Konya’nın Kültür ve İlim Adamları söyleyişine Seyit Emiroğlu (3) ile devam ediyoruz.  Seyit Emiroğlu, Konya’nın eğitim hayatına önemli katkılar sunmuş ve yaptığı işlerle dikkat çeken biri olarak karşımıza çıkıyor.

Kovanağzı’nda komşumuz olan İsmet ağabey ve Aysen hocamı da bu vesile ile anmış olduk. Siz sıradan bir okul müdürü gibi değildiniz, popüleriteniz çok yüksekti. “Vali gibi Müdür” diyenler de oluyordu. Bunu etkiyi nasıl oluşturdunuz?

İşimizi hassasiyetle ve aşkla yaptık. Müdürlüğüm esnasında iki büyük organizasyona ev sahipliği yaptık. Birincisi, Sağlık Bakanlığının okul idarecileriyle ilgili bir hafta süreli toplantının organizesiydi. İkincisi de Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğünün kurul müdürleri toplantısının organizesiydi; İl müdürü Refik Ümit bey ile birlikte gerçekleştirdik.

Yine Sağlık Meslek Lisesi Müdürü iken Konya Valisi rahmetli Kemal Katıtaş’ın talimatı ile Valilik Basın Müşaviri rahmetli İbrahim Yıldırım’ın liderliğinde “1984 Sonrası Konya” isimli kitabın hazırlanmasında görev aldım. Hazırlığın ikinci etabında kitabı Ticaret Lisesi Müdürü Sayın Mustafa Göğer ve ekibinin katılımıyla sonuçlandırdık.

1989 yılında Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslek Liselerindeki meslek dersleri öğretmen açığını kapatabilmek için 555 Sayılı Kanuna istinaden Sağlık Eğitim Enstitüsü isminde bir Yüksekokulun Konya’da açılabilmesi için Kurucu Müdür olarak atandım. Bu okullar Ankara, Konya, Kayseri, Erzurum, İzmir ve İstanbul’da açıldı. Okul için Devlet Hastanesinin bahçesinde bulunan, bir dönem poliklinik, bir dönem hemşire lojmanı, sonra da depo olarak kullanılan tek katlı tarihi bina tahsis edildi. Binanın onarım işi için Bayındırlık Müdürlüğüne müracaat ettik. İlgili müdürlük binanın ikinci derece koruma altında olduğunu, ancak Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulundan alınacak izinle onarım yapabileceğimizi beyan etti. Koruma Kurulu Başkanı Ayhan Alp isimli Müdire Hanımdan gerekli izni aldıktan sonra hemen ihalesi yapılarak onarıma geçildi. Binanın dış cephesi olduğu gibi kalmak kaydıyla içinde değişiklik yapabileceğimiz belirtildi. Ona göre inşaatımız başladı. Bu arada Enstitüde ders verecek hocaların temini gündeme geldi. O dönem henüz kadrolu öğretim görevlisi atanmamıştı. Hocalar da Selçuk Üniversitesinden temin edilecekti. Bu konuda Rektör Prof. Dr. Halil Cin’den randevu almamız gerekiyordu. Ve daha sonra ortaya çıkan Üniversite ilgili hususlarda yakın dostum gazeteci arkadaşım Sayı Ali Rıza Taban’ın büyük yardımını gördüm. Kendisine buradan teşekkürü borç bilirim. Rektör bey ile ilk görüşmemiz esnasında dönemin Urfa Belediye Reisi İbrahim Halil Çelik ve ekibi Fahri hemşehrilik beratı verilmek üzere makamda bulunuyorlardı. Bu sıkışık zamanda bile Ali Rıza Beyin hatırına bize vakit ayırarak hoca temininde onay verdi. Özel Kaleme talimat vererek Tıp Fakültesi, Veteriner Fakültesi ve Eğitim fakültesi Dekanlıklarına bilgi verildi. Bütün çalışmalarımızın hitamında açılışından bir gün önce son kontrolü yapmak üzere yol arkadaşım Birol Özkalp ile Enstitü Binasına gittik. Ancak gördük ki bina temizlenmemiş. Birol bey “Hocam üzülme, sen hortumu tut, ben fırça ile binayı temizlerim” dedi. Öyle de oldu. Yardım ve hizmetlerini asla unutamam. Ertesi gün gönül hoşluğu ile eğitim ve öğretime başladık.

