Uzun zamandır yazmayı planladığım teşekkür yazısını nihayet kaleme alabildim. Ramazanın son günleri ve bayram yoğunluğu nedeni ile siyaset gündemini takip edemeyişimin de etkisi ile böyle bir yazı yazmak fırsatını bulmuş oldum.

Mayıs ayı içerisinde yakın akrabalarımın da ikamet ettiği Bursa'yı ziyaret etmiştim. Daha öncede birkaç kez ziyaret ettiğim Bursa ilimizi Konya'mızla kıyas etme imkânı buldum.

Bursa iklim itibarı ile yemyeşil bir şehir. Adı üzerinde “yeşil Bursa”. Yeşilliği tamamen doğal... Yani Bursa'da ağaç dikmek yerine ağaç kesip betonlaşma da var diyebiliriz. 20 sene önce gördüğümüz o meşhur Bursa şeftalisi daha çok kırsala kaymış. Şehrin girişlerindeki şeftali ağaçlarının yerini beton binalar almış.

Daha önceki ucube otobüs terminalinin yerini, onu aratmayacak hatta eskisine rahmet okutacak kadar kötü bir mimari ile alış veriş merkezi almış.

Ben özellikle bir şehre girerken o şehir hakkındaki kanaatimi veririm. Şehir girişleri düzenli ve estetikse şehirde aynı düzenliliktedir diye kanaat oluştururum.

Yalova istikametinden yani İstanbul yolu diye bildiğimiz yoldan girdiğiniz zaman, büyük fabrikalar görürsünüz. Onların devamında küçük sanayi siteleri ve oto tamir haneleri başlıyor.

Tamirhanelerin önleri, damları, araba hurdaları ile dolu görüntüsü, yeşil Bursa imajını bir anda gözünüzde değiştiriveriyor. Yol boyu bakımsızlık hemen gözünüze çarpıyor. Birde şehir temizliğini göremiyorsunuz.

Park yeri bulmak ciddi sorunlardan!  Bursa belediyesinin işlettiği yol boyu parklarda ücretler fahiş. İlk saati 5 ila 10 tl arasında değişen tarife uygulamaları var.

Konya yolundan girdiğiniz zamanda o çirkin görüntüleri görüyorsunuz.

Konya'mızda olduğu gibi tarihi çarşılar ve tarihi eserler, camiler gibi yerler orada da tadilatını Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor. Bizden güzel tek bir yer gördüm kapalı çarşının etrafındaki bedesten diye tabir ettiğimiz çarşının tadilatı.

Dükkânlar taş kemerli olarak onarılmış saçak yerine sokakların üzeri, şık bir şeffaf örtü ile kapatılmış. Birde çarşının canlılığını kaybettirmemek için bizimki gibi 10-20 cm pazarlığı yapılmamış. Sokak genişliğine göre, 1,20 mt ye kadar çıkılmasına müsaade edilmiş. Esnafın mallarının renk cümbüşü çarşıyı taş yığını olmaktan çıkartmış.

Ulu camiinin tadilatı da belediye tarafından yapılmış. Ancak aslına uygun yapılmadığından estetikten yoksun kapı girişi ve minarelerin, camii bağlantı gövdelerinin son derece çirkin görüntüsü gözünüze çarpıveriyor. Osmanlı sanatının zarafetinin örneklerinden olan ulu camii Bursa büyük şehir belediyesi tarafından katledilmiş.

Kısaca Bursa şehri beni hayal kırıklığına uğratırken bir kