Bir gün yılanla tilki arkadaş olur. Günlerce gezer, dolaşırlar. Dostlukları iyice ilerler. Ta ki bir derenin kenarına gelene kadar. Tam bu anda tilki suya dalar, derenin karşısına geçmek üzere yüzmeye başlar. Arkasından yılan ıslık çalarak seslenir:
  -“Tilki kardeş, tilki kardeş! Hani seninle dosttuk? Yoksa dostluğumuz buraya kadar mıydı? Lütfen geri dönünde beni de sırtınıza alın, birlikte karşıya geçelim ”diye sitem eder.
 Tilki yılanın yalvarmasına dayanamayarak döner. Onu sırtına alır ve karşı tarafa geçerler. Tilki derenin karşı tarafında yılanın teşekkür ederek sırtından inmesini beklerken   yılan tilkiye:
  -“Tilki kardeş ben seni sokacağım” der. Tilki kısa bir şaşkınlık geçirdikten sonra durumun vahametini anlar ve kendine gelir. Sonunda ona;
 “-Mademki beni sokacaksın, sen de benimle birlikte öleceksin, hani seninle dosttuk, iyiliğin karşılığı bu mu?” demesine aldırmayan yılan;
 -“Bu benim ti niyetimdir, mayamın gereğidir” der.
 Tilki, planının işe yaramadığını, yılanın niyetinin gerçekten bozuk, işin ciddi olduğunu  fark edince B planına geçer ve: 
 -“Bak yılan kardeş; biliyorsun idam mahkûmlarının son arzuları sorulur ve genellikle yerine getirilir. Mademki beni sokacaksın, bu kadar arkadaşlığımız oldu, getir şu yüzünden öpeyim, helalleşelim, ondan sonra gerekeni yap” der.
 Yılan da onun son isteğini yerine getirmek üzere yüzünü uzatır. Tilki fırsatı kaçırmayarak yılanın kafasından yakalar. Sonra ulaştıkları kıyıda yol üzerine boylu boyunca uzatır ve:
 -“Eee yılan kardeş, ben öyle, eğri büğrü zikzak çizen arkadaş istemem. İşte böyle dosdoğru olmak gerekir” der. 

         Türkiye ile dost olmak için önce dosdoğru olmak gerekir. Değilse dost gibi görünüp hain emeller peşinde koşarak, türlü hilelerle bizi kandırmaya çalışanlar hikâyede olduğu gibi kendi kazdıkları kuyuda boğulacağını da unutmamalıdır.

         Aynı durum  sadece diğer ülkeler için değil aynı zamanda kendi içimizdeki vatansever görünüp ülkemizin düşmanlarıyla birlikte hareket eden siyasetçiler için de geçerli. Lâkin bazıları cibilliyetinin gereğini yapmaktan da asla geri durmuyor. 

         Çanakkale’de, 15 Temmuz’da yaşadığımız milli ve manevi ruhu bu günlerde Afrin’dekiZeytindalı operasyonu vesilesiyle tekrar yaşıyoruz. Sonucun ne olacağını bilmiyoruz. Ne kadar güçlü olursak olalım mutlak galibiyetin Allah’a ait olduğunu unutmayalım. Sefer bizden zafer Allah’tan.

 Selâm ve dua ile