Sağlık Eğitim Enstitüsünde çalışırken Çevre İl Müdürlüğünün teklifi ile Selçuk Üniversitesi Çevre Sorunlarını Araştırma Merkezi ile birlikte Ekoloji Okulunu açtık. Bu okula devam eden kursiyerlere çevre beratı ve fahri çevre müfettişi belgesi verildi. Yüksel Okuldaki faaliyetlerimizden biri de Sağlık Meslek Lisesi öğrencilerine yönelik, on adet okulumuzda derse giren hocalar tarafından yazılan kitaplar neşredildi.

Bize bir görev verilmişse yahut bizden bir makul bir talepte bulunulmuşsa gereken ilgi ve alakayı, hassasiyeti göstermiş olmamız kamuoyunda takdir görmüşse ne mutlu.

Bilim Uzmanı ve Bilim Doktoru unvanlarını nasıl aldınız?

Sessiz kahramanlar! Sessiz kahramanlar!

Müdürlüğümün son döneminde Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün açmış olduğu yüksek lisans sınavına girerek Türk Halk Edebiyatı Bilim dalında hocam Prof. Dr. Saim Sakaoğlu nezaretinde “Konya Efsaneleri” adlı tezi hazırladım. Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Sevgi ve Yrd. Doç. Dr. İbrahim Altunel’den kurulu jüri önünde tezimi savunarak bilim uzmanı unvanı aldım.

19990 yılında, Sağlık Bakanlığının YÖK bünyesi dışında tutulmuş bir yüksekokul olan Sağlık Eğitim Enstitüsüne Müdür olarak atandım. Aynı yıl yine Selçuk Üniversitesinin anılan enstitüsünde Türk Halk Edebiyatı Doktora programına katıldım. Prof. Dr. Saim Sakaoğlu nezaretinde, “Konya Meram Masalları Üzerine Bir İnceleme” adlı doktora tezimi Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Metin Ergun ve Yrd. Doç Dr. Mehmet Özçelik’ten müteşekkil jüri önünde savunarak bilim doktoru unvanı aldım.

İmam Hatip Mezunlarını bir araya toplama çalışmanızdan bahseder misiniz?

Sağlık Eğitim Enstitüsü Müdürü iken kıymetli dostum Ziya Özboyacı ve bir grup arkadaşımızla İmam Hatip Okulu mezunlarını ilgilendiren bir vakıf kurma fikri üzerinde tartışıyorduk. Neticede Ziya Özboyacı’nın o zaman askeri hastanenin karşısındaki ikametinde toplanarak vakıf çalışmalarını başlattık. Fakat bu çalışma neticelenmeden başka arkadaşlarımız bu çalışmalara katılarak Türkiye İmam Hatipliler Vakfı’nı kurdular. Biz de bu vakfın genel kurul üyesi olarak görevlendirildik.

Bunca Müdürlük görevinin üstüne, Sağlık Meslek Lisesine edebiyat öğretmeni olarak tayin edilmeniz nasıl gelişti?

Bu tayinle, 1992 yılındaki iktidar değişikliğini müteakip karşılaştım. Kurucusu olduğum Sağlık Eğitim Enstitüsü Müdürlüğünden, uzun yıllar idareciliğini yaptığım Sağlık Meslek Lisesine Edebiyat Öğretmeni olarak atandım. Fakat burada fazla uzun kalmadım. Dönemin Gaziantep Milletvekili rahmetli Ayvaz Gökdemir’in müdahalesiyle eski yerime geri döndüm.

Eğitim Fakültesine ne zaman atandınız?

