16 Nisan'da yapılan halkoylamasının ardından cevabı merak edilen bir diğer konuda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kurucusu olduğu Ak Parti genel başkanlığına dönüp dönmeyeceğiydi. Geçtiğimiz günlerde Ak Parti tarafından açıklanan ve 21 Mayıs'ta yapılacak olan olağanüstü kongre kararı bu merakı da gidermiş oldu. Büyük bir olasılıkla bu tarihte Recep Tayyip Erdoğan ''Adalet ve Kalkınma Partisi'ni, yani aşkımı, sevdamı, tutkumu ve kavgamı da önce Allah'a, sonra sizlere emanet ediyorum'' diyerek bıraktığı AK Parti'ye geri dönüş yapacak.
Peki, bu geri dönüş sadece genel başkan değişimini mi taşıyor. Kesinlikle hayır. Bu dönüş aslında birçok köklü muhasebelerinde yapılacağının göstergesi. Referandum sonrası ''evet'' oylarının beklenenden düşük çıkması büyük bir revizyon yapılacağının da sinyallerini şimdiden bizlere veriyor. Özellikle büyük illerde yani İstanbul ve Ankara'da hayır oylarının öne geçmesi Ak Parti bünyesini 2019 seçimleri için biraz olsun endişelendirmiş durumda. Yapılan konuşmalarda ve televizyon programlarında ağırlık olarak her ne kadar Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklansa da aynı tarihler arasında yapılacak olan meclis seçimleri de büyük bir önem arz ediyor. Ak Parti'nin destekleyeceği adayın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanan olması, ayrıca bu adayın Recep Tayyip Erdoğan olacak olması mevcut şartlarda beklenen aşikâr bir durum. Ancak yeni sistemle birlikte sadece bunu kazanmak yetmiyor. Kurulduğu ilk günden bu yana başarılı bir grafik sergileyen parti cephesi meclis seçimlerinde de başarını devam ettirerek kanun yapmak için hatta anayasa konusunda girişimler yapmak için yeterli sayıyı elde etmek isteyecektir.
İşte bu konudan dolayı referandumda çıkan sonuçlar parti içerisinde büyük bir muhasebe olacağını gündeme her geçen gün daha şiddetli bir şekilde taşıyor. Geriye dönük bakıldığında ise bu konunun yeni bir gündem olmadığı da kesin bir sonuç. Zira Ak Parti 7 Haziran'da birinci gelmesine oylarının düşmesinden dolayı meclis çoğunluğunu kaybetmişti. Akabinde gelişen durumlardan sonra ülke olarak 1 Kasım seçimlerine doğru giden bir süreç içerisine girmiştik. İşte o zaman gündeme gelen parti için revizyon durumu zamanın kısıtlı olmasından dolayı ve yeniden bir seçime gidilmesi gerekliliğinden dolayı bir nevi ertelenmişti. Ancak genel kanı 7 Haziran tarihinden sonra geçmişte ki oyların azaldığı yönündeydi. Şimdi yaşanan referandum sürecinden sonra yine bu konu tekrar gündeme gelerek kaçınılmaz bir hale geldiği kesinleşti ve artık bu süreç tam anlamıyla başladı. Ak Parti'nin 21 Mayıs'ta gerçekleştireceği anlamı kongre bu anlamda büyük bir önem arz ediyor. Hepsinden önemlisi Recep Tayyip Erdoğan'ın genel başkanlığa dönecek olması hem değer hem de hızlı karşılık açısından oldukça kıymetli. Bununla birlikte Ak Parti seçmenlerinin kafasını kurcalayan ''Erdoğan ve parti ayrıştı'' söylentisi de ortadan kalmış olacak. Hain darbe gecesinin ardından Erdoğan ile birleşen ancak parti temizlensin ilkesini kendine edinen toplumda bu manada süreci yakından takip etmiş olacak. Bunun yanında Erdoğan'ın etkili yönetimi ie parti içinde ki bu süreci de en verimli şekilde geçirecektir.
Tartışmasız bu süreç hangi parti tarafından yapılırsa yapılsın zorluklarla geçecek bir süreçtir. Ancak bu konunun üzerine gidilmediği sürece büyük bir düşüşün olacağı da gözle görünen bir konu. Recep Tayyip Erdoğan'ın geri dönüşüyle hem sistemsel açıdan hem de manevi yönden Ak Parti'nin yeniden güçleneceği de kesin gözüyle bakılıyor.