Ne gündü öyle! Gece uyuyamayanlar! Sabahın ilk ışıkları ile uyananlar! 10 saat önceden stadyuma gidenler! Öyle bir gündü.

Konya tarihi bir gün yaşadı. Hayallerin gerçek, heyecanın dorukta olduğu bir gün.

Orta sahada UEFA Avrupa Ligi brandası. Bütün ürünlerde UEFA logosu. Stadyumda Avrupa Ligi müziği. Hepsi bir hayalin gerçekleşmesiydi.

Biz bu güzel güne tanıklık ettik. Sahadaki oyunu ve maçın sonuncunu düşünmeden.

Sonunda Anadolu Kartalı, Anadolu'nun Hükümdarı o Arena'daydı.

Ve karşısında yıllardır aralıksız olarak bu kupaya katılan ve müzesine o kupayı koymuş olan Lucescu'nun besleyip büyüttü Shakhtar Donetsk.

Maçtan birkaç gün önce görüştüğümüz futbolcular heyecanın dorukta olduğunu söylediler. En güzeli de bu heyecanın Antalyaspor maçından sonra ortaya çıkmasıydı.

Ne kadar teşekkür etsek az ki, o heyecanı sahaya yansıtmadılar. Aslanlar gibi mücadele edip görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştılar. 

Maçın başında ne olduğunu anlamadık aslında.

Hele o direk yok mu? Kalbimizin vücudumuza sığmadığı an.

O pozisyon belki de bizi rüyadan uyandırdı. Biz gerçekten o zorlu maçın bir tarafıydık.

Maç anında hiçbir şeyin farkına varamadım. Sadece 'ender gelişen Konyaspor ataklarında' homurdanan seyircileri duydum. 

Aslında golden sonra uyandım diyebilirim. 

Ne kadar gol yersek yiyelim, ne kadar yenilirsek yenilelim orada heyecanım hiç geçmedi. 

Geçmeyecekti de. 2001 yılında ilk maçında gittiğim Konyaspor'un, Avrupa'ya gidişini belki 10 yıldır hayal ediyordum. Bizim heyecanımız yeni başlıyordu.

***

İlk maçımızda puan alamadık belki ama arada milyon dolarlar olan o rakibe de ezilmedik. 

Maçın başında direkten dönen pozisyon kaderi değiştiren andı.

Önümüzde beş maç. Gol atamasak dahi, puan alamasak dahi, biz bir ilki gerçekleştirdik. Bir ilke tanıklık ettik. 

Grubun son maçına 0 puanla çıkmış olsak da bizim heyecanımız devam edecek. Biz bitmeyen heyecanımızda buralara geldik. Bu heyecan ile daha büyük başarılara koşacağız. İnanıyoruz.

Teşekkürler Konyaspor.