Sekiz yıl görev yaptığım Sağlık Eğitim Enstitüsü Müdürlüğünden, dönemin Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu Beyin, “Birlikte çalışalım” teklifiyle Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalında açılan Öğretim Görevlisi kadrosuna müracaat ederek, 1998’in haziran ayında Üniversiteye geçmiş oldum. Göreve başladığım dönem, yılsonu sınavlarının yapıldığı dönem olduğu için herhangi bir faaliyet yapmadan zaman geçiriyordum ki üniversitemizin Personel Daire Başkanı Halil Kaya tarafından Sağlık Yüksek Okulu Müdürlüğüne atandığım tebliğ edildi. Sağlık Yüksek Okulu yeni kurulmuş ve kuruluşu devam eden dört yıllık, ebe hemşire yetiştiren bir okuldu. Kurucu Müdür de Halk Sağlığı Profesörü rahmetli Orhan Demireli idi. Kendisiyle zaten dostluğumuz vardı. Hocayı yakinen tanıyordum. Bir kalp rahatsızlığı neticesinde müdürlükten ayırılmış, makam boşalmıştı. Göreve başlamamla birlikte okulun eğitim öğretime hazırlanması çabasına düştük. Çünkü bu yüksekokul Sağlık Meslek Lisesinin 1965 yılında açılmış olan binasında eğitim öğretim görecekti. Mevcut sınıfların düzenlenmesi, yatakhanelerin sınıf haline dönüştürülmesi çalışmasını hızla başlattık. Bu çalışmalarda en büyük desteğim o dönem muavinim olan şimdi emekli Prof. Dr. Birol Özkalp ile Yüksekokul Sekreteri Mustafa Özkan bey idi.

Bu faaliyetler esnasında ikinci bir kararname ile karşılaştım. Bu da aynı üniversitenin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okuluna Müdür Vekili olarak atanmış olmamdı.

Zümrüt Apartmanı hadisesi Konya tarihinde hüzünlü bir olaydır ve sizde o enkazda yakınlarını kaybettiniz. Neler yaşadınız?

O dönemde beni en çok etkileyen 2 Şubat 2004’de yakınlarımın ikamet ettiği Zümrüt Apartmanının çökmesi olmuştu. Orada ablam, eniştem, kızları, damatları ve oğlu ile üç torunu rahmetli oldu. Onların çöken binadan çıkarılması, cesetlerinin teşhisi ve akabinde de defin işlerinin yapılması tamamen benim nezaretimde olmuştu. Yakınlarımın teşhisi esnasında vefat eden doksan iki merhum ve merhumeyi de tek tek görerek teşhis etmiştim. Bu teşhis işlemleri esnasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dâhili Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Şerafettin Demirci’nin büyük yardımını gördüm. Bu olaydan önce kanser tedavisi gören ve durumu iyiye seyreden babam olumsuz etkilendi.

Uzun yıllar hizmet ettiğiniz Sağlık Meslek Lisesinin tasfiye sürecini yönetiniz ve Sağlık Yüksek Okulunda göreve devam ettiniz. Bu süreci anlatır mısınız?

Zaten uhdemde, kapanmış ama iş ve işlemleri devam eden Konya Sağlık Meslek Lisesi Müdür vekilliği de bulunuyordu. Bu okulun işlerini de muavinim Suat Özcan ile takip ederek tasfiyesini neticelendirdik. Sağlık Yüksek Okulu sadece öğrenci yetiştirmekle kalmayıp ildeki sağlık hizmeti veren kuruluş personeline de hizmet için eğitim seminerleri düzenledi. Bu cümleden olarak, Konya SSK Organize Doğumevinin sağlık personeline hizmet içi eğitimi verdik. Bu arada kadromun bulunduğu Eğitim Fakültesinde de yoğun ders programlarım hafta içi ve hafta sonu devam etti. Hocam Prof. Dr. Saim Sakaoğlu’nun hayata geçirdiği Türk Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezindeki çalışmalara katıldım. Daha sona yönetimine seçildim. Yine Eğitim Fakültesindeyken Prof. Dr. İsa Korkmaz ile birlikte kısa süreli Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Danışma Kurulunda bulundum.

Son dönemde Selçuk Üniversitesinde gel gitler yaşadınız. Nasıl süreçti?

