeyden önce insanoğlu olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. 

Kalabalık ortamlara girmekten korkar olduk. Özellikle son dönemde terörün yönünün kalabalık ortamlardaki canlı bombaların patlaması sonucu çok sayıda hayata mâl olması, bizleri toplum olmaktan, topluluk halinde olmaktan, kalabalık halinde olmaktan, dahası beraber ve omuz omuza olmaktan korkutur hale geldi. 

Terör o kadar büyük bir bela ki, kanlı eylemlerinde sınır tanımıyor. Ankara, Konya, Diyarbakır, İstanbul, Tunceli, Hakkari, Hatay, Artvin...

Nereyi sayarsanız sayın...

Tablo hiçbir zaman değişmiyor. Terörün kanlı eylemlerinin yönü ve şekli değişiyor ama sonuç hep aynı oluyor. 

İnsan ölüyor, insanlık ölüyor...

Kaç defa öldürdüler insanlığı... Kaldırıyorlar, ayağa dikiyorlar ve sonra bir daha öldürüyorlar. O kadar kin ve nefret duyuyorlar ki insanlıktan, insanlığa her türlü işkenceyi mubah görüyorlar. 

Ankara'da 100'e yakın vatandaşın hayatını kaybettiği kanlı terör eylemini kimin düzenlediği ile ilgili henüz netlik kazanmış bir bilgi yok. Ancak, terör eylemi gerçekleşmeden önce biraraya gelenler barış söylemleri üretiyorlardı. 

Artık sadece toplum olmaktan, birarada olmaktan değil; barışın adını ağzımıza almaktan dahi korkar olduk. 

Kimin düzenlediği değil, barış adı altında düzenlendiğinin önemsenmesi gerektiği bu eylemi kana bulayanlar da barışa karşı öfke kusanlar. 

Hepsi birbirinin aynısı, hepsi birbirinin aynası...

Dünde yaşananları bugün tekrar ediyoruz. Yarın da ne olacağını bilmiyoruz. Ülkeyi yönetenler, farklı görüşlere sahip siyasi liderler kızıyor. Hepsinin ağzında aynı öfke var. 

Hepsi birbirine sallıyor...

7 tane canlı bombanın ülkeye giriş yaptığı istihbaratının alındığı günün ertesinde 2 canlı bombanın patlaması ise yine aynı noktaya taşıyor olayı. Ülkemiz üzerinde emelleri olanlar, barış adına yapılan her türlü etkinliği, amacı, hedefi ve yapanının kim olduğunu ayırt etmeksizin, barış olur mu korkusu ile hemen vuruyorlar. 

2 tane canlı bomba patladı ya, kaldı 5 canlı bomba...

Dikkati ve tedbiri elden bırakmamak lazım. Söylenenler doğru ise içimizde ve bizimle birlikte diğer canlı bombalar. 

Allah zalimlerden, bizi bize düşürmek isteyenlerden, kandan beslenenlerden, kardeşliğimizi yok etmek için ellerinden geleni ardına koymayanlardan milletimizi de devletimizi de vatanımızı da korusun...