Her Kasım geldiğinde ilk olarak içimi bir hüzün kaplar. Sonrasında da doğum günüm olması nedeniyle bir mutluluk dolar içime... Kasım, aklıma ilk kasımpatıları getirir sonra da sarı gülleri.  Ne hoştur ki doğum günüm de Atatürk’ün ülkemize hediye günlerinden biridir. Baş tacımız öğretmenlerimizi hatırlamamızı sağlayan yine Atatürk’tür.

Hüznün ayı Kasım aslında bir geçiş ayıdır. Doğanın kendisini dinlenmeye çektiği ve yeniden doğmaya hazırlandığı kışa geçiştir. Hatta yarısı sonbahar yarısı kıştır denir. Kasım bizler için de hatırlama ayıdır. Atatürk’ü ölüm yıldönümünde anarken sahip çıkmamız gereken değerleri hatırlama. O değerler ki bizleri bugün güçlü bir omurga ile ayakta tutan değerlerdir. Geçmişi çok güçlü bir milletin geleceğe doğru ilerlediği yolda mihenk taşlarıdır.

Hepimiz biliyoruz ki bu ülke, bu günlere kolay gelmedi. Gelene kadar canını veren tüm şehitlerimizi Atatürk’ün ölüm yıldönümünde bir kez daha anarız. Biz bugün vatanımızda özgürce güzel bir hayat sürebiliyorsak işte bu Atatürk ve silah arkadaşlarının eseri. 10 Kasım o yüzden anma günüdür.  Aslında bir ölüm günü değil bir farkındalık günüdür.

Bu ay ile ilgili bir de şiirler var çocukluğumdan kalan. Saat dokuzu beşe geçe diye başlayan ve bütün dünya ağladı diye devam eden. Biri ölünce neden bütün dünya ağlar diye düşünürdüm hep. Gerçekten de çok az lider vardır ki tüm dünyaya ilham kaynağı olmuştur. Atatürk özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelmiştir tüm dünyada.

10 Kasım bir bütünlük günüdür. Parçalanmaktan kurtulan bir vatanın evlatlarının tek yürek olduğu gündür. Ne zaman saat dokuzu beş geçtiğinde yanımda hiç tanımadığım biriyle sokakta saygı duruşuna dursam gözlerim dolar bu yüzden. Ve ardından şu sözler dökülür dilimden “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak”. Atatürk ve silah arkadaşlarının emaneti o al sancak ebediyen bu semalarda dalgalanacak.

Her 10 Kasım’da elinde kasımpatılarla şiir okumaya giden o küçük kız; bugün bu ülkede özgürce fikirlerini anlatabiliyorsa, geleceği şekillendirmek adına kafa yoruyorsa ve dünyanın herhangi bir ülkesinde gururla “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diyebiliyorsa bu ay şükür ayıdır.

Sen hiç ölmedin Atam, kalbimizdesin.