Erbâb-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar

Rencide olur dîde-i huffâş ziyadan

(Açıklaması: Nasıl ki yarasanın gözü güneş ışığından, aydınlıktan rahatsız olursa eksiği olanlar, cahil olanlar da olgun ve bilgili insanlardan hoşlanmaz, onları çekemezler.)

Anayasal zorunluluk gereği seçim hükümeti Sayın Davutoğlu Başbakanlığında kuruldu.Kabinede 11 AKP,11 bağımsız, 2 HDP,1 MHP'li isim görev aldı.

Bugüne nasıl gelindi?

7 Haziran seçimlerinden sonra seçmenin çıkardığı tablodan tek başına hükümet kurma yetkisi çıkmadı.

Seçimlerden yüzde 41 oy alarak birinci çıkan AKP258 milletvekili ile yaptığı görüşmeler sonucunda mecliste güvenoyu alacak bir meclis hükümetini kuramadı.

Sonrasında görevi Sayın Cumhurbaşkanına iade etti. Sayın cumhurbaşkanı da anayasanın kendisine yetki veren 114'cü maddesini işleterek tekrar seçim kararı ile 1 Kasımda seçime gitmek üzere seçim hükümetini onayladı.

Tabloya baktığınız zaman her şey Anayasa sınırları içerisinde normal. Normal olmayan CHP ve MHP'nin tutumu! HDP'yi saymıyorum onun varlığı, varlık sebebi, dayandığı güç anormal.Sistemin açıklarından istifade etmiş terör örgütünün “uzantısı”.

CHP bildiğimiz parti. 9 Eylül 1923'te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.Yani cumhuriyetimizle yaşıt! Bu halk bunların tek parti dönemini,koalisyonlarını bilir.Nasıl insanların inançlarına müdahale ettiklerini,acımasız vergilerle insanların bacağındaki donuna kadar çıkarıp aldığını bilir.Her iktidara geldiklerinde uzun kuyrukların oluştuğunu,temel ihtiyaç malzemelerinin, karaborsada el altından satıldığını,inançlarından dolayı başını kapatan kızlarımızın okullarından atıldığını bilir ve unutmadı.İki ekmek almak için fırıncıya yalvardığımız günlerde hep CHP vardı. SSK'nın batırılması hastanelerinin temizlik malzemesi bulamamasından pislik içinde kalması hep CHP dönemlerinde olmuştur.Başkalarına diktatör derken, seçilmiş bir milletvekilini “dışarı dışarı” diye tempo tutarak yuhalamışlardır.Liderleri ise kürsüye çıkıp “bu hanıma haddini bildirin” diye millete meydan okuduğunu da biliriz.Allah ona öyle bir meydan okudu ki cin çarpığına döndü.Suyu ağzı diye kulağına götürdüğünü bütün dünyaya göstererek rezil olmasını sağladı!

Şimdiki lider(?) ise şaşkınlığından inen merdivene bineceğine çıkan merdivene bindi. Allah bunların ayağını öyle dolandır ki,11 aylık torununu sigortalı göstererek hem genel müdürü olduğu kurumunu hem de devleti zarara uğrattığı ortaya çıktı. “Etik değildi” deme pişkinliği ile olayı geçiştirdi.

Gün geldi bu ülkenin ezilen evlatları 13 yıldır iktidarı kimseye vermediler.Son seçim, sonrası koalisyon kurmak için yasa gereği bunlarında ayağına gidildi.Ancak bizim çakma “Gandhi Kemal” kendinde güç vehmetti.Şartlarım var kabul ederseniz hükümeti kurarız.

Neydi o şartlar;

1-“Ben Beştepe'yi tanımam.”

2-Paralel çetenin,ülkenin seçilmiş Başbakanını indirme operasyonu diye bilinen “17-25 aralık operasyonları gündeme getirelim, Cumhurbaşkanını yargılayalım temelli kurtulalım.”

3-“13 yıldır bu ülkenin bütün kurumlarını bozdunuz kötü yönettiniz bunun tamir edilmesi lazım, resterosyon hükümeti kuralım.”

Başka arzunuz? Diyesi geliyor insanın.

4-Bizimle olmazsanız bizi destekleyin biz HDP yahut MHP oda olmazsa CHP azınlık hükümetini destekleyin.

Vallahi bizim Anadolu'da çocukken böyle durumlarda bir söz söylerdik “anan güzel mi?” diye 

Yahu “hem kel hem fodul” derler böylesine.