Rektör Abdurrahman Kutlu Beyin görev süresini tamamlayıp ayrılmasından sonra yerine gelen Süleyman Okudan Beyin destekçisi olmadığım için kendi isteğimle her iki okuldaki görevimden istifa ederek kadromun bulunduğu Eğitim Fakültesine geri döndüm. Bir ay gibi kısa süre sonra Sayın Rektörün talebiyle makamına çağrıldım. Çay ikram ederken Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okuluna tekrar atadığımı belirterek göreve başlamamı istedi. 2010 yılına kadar bu Yüksek Okulda Müdürlüğe devam ettim. Burada uzun süre birlikte çalıştığımız Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kul ile öğretim görevlisi Diclehan Sevinç’in hakkın ödenmez. Kendilerine şükran borçluyum.

Bu tarihte Rektör’den affımı talep ederek Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki görevime döndüm. Fakültede görevliyken üç yıl üst üste Konya’da yapılan Âşıklar Bayramında rahmetli Prof. Dr. Ali Berat Alptekin ve Konya Büyükşehir Belediyesinden Osman Zabunoğlu ile birlikte jüri olarak görev yaptık.

Dolu dolu geçen hizmet döneminizi ne zaman tamamladınız?

Edebiyat Öğretmeni olarak başladığım meslek hayatımda Sağlık Bakanlığa bağlı Sağlık Meslek Lisesi ve Sağlık Eğitim Enstitüsü’nde, Selçuk Üniversitesine bağlı Sağlık Yüksek Okulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda aynı anda müdürlük yaptım. Dolayısıyla, Konya sağlık teşekküllerinde, bu okulların tedrisatı sahasında görev yapanların yüzde sekseni talebemiz olması sebebiyle aramızda güzel bir hukuk oluştu.

Çalıştığım kurumlarda çeşitli vesilelerle takdir teşekkür ve şiltler aldım. Değişik bilimsel toplantılara katıldım. 09.10.2017 tarihinde yaş haddinden emekli oldum. Ancak dekanlığın talebi üzerine 2018 Temmuz’una kadar derslere devam ettim. Derslerin bitiminde fakülteden tamamen ayrıldım.

Selçuk Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştığım dönemde otuza yakın yüksek lisans tezi yönettim. Ayrıca Eğitim Fakültesi’nde Sınıf Öğretmenliği, Türk Dili Edebiyatı, Türkçe Öğretimi Bölümü ve Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümlerinde lisans dersleri okuttum. Ayrıca fakültemizde açılan tezsiz yüksek lisans dersleri ile öğretmenlik formasyon programı ile ilköğretim sertifika programının da değişik derslerine girdim.

Son söz olarak; kırk yıllık meslek hayatımda idarecilik yaptığım dönemde bana yol arkadaşlığı yapan Sağlık Meslek Lisesinden muavinlerim Saliha Demirboğan, Saliha Çimen, Alpago Tarkun, Sağlık Eğitim Ensitüsü’nden Müdür yardımcılarım Fatma Elhan, Sevim Doğanalp, Ahmet Zengin ile Tıbbi teknologlar Meral Eser ve Adem Yıkılmaz’a, Sağlık Yüksek Okulundan Müdür Yardımcım Saliha Demirboğan ve Kamile Altıntuğ’a, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulundan Mustafa Kul, Dr. Nesrin Turçlar ile İlknur Karalezli ve Saniye Benli’ye, Yüksekokul sekreterlerim Mustafa Özkan, Mehmet Ali Kök ve Ahmet Canoğlu ile erken yaşta rahmetli olan Ali İlker Küçüktunç’a şükranlarımı arz eder, sağlıklı ömürler temenni ederim. Merhum İlker beye de Allah’tan rahmetler dilerim.

Fakülte hayatımda güzel hizmetler etmeme vesile olan dekanlarım Akif Akkuş, Mehmet Sezgin, Musa Gürsel, Ali Murat Sümbül ve Mehmet Kırbıyık’a, sekreterimiz Güner Çelik beye de sağlık ve teşekkürlerimi arz ederim.

Kaynak: MUSTAFA GÜDEN