Ortada Doğuda meydana gelen savaşlarda binlerce soydaşımız sınırlarımız içine duhul etmiştir. Yerlerinden yurtlarından olan bu kişiler bir tek canlarını kurtarabilmişler, yanlarına hiçbir şey alamamışlardır.

Türkiye genelinde çeşitli yardım kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, Suriye ve Irak gibi komşularımızdan ülkemize iltica eden soydaşlarımıza ve din kardeşlerimize yardım elini uzatmışlardır. Her dernek kapasitesine göre, elindeki imkânlarına göre bu kardeşlerimizin yarasını sarmaya çalışıyor. Bu derneklerden biri de Merkezi Konya'da bulunan Ahde Vefa Turan Derneğidir. Yurt dışından gelen kardeşlerimize hem barınma hem iaşe hem de eğitim konusunda hizmet vermeye çalışmaktadır.

Ahde Vefa Turan Derneği, 07.02 2015 Cumartesi günü saat 10.00 itibarıyla Öncü tesislerinde bir kahvaltı düzenledi. Kahvaltının amacı, derneğin yaptığı faaliyetleri tanıtmak, gelen kardeşlerimizle derneğin faaliyetlerine katkıda bulunanları tanıştırmak, karşılıklı sevgi ve dostluk bağlarını geliştirmek olduğunu söyleyen Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Harun Meral, “Amacımız iyi günde kötü günde beraber olmaktır.” dedi.

Kahvaltıdan sonra Derneğin kol kanat gerdiği Suriye Türkmenlerinden Zeynep Yılmaz, duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Yaralı olarak Türkiye'ye geldiğini ifade eden Yılmaz, “Yaralı olarak Türkiye'ye giriş yaptım. Dernek bize sahip çıktı. Yaramı tedavi ettirdi. Kalacak bir yer, ekmek ve aş verdi.” diyerek Derneğe ve Türkiye Türklerine beslediği minnet ve şükran duygularını ifade etti.

Konya'da mütemekkin Hale Hanım da, “Ülkemizdeki iç savaştan dolayı buraya geldik. Gelmeseydik ya onlar bizi öldürecekti ya da biz onları. Her iki tarafta da ölen, kaybeden Türk olacaktı. Burada bize Ahde- Vefa derneği sahip çıktı. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.”dedi.

Kahvaltının en can alıcı noktası yemek duası idi. Nedense anlamımı bilmeden yapılan yemek duaları bana hiç zevk vermiyor. İlla ki anlamını bilmek, ne söylediğinin ve ne istediğinin farkında olmak insana ayrı bir huzur veriyor. Yemek duası,  güzel dilimiz Türkçe ile yapılan bir duaydı. Duayı, İlahiyatçı yazar Galip Ayata kaleme almış. Eşi Perihan Ayata da o bülbül gibi akıcı ve duru üslubuyla okudu.

Perihan Ayata,  bu sofranın diğer sofralardan çok farklı olduğunu, ulvî bir maksada hizmet etmek amacında olduğunu, evlerine peynir ekmek gidemeyen ailelere yardım amacıyla kurulduğunu dile getirdi.  Emekli öğretmen Perihan Ayata'nın yapmış olduğu dua metni şöyledir:

“Rabbimize hamd olsun

Milletimiz var olsun.

Resulullah'a salavat

Soframıza bereket

Haram lokma yedirme

Kötü kelam dedirme

Az verip de bezdirme

Çok verip de azdırma.

Alan değil veren et,

 Yerine gelsin sünnet.

Cennete gider cömert,

Bizi cömertlerden et.

Gözümüzü giryan et,

Göğsümüzü püryan et.

Sensin cömertten cömert.

Bir yudum suya karşılık,

Bize Kevser ikram et.

Daim et nimetini,

Nasip et cennetini.

Kudretinle kuvvet ver,

Yücelt Türk Milletini!

Yönetsinler yeniden,

Muhammed (SAV) ümmetini

Rahmet eyle ecdada

Lillahi'l Fatiha.”

Hem yazanın hem de okuyanın ağzına ve kalemine sağlık. Bütün sivil toplum kuruluşlarının bu şekilde birbirleriyle hizmette yarışmalarını diliyorum.

****

Konya Türk Ocağı, Türkmeneli Derneği gibi sivil toplum kuruluşları da Türkmen kardeşlerimize ve tüm insanlığa karşı yardımlarını esirgememektedir. Türk Ocağı, sayısını bilmiyorum; ama fazla bir miktarda soydaşlarımızın yarasını sarıyor, dertlerine merhem olmaya devam ediyor. Gençlere yönelik faaliyetlerinde “Türkçe Kursları” yiyecek içecek kadar elzem olan bir hizmettir. Bu hizmeti yapanlardan Allah razı olsun.

Daha nice hizmette ve yarışta el ele gönül gönüle olmak dileğiyle mutlu yarınlar efendim.