Hz. Mevlana'nın vefatının 740. yılındayız. Konya'nın kapılarını dünyaya açan büyük İslam alimi Hz. Mevlana'nın gölgesinde yetişen bir nesil olarak, Mevlana ruhunu bizimde yaşayarak, gözler önüne sermemiz lazım.
!!! !!! !!!
Törenler önceki gün akşam yine büyük bir heyecanla başladı. Hafta boyunca Konya'ya dünyanın ve Türkiye'nin dört bir tarafından 'gel çağrısına uyanları' burada ticari bir havayla değil, İslamı'n estiği ve hoşgörünün hakim olduğu bir havayı teneffüs edebilecekleri bir ortamda ağırlamamız lazım.
!!! !!! !!!
Birkaç çalışma arkadaşım ile önceki gün akşam biz de Mevlana Kültür Merkezi'nde ilk günkü havayı teneffüs ettik. Gelenler heyecanla semanın yapılacağı saati beklediler. Semazenler ve rahatlatan ney eşliğinde insanlara işlenen tasavvufi heyacan sadece salonda kalmamalı. Salon çıkışında misafirperverlikler, bilgilendirmeler ile insanlar bizlerin davranışlarında da Mevlana'yı görmeli.
!!! !!! !!!
Törenler boyunca Mevlana Kültür Merkezi'nde açılan stantlarda büyük önem taşıyor. Niye mi? Çünkü oralar sadece bir ticarethane değil. Tasavvufun kültüre dönüşmesinin somut örneklerinin şahit olunabileceği mekanlar. İnsanların elleri ile nakşettikleri eserler, huşuyla üflediği ney, farklı sanatların tasavvufla bütünleşmesini önümüze seriyor. Gelen ziyaretçiler stantlardaki alın terini, el emeğini büyük hayranlıkla zihinlerine alıyor. Gördüklerine inanamayan insanlar Konya'nın gelişen kültürel vizyonuna bir kez daha şahit oluyor. Gelin, salonun içerisindeki o hoşgörü havasını teneffüs ettikten sonra, oradaki emekleri gezerek gözlerininizi de renklendirin. Rehavete kapılmaya devam etmeyip, bir hoşgörü kaçamağı yapalım.
!!! !!! !!!
(Şeb-i Arus) 17 Aralık günü, Hz. Mevlana'nın düğününe katılmak için de imkanları zorlama da fayda var. Çünkü bir insan gölgesinde yetiştiği insanın düğün günündeki o hoşgörü havasını içine çekmeli.