Türk-İslam alemi olarak bir bayramı daha geride bıraktık.

Peki, Müslümanlar olarak Ramazan-Şerifi idrak edebildik mi ve Ramazan Bayramı'nı bayram gibi geçirdik mi?

Bu soruya evet demek de zor, hayır demek de zor!...

Nefs-i emmareden (insanı kötülüğe iten nefisten) kurtulamadık.

Ramazan'ı yine gösteriş olarak kabul ettik, normal bir ibadet gibi gördük, oruç tutana saygı göstermedik, oruç tutmadığımız halde tutuyor kılığına girdik, dostlar ibadette görsün diye yardımların reklamını yaptık, camilerde yer bildirimi, canlı yayın yaptık...

Ramazan'da kötülüklerden arınırken, Allah'a yaklaşırken, ibadet yaparken o kadar çok yorulduk ki bayram günü tatile gittik, mesajla bayramlaştık, mesajla haçlık aldık, kabir ziyaretinde selfie çekmeyi ihmal etmedik...

Çocuklarımıza İslam'ın gereği olan büyüklere ziyareti öğretmek yerine Batı'nın oyununa geldik, bizi evde bulamayınca dostlarımızın, "Eve geldim yoktunuz, siz ne biçim dostsunuz, ev dediğiniz dört duvar, Antalya'da b... mu var"notunu hak ettik...

Türk-İslam dünyasındaki terör olaylarıyla, patlayan bombalarla, işkencelerle, zulümlerle yüreğimiz yandı, şehitlerimizin acısını yüreğimizde hissettik...

Şimdi bunları görüp, Ramazan'ı idrak ettik, bayramını kutlayabildik diyebilir miyiz!...

Şurası bir gerçek ki Avrupa diye diye özümüzden kopuyoruz, dur demezsek; Ramazan ayı normal bir ay gibi olacak, bayram tatil olarak algılanacak... Şu an yapılanlarla Allah'a ve Peygambere isyan eder konumdayız ki bu sonun hiç iyi olmayacaktır. Bu noktada Konya'nın kültür insanı Eğitimci-Yazar Ömer Lütfi Ersöz'ün, "Ayetlerin Işığında Peygamber Kıssaları ve Helak Olan Kavimler"kitabını okumanızı tavsiye ederim, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Nefs-i emmareden kurtulmadığımız sürece, kurtuluşa ereceğimiz de söz konusu olamayacaktır...

***

Gelelim Konya'ya...

Bayramlaşma programı oldukça güzel geçti diyebilirim. 64. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Konya'da olması önemliydi. Sayın Başbakan her bayramı Konya'da geçirmişti, geleneğini bozmadı. Son iftarı Konya'da yaptı, Türbe Önü'nde Bayram Namazı'nı kıldı, Konya ile bayramlaştı, Hadim ve Taşkent'i unutmadı... Kendisine karşı ilgi de iyiydi. Konya bürokrasisi hocasına karşı ahde vefa görüntüsü içindeydi... Konya'da nasıl karşılanacak? sorusunu merak ettiğim kadar ne söyleyeceğini de merak ettim.

“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı görevini onurla vefayla kararlılıkla iradeyle yerine getirmeye çalışmış bir Konyalı olarak, Konyalılarla buluşmaktan büyük bir onur duyuyorum. Bizler hangi vasıfla hangi unvanla olursa olsun her zaman bu toprağın çocuğu olmanın, Konya’nın çocuğu olmanın, Anadolu’nun çocuğu olmanın, gönül coğrafyasının çocuğu olmanın onurunu yaşıyoruz”dedi ve ekledi: "Tam bir sene önce bu terör örgütlerine karşı kararlı mücadeleyi başlatan başbakan olarak bir kez daha Konya’dan sesleniyorum. Aziz milletim hiçbir şekilde yeise kapılmayınız. Bu millete meydan okumak isteyen millete gereken cevabı verecektir, vahdet bayrağını dalgalandıracaktır...”

Olması gereken bir devlet adamı gibi konuştu... Seçim öncesi "Konya başbakanına sahip çıkıyor" diyenlerin ayrılık sürecinde yanında olmayanlara karşı ahde vefalığını göstererek iyi bir ders verdi... "Sayın Davutoğlu terörle mücadelede kararlılıkla duramadı"iddiasında olanlar da cevabını aldı.... Kişiliğini, onurunu zedelemektense tüm makamları elinin tersiyle iten ve bugün dahi duruşunu koruyan hocanın devlet adamlığından birileri ders çıkarsa iyi olacak gibi, tabii zihinleri tam olarak bir yerlere bağlanmadıysa, kişiliklerini, onurlarını biraz da olsa muhafaza edebilmişlerse...

***

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin bayramlaşmasında da  paralel yine oyununu sahneye koyuldu... Paralel aday ve kuklaları nasıl Ankara'da MHP Genel Merkezi'yle aynı tarih ve saatte malum otelde bayramlaştılarsa, Konya'da da benzeri yaşandı... İsmini reklam yapmayalım bir dernek MHP İl Başkanlığı'yla aynı tarih ve saatte bayramlaşma programı düzenliyor. İddiaya göre de paralelciler, yüzde 60'lık blokçular, muhalifler buraya gidiyor! Ve bunlar kendilerine ülkücü diyor! Kendilerine hatırlatmakta fayda var o zaman; Başbuğ Alparslan Türkeş'in sözü açık ve net; "Ülkücünün partisi MHP'dir..."

Peki, genel merkez Başbuğ'un emanetine sahip çıkmıyor diye muhalif olan zihniyet, siz ne yapıyorsunuz? Başbuğ'ya o kadar bağlısınız madem ki niye partinin bayramlaşmasına değil de paralel bayramlaşmaya katılıyorsunuz!...

Amaç belli katılım az olsun, MHP Genel Merkezi bitmiş gözüksün, kongreyi biz alalım, koltuklara biz oturalım... Konya'nın tabiriyle alında kaçan mı! Partisini derneğe değişen, paralele değişen, bayram harçlıklarıyla sevinen zihniyetler zaten partiye bir şey katamadığı gibi Türkiye'ye de bir çakıl taşı kadar faydası olamaz...

MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli, ayıklanma demişti, ivedilikle yapılmalıdır yoksa bu zihniyetlerin hala MHP'li görünüşü 47 yıllık davanın ruhuna yakışmamaktadır...

Bayramlaşma programında MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı'nın, "İslam ülkesini yöneten petrol şeyhleri, dolar milyarderleri küresel emperyalizmin uşağı olmuş vaziyetteler. İslam alemi olarak silkinmemiz, Kur’an'a sımsıkı sarılmamız lazım. Bu konuda altını çizerek şunu söyleyeceğim; Türk-İslam alemi için tek bir umut kalmıştır o da Türkiye’dir. Türkiye’nin de tek bir umudu vardır o da Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücülerdir. O nedenle ki her zamankinden daha fazla birliğe, beraberliğe, dayanışmaya ihtiyacımız vardır. Partimize, davamıza sahip çıkmaya ihtiyacımız vardır”ifadeleri MHP'lilerin kulağına küpe olmalıdır. MHP'lilere tavsiyem şu dur ki, "47 yıllık MHP bir şekilde paralele geçerse ömrünüz uzun olmaz ve 47 günde yok olursunuz, bir daha bir araya gelemeyecek şekilde dağılırsınız. Akıllı olun akıllı..."