AKP'nin 258 milletvekiline karşı 132 milletvekili.

Ama şartlarına ve havasına bakılırsa; Türkiye'nin sahibi!

Kendisi HDP ile hükümet kurmayı çok istemişti ama kısmet olmadı.

Daha sonra vallahi billahi Beştepe'yi tanıyorum, yolunu da biliyorum dese de kimse oralı olmadı.

HDP'nin barajı geçmesi için ellerinden geleni yaptılar.Hatta ailecek oy verdim diyen Genel Başkan yardımcısı Murat Çelik;“HDP'nin Meclis'e girmesinin önemini biliyoruz. Birçok denge ona bağlı. Ancak düşeceğimiz nokta koalisyon olabilir. CHP'den HDP'ye oy kayması en fazla yüzde 1 civarında olur diye görünüyor. Bu nedenle başlarda HDP'ye hafif bir giydirdik. Bu arada 'CHP'nin Türkiye'nin kurucu partisi olmakla verdiği hizmetin yanı sıra bu seçimlerde yaptığı fedakârlıklar da önemlidir. AKP'nin bu seçimde tek başına iktidar olamaması için HDP'nin barajı geçmesi hususunda, bir takım CHP'lilerin HDP'ye oy vermesi konusuna sessiz kalınmıştır” diyor.

HDP barajı geçti diye CHP'li Çanakkale Belediye Başkanı “şükür pilavı” dağıttı. İki isteğinin de yerine geldiğini belirten Başkan Gökhan, "2 temennim vardı ve şöyle bir adakta bulundum. Dedim ki Cumhuriyet Halk Partisi bu ilde 1'nci parti olacak dedim. 2'nci adağım ise bu ülkede barış çok önemli Çanakkale'nin barışı kadar. 12 Eylül faşist rejiminin ortaya koyduğu yasaların gereği bu baraj meselesi vardı biliyorsunuz. Bu baraj konusunda özellikle HDP'nin barajı geçmesini istiyordum. Bu şarttı. Bunu beğeniriz yada beğenmeyiz ama demokrasiye aykırı bir durumdur. Nitekim, baraj yıkıldı. Demek ki baraj yıkılabiliyormuş. Sonuç itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre kurulmuş bir siyasi partinin barajı aşmamasını hedeflemek kadar anti demokratik bir süreç olamaz. Onun için barajı, Türk milleti yıktı”dediklerini unutan CHP'liler şimdiden başladılar.HDP'yi yada PKK'yı hükümete ortak ettiniz diye. Aymazlığın, yüzsüzlüğün,riyakârlığın bu kadarına pes!

HDP üzerinden AKP'ye vuracak ikinci partide MHP.

MHP;"HDP siyasi partiler kanununa göre kurulmuş, legal siyasi faaliyetlerle seçimlere giren HDP'nin barajı geçmesi bizleri memnun eder, ..."

"HDP barajı geçerse MHP karlı çıkar..." (Semih Yalçın - MHP Genel Başkan Yardımcısı)

"HDP'nin barajı geçmesinde bizim için hiç bir mahzur yok..." (Meral Akşener - MHP İstanbul Milletvekili)

Hatta MHP'li OKTAY VURAL'ın; MHP'nin Bölge İl Başkanlarına; "Eğer Erdoğan'ın durdurulmasını, Ak Parti'nin indirilmesini istiyorsanız, bölgede MHP'lilerin oylarını HDP'ye verdirin" seçimden önce bunları diyeceksiniz.

Seçim akşamı Sayın Devlet Bahçeli sonuçlar netleşmeye başladıktan sonra mhp siz koalisyon önerilerini sıraladıktan sonra konuşmasını şöyle tamamlamıştır. 

“Böyle bir koalisyon içerisinde şerefi ve haysiyetiyle, ilkeli ve dürüst davranışıyla çok güzel ve mecliste denetimi görev alan bir ana muhalefet görevini almaya hazırdır. Eğer hiçbirinizden sonuç alınamıyorsa Türkiye'yi AKP'nin azınlığına mahkum etmeye kimsenin hakkı yoktur. Olursa ne zaman olursa erken seçim olur." Diyerek bütün kapıları kapatacaksınız.

Koalisyon görüşmeleri başlayınca da “siz bütün olasılıkları tüketin kuramazsanız bize gelin,şartlarımızı kabul ederseniz hükümeti kurarız” diye nezaketsizliğinizi ortaya koyuyorsunuz.

