Başta ABD Doları olmak üzere döviz kurlarının Türk Lirası karşısındaki konumu, değer kazanması veya kaybetmesi, faizden, dış ticarete, büyümeden, enflasyona birçok konuda Türk ekonomisini derinden etkilediğini apaçık görüyoruz

ABD, İngiltere gibi ülkelerde borsa, paranın, ekonominin odağında yer alırken, Türkiye'de geçmişte ağırlıklı olarak ABD Doları, Alman Markı, şimdilerde ABD Doları ve Euro her zaman borsadan çok daha etkili oldu. Tabii altını da unutmamak gerek. Döviz kurları Türkiye açısından her zaman sorun oldu.

 

Geçmişte ABD Doları, Alman Markı, şimdi ABD Doları ve Avro'nun seviyesi Türk ekonomisindeki birçok parametreyi etkilediğini söylemek yanlış olmaz. Peki bu yaşanılan ekonomik sallantılar ülkemizi ne kadar etkiler bunu bilemeyiz ama ülkemizin geçmişte yaşamış olduğu ekonomik krizlere bakmakta fayda var

 

1946 Krizi 

İkinci Dünya Savaşı dönemlerinde Türkiye'de üretim hızla gerilemiş, tarıma dayalı ekonomide genç nüfusun askere alınması ve teçhizat yetersizliği nedeniyle 1945 yılı tarımsal hasılası önemli derecede gerilemiştir. Fiyatlar genel düzeyinin aşırı yükselmesi üzerine, 18.01.1940 tarihinde yürülüğe 3780 sayılı "Milli Koruma Kanunu" koyulmuş, ve o dönemin koşulları altında hükümete olağanüstü yetkiler verilmiştir. 

Bu kanun, hükümete, fabrikalarda üretilen malların değer fiyatını ödemek şartıyla el koyup stok etme, fabrikalara el koyup işletme, işçilere mecburi mükellefiyet yükleme, malların fiyatlarını saptama, mamülleri muayyen usullere tevzi etme, halkın ihtiyaçlarıyla ilgili iktisadi ve ticari faaliyette bulunmak üzere devlet müesseseleri kurmak gibi çok geniş yetkiler vermiştir.

Bu dönemdeki ender olumlu gelişme olarak göze çarpan ise, savaş koşullarında artan stratejik maden talebi sonucu madencilik, elektrik, gaz ve su hâsılalarında bir miktar artış olmasıdır. Savaş dönemi boyunca hasıla gerilemesine rağmen tasarruf düzeyi önemli ölçüde artmıştır.

Yine bu tarihte Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ilk devalüasyon gerçekleşmiştir. 7 Eylül 1946 tarihli devalüasyon ile 1 dolar = 1,29 TL olan resmi dolar/TL paritesi; 1 dolar = 2,80 TL olarak değiştirilmiştir. Bu devalüasyon ile ithalat üstündeki kısıtlamalar kaldırılmış ancak politika ithalatın ihracattaki gelişmeyi çok aşan bir oranda büyümesine yol açmıştır. 

1946 devalüasyonunun yapıldığı sırada Türkiye'nin geleneksel tarım ürünleri fazlalarının, savaştan zor durumda çıkan Avrupa'ya kolaylıkla satılabileceği, bu nedenle devalüasyon kararının hatalı bir karar olduğu öne sürülmüştür. 

 

Şubat 2001 Krizi

2001 Türkiye ekonomik krizi, Kara Çarşamba olarak da bilinen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizidir. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile başbakan Bülent Ecevit arasındaki siyasi kriz bir anda tüm ülkeyi etkisi altına alan ekonomik bir krize dönüşmüştür. Türkiye'nin Şubat 2001 finansal krizi, beklenmedik ölçüde ekonomik daralmayla sonuçlanmanın ötesinde, ülkenin orta vadeli perspektifini değiştiren yeni koşulları da beraberinde getirmiştir.