80 darbesinden önceki yıllar. Cuma günü okul çıkışında büyük bir kalabalık öğrenci grubu okulun önünde bekliyor. Onların neden beklediğini bilmiyoruz ama merak ettiğimiz için bizde bekliyoruz. Bekleyen topluluğun içinde tanıdığımız arkadaşlar var, neden beklediklerini soruyoruz bir cevap alamıyoruz.

O arada yanımda bulunan arkadaş "cumhurbaşkanı okulu ziyarete gelecekmiş" diye bir espri yapıyor. Beş dakika sonra bu cümleyi herkesten duymaya başlıyoruz. Ve o arkadaşla yavaşça topluluktan uzaklaştıktan sonra gözlerimizden yaş gelene kadar gülüyoruz.

Yalanların ne kadar hızlı yayıldığına ve hatta gerçeklerden çok daha fazla bir hızla yayıldığına o yaşlarda uygulamalı olarak tanıklık etmiştim.

Sonraki yıllarda bu tecrübem bana çok şey kazandırdı. "Acaba" sorgulaması kendi dünyamda birçok yanlış yönlendirmeden uzak kalabilmemi kolaylaştırdı.

İnternetin olmadığı dönemler de daha sınırlı ortamlarda yaşanan bu tür olaylar, sosyal medyanın hayatı esir alması ile birlikte ulusal hatta küresel olarak yaşanmaya başladı/ yaşanıyor.

Yalanlar -haydi daha kibar olsun- algılar çoğu zaman olguların önüne geçiyor. Bir doğrunun etrafına birçok yanlış yerleştirilebiliyor ve bu yanlışlar tartışmasız doğrular gibi kabul görebiliyor.

Bu kadar mukaddime, sözü şu Sedat Peker videolarına getirmek içindi.

Sedat Peker, şu ana kadar kaç video yayınladı bilmiyorum. İddialarının içinde doğruların ve yanlışların oranı ne onu da bilmiyorum. Üzerinde durmak istediğim de iddiaları değil zaten.

İktidarın aldatıcılığı ve yıpratıcılığı bilenen bir şeydir. Öyle ki, iktidar, iktidara gelinmesinin referansları olan söylemlerinin tersini yaptırabilecek kadar yıpratıcı olabilir.

Yıpranma sürecinde yaptığı birçok hatalarda olacaktır. Veya zaten yaptığı hatalar yıpranmasına sebep olacaktır.

Muhalefet ise, iktidarın yanlışlarını kullanmak ister. Kendi iktidarının gerekçelerini oluşturmak için iktidarın açıklarını aramak hakkına da sahiptir.

Ak Parti, 19 yıldır -hep ortakları olsa da- iktidardadır. Ulusal ve uluslararası arenada, makro ve mikro planlamalarda kısacası bir ülkeyi ilgilendiren tüm alanlarda yanlışlar yapmıştır, doğrular yapmıştır.

Hadi doğrularını takdir etmesini beklemedik diyelim. Ama iktidar olmak isteyen bir muhalefet yanlışları tespit etmek, sorgulamak ve üzerine gitmek için gerekirse gölge kabineler oluşturmak, yanlışların belgelerini temin etmek, yasama ve yargı denetimini devreye sokmak zorunda değil midir?

Böyle çalışan bir muhalefet olmazsa iktidarın bildiğini okuması daha rahat ve kolay olmayacak mıdır?

Sedat Peker'in videoları, muhalefet açısından tembel talebeye kopyala yapıştır Google çıktıları fotokopiler vermeye benziyor. Çalışkan talebe o fotokopilere ihtiyaç duymaz. Ama tembel talebe fotokopideki bilgilerin doğru olup olmadığını bilmese de elindeki tek malzeme olduğu için kullanmak zorundadır.

Eğer Sedat Peker' in iddiaları doğruysa, bu ülkede yaşayan, bu ülkede politika yapan ve bu ülkede muhalefet yapanlar, sizlerin eli armut mu topluyordu? Bu bilgileri ve bilgilerin dayanaklarını mafya olarak bilinen bir şahıs temin edebiliyorken sizler neden temin edip ülkeye sahip çıkmadınız, üzerinize düşeni yapmadınız? Eğer doğru değilse, bir mafya liderinin iddialarının neden peşine düştünüz? Siyasi rakibinize mafya saldırısına karşı neden ses çıkarmayıp, ülkenizin uluslararası arenada gülünç duruma düşmesine zemin hazırlıyorsunuz? Mafya ile bu kadar iş tutulursa, yarınlarda bu iş birliğinin sizlere karşı kullanılması ihtimalinde bu süreçteki davranışlarınızla şikayet hakkınızdan şimdiden feragat ediyor olduğunuzun farkında mısınız?

Galiba ülke adına en utanç verici olan da, bir mafya liderinin "temizlik"ten bahsetmesi olmalı. Bence bu çelişki kayıtlara "yüz yılın ironisi" olarak geçmeyi hak ediyor.

Bir "temizlik" yapılmak isteniyorsa eğer, bu temizliğin, mafyanın beslendiği zeminin yok edilmesiyle olabileceği, mafyanın söylediklerinin tartışmasız doğrular gibi peşine takılarak asla yapılamayacağı unutulmamalı.