Neymiş şartları: “çözüm süreci tamamen ortadan kalksın!” Derdiniz terörle mücadele ise zaten hükümet en sert mücadeleyi yapıyor.Siz niye yoksunuz bunun içinde?Ama dert başka... Bütün dert Sayın Cumhurbaşkanından yedikleri seçim tokadı. Bunun acısını da “ver Bilal'i al iktidarı” şimdide “ya Bilal ya Türkiye” diye çıkacaklar sokağa.

Sonrada millete acizleşiyorlar “bizim masum şartlarımızı kabul etmediler” diye. 

AKP'yi köşeye sıkıştırmak, birkaç oy daha fazla almak için koalisyon tekliflerini reddedeceksiniz. Sonrasında da HDP'yi iktidara siz taşıdınız diye vatanseverlik yapacaksınız! Koalisyon görüşmeleri akametle sonuçlandıktan sonra sayın başbakan görevi cumhurbaşkanına iade etti.Yukarıda da belirttiğim gibi MHP'nin uzlaşmaz tutumu başka bir formülün çıkmayacağı görüldüğünden zaman kaybetmeme adına cumhurbaşkanı ikinci parti olan CHP ye hükümeti kurma görevi vermeyince, CHP den daha fazla MHP telaşlanmış ve “cumhurbaşkanı görevi CHP ye vermelidir” diye yaygara etmeye başlamıştır.

Demezler mi adama “erkek gibi çık ben CHP'nin kuracağı hükümete içeriden veya dışarıdan destek vereceğim de Cumhurbaşkanı da CHP'ye görevi versin” diye.

Yok, sen hele bir ver!

Sanırım HDP li hükümete evet dedi de CHP ye güvenemedi, hükümeti kurma noktasında. 

KOALİSYON KURALIM! YOK!

SEÇİM HÜKÜMETİ KURALIM.YOK!

AZINLIK HÜKÜMETİ KURALIM SİZ DIŞARIDAN DESTEK VERİN.YOK!

AKP AZINLIK HÜKÜMETİ KURUP SEÇİME GİDELİM.YOK!

ANAYASAL SEÇİM HÜKÜMETİNE ÜYE VERİN.YOK!

Adamın biri hastalanmış. Hanımına demiş ki;Hanım ben bu sefer gidiciyim.Çocuklara haber sal vasiyetimi söyleyeceğim.Hanımı çaresiz çocukları toparlar.Adam vasiyeti söyler.Mallarını taksim eder.Herkes adamın ölmesini bekler, ama nafile adam ölmemiştir.Sonrasında başındakiler birer birer mazeret bildirirler ve evlerine dönerler.Nihayetinde karı koca baş başa kalınca kadın;Bey artık iyileştin,hastalığın kalmadı,bak bir dünya işimiz var,traktörü çalıştır da tarlaya gidelim der.

Adam itiraz eder; “hanım hanım el içinde vasiyet ettik ölmeden gayrisi yalan” Sayın Devlet Bahçeli'ninki de böyle bir şey. Seçim akşamı bir kere olmaz dedi ya, ülke batsa da,PKK ya teslimde olsa “inadım inat koalisyonda yer almayacağım! Hükümeti de kurdurmayacağım”

Şimdi AK Partinin kurduğu ve 2 HDP li ismin Anayasal zorunluluktan dolayı yer aldığı kabinenin günahı her şeye hayır diyen Devlet Bahçeli ve MHP'nin değil midir? Aklı evvel yazar-çizer takımı ne kadar aklamaya çalışsa da bu kara MHP'nin anlına, çalınmıştır.Kimse kıvırmasın!

Seçim öncesi Tayyip Erdoğan aleyhtarlığında, Bahçeli; Demirtaş ve Kılıçtaroğlu nasıl birlikte hareket ettiyse koalisyon kurmamakta da ortak hareket etmiştir. Ve tekrar seçimde yine ortak hareket edeceklerdir.

Sayın Devlet Bahçeli ve ekibi de galiba, bu sefer gidici!

 Gidene baskı yapıp hainlikle suçlamak ne insani, ne siyasi etiğe sığmaktadır.Ülke elbette hükümetsiz kalmayacak.Halkımız bu; yok yokları, bu sefer yok edecektir.

Sevsinler sizin vatanseverliğinizi!

Sizi “gidi” çıkarcı, fırsatçılar sizi!

BU SEFER NASIL AKLANIP PAKLANACAKSINIZ BAKALIM! TABİ SEÇMEN SİZE İTİBAR EDERSE!