Dil hiç kuşkusuz bir toplum için önemli unsurlardan bir tanesidir. Özellikle tarihi ve kültürel açıdan köklü bir geçmişe sahip olan Türk milleti için dil olmazsa olmazdır.

Her anlamda olduğu gibi bir çok birikimi içerisinde barındıran Türk milletinin dili de oldukça zengin bir özelliğe sahiptir. Ancak ne yazık ki, Türkçe’ye olan ilgi, alaka, özen neredeyse kalmadı.

Günlük kullanımda Türkçe’ye dikkat edilmediği gibi, “Daha modern” havası vermek amacıyla artık bir çok işyeri de yabancı kelimelerle donatılınca, neredeyse Türkçe tabelalar arar olduk!

İşin içine bir de Suriyeliler girince, iş çıkılmaz bir hal aldı.

Suriye’deki iç savaş sonrası milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye gelince, her biri burada belirli bir düzen kurdu. Bazıları işçi olarak çalışırken, bazıları da dükkan açtı, işletmeye başladı.

Özellikle Konya’da Şükran Mahallesi civarında biriken Suriyeliler, Sahibiata Caddesi’nde hüküm sürer hale geldi. Oradaki iş yerlerinin neredeyse tamamı Suriyelilerin işletmesi oldu. Bölgeye girince her açıdan bunu görmek zaten mümkün. İşyerlerinin tabelaları Arapça hale geldi.

Ne var ki buna müsaade edilmemeliydi. Suriyelileri aldık, yardım ettik. Ancak misafir; gittiği yerin kuralına uymak zorunda, gittiği yere göre yaşamak mecburiyetindedir. Aksini hiçbir ülkede göremezsiniz. Ama maalesef Türkiye’de buna izin verildi.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yabancı kelimelerin bir yerlere getirilip koyulmasından rahatsız olmuş ki; geçtiğimiz günlerde 8. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nda “Arena” kelimesini örnek göstererek, yabancı kelime kullanımına dikkat çekti, Türkçe’yi özenli kullanmak gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “

“Bir özentidir gidiyor. Kendi dilimizin zenginlikleri varken, bu özentilerle adeta, biraz ağır olacak ama hayvanların yarıştırıldığı malum Avrupa'daki arenaları kalkıp spor salonlarında isim olarak kullanmak pek de kibar değil, şık değil. Biliyorum yarın yazılı ve görsel medya bunu alıp, bunun üzerinden bindirecek, varsın bindirsin ama biz doğruları konuşmaya mecburuz. Bunları konuşamadığımız için bedel ödüyoruz. Bunları konuşacağız, hele hele siz değerli bilim insanlarımız bunları konuşmadığı sürece işte genç nesiller bunun bedelini farklı şekilde ödüyorlar” ifadelerini kullanarak haklı bir serzenişte bulundu.

 Tamamen doğru tespitler. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’daki Arena’ların Türkiye’de getirilip bir yerlere konulmasından yakınıyor, bunun doğru olmadığını savunuyorsa; herhalde Türkiye’nin herhangi bir yerindeki Arapça veya Türkçe’nin dışındaki herhangi bir dildeki tabelaların da doğru olmadığını düşünüyordur diye tahmin ediyorum.

Bu nedenle, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, bu konuda diğer belediyeler ve kurumlar elini taşın altına koyup, bu işi çözmeli, yabancı tabela konusunda gerekeni yapmalı ve bu görüntülere de son verilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuşması mesaj niteliğindedir ve mesajın alınması gerekmektedir.

Geçtiğimiz günlerde bu konuda Hatay'da Suriyeli sığınmacıların açtığı iş yerlerindeki Arapça tabela ve yazıların Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından kaldırılmaya başlandığı ile ilgili bilgiler geldi. Bu konuda Hatay Büyükşehir Belediyesi’ni kutluyorum. Aynı hassasiyetin Konya’da ve diğer illerde de gösterilip, Türkçe konusundaki bu kargaşanın artık son bulması gerekiyor. Umarım yetkililer Türkçe konusundaki hassasiyetlerimize kulak verecek ve bu konuda gerekenleri yapacak diye ümit ediyorum. Sevgi, saygı ve dua ile...