Hani bazı insanlar vardır, onunla konuştuğunuzda tüm gününüz güzel geçer. Bazıları da vardır, tüm haftanızı berbat eder.  Peki ne fark vardır bu konuşmalar arasında? İçeriği mi farklıdır? Aslında hayır... En temel farklılık kelimelerin kullanımı ve beden dilindedir.  Atalarımızın çok güzel bir sözü vardır.  “Dilinin kemiği yok” diye.  Açıklaması için şöyle yazıyor kitaplar: “Birşeyin ağızdan çıkması çok kolay birşeydir. Söz söylemenin kolaylığına aldanıp düşünmeden konuşulmamalıdır.” İşte burada çok önemli bir mesaj yatıyor. Çoğu zaman düşünmeden konuşuyoruz ve karşımızdakinin nasıl etkileneceğini hiç hesaba katmıyoruz.

Son yıllarda yapılan beyin ile ilgili çalışmalarda, özellikle beyinden salgılanan düzenleyici maddeler ve etkileri konusunda pek çok gelişme kaydedildi. Dr. Andrew Newberg ve Mark Robert Waldman, kelimelerin beyninizi değiştirebildiğini söylüyorlar. Yazdıkları Words Can Change Your Brain isimli kitapta, “tek bir kelime bile fiziksel ve duygusal stresi düzenleyen genleri  harekete geçirecek güce sahip” Gerçekten de yapılan pek çok çalışmada olumlu kelimelerin beyinde olumlu mesajları harekete geçirdiği gösterilmiş. Beyninizden olumlu bir kelime geçirdiğinizde beyninizin ön bölümünün aktivitesini harekete geçiriyorsunuz. Bu bölüm de doğrudan hareketlerinizi kontrol ettiği için hareketleriniz, en başta da sözleriniz olumlu olmaya başlıyor. Bu olumluluk kelimelerinize ve beden dilinize yansıyor. Daha da güzeli bu süreç sürdükçe tüm beyninizi etkiliyor. Eskiden bilmediğimiz ancak son yıllarda detaylarını öğrenmeye başladığımız nöroplastisite (beynin elastikiyeti) aslında kullandığımız kelimelerle beynimizin nasıl farklılaştığını bize ispatlıyor.  

Olumlu kelimelerin kullanılması tüm ilişkilerimizi olumlu yönde etkiliyor. Bu noktada en önemli konulardan bir tanesi çocuk yetiştirirken kullandığımız kelimeler ve tavrımız. Olumlu kelimeler kullanılarak yetiştirilen çocukların etraflarıyla çok daha fazla iletişimde olduğu, daha mutlu bireyler olarak yetiştikleri ve ekip çalışmasında daha başarılı oldukları ortaya konulmuş. Çocukluktan itibaren beyine gönderilen olumlu mesajlar, beynin şekillenmesinin yoğun olduğu bu dönemde daha da belirgin bir etkiye sahip oluyormuş. 

Bazen olumlu kelime kullanmanın sadece olumlu mesajlar vermek olduğu gibi bir yanılgıya kapılıyoruz. Aslında bazı sorunları konuştuğumuz zaman olumlu kelime kullanabilmemiz çok önemli  Konu sorun içerikli olduğunda bulunulan ruh halinin vücutta yarattığı kimyasal mekanizmaların etkilerini ortadan kaldırabilmek olumlu kelimelerin salgılattığı kimyasallarla mümkün. Son bir örnek vererek bu yazıyı bitirmek isterim. Örneğin eşinizin yaptığı bir yemeğin çok tuzlu olduğunu düşünüyorsunuz! “Bu yemek hiç güzel olmamış. Ne kadar çok tuz koymuşsun.” yerine “Eline sağlık, yemek çok güzel olmuş. Ancak biraz daha az tuzlu olursa daha sağlıklı olabilir.” Burada en önemli nokta kelimeleri kişiye değil konuya yöneltmek ve olumlu kelimelerle ifade etmek. Yoksa iki cümlenin içeriği arasında bir fark yok.  Özet olarak aslında görüldüğü gibi dilimizin kemiği beynimiz. Konuşmadan once düşünür ve kelimeleri doğru seçersek daha olumlu ilişkiler geliştirebiliriz.

Kaynakça:

  • Words Can Change Your Brain. Therese J. Borchard. World of Pscyhology. http://psychcentral.com/blog/archives/2013/11/30/words-can-change-your-brain/
  • How Words Affect our Brain. Thursday, July 11, 2013 - by  Margie Meacham https://www.td.org/Publications/Blogs/Human-Capital-Blog/2013/07/How-Words-Affect-Our-Brains
  • Soderman AK ve Meece D. Positive verbal environments. Setting the stage for young children's social development. Young Children. September 2010; 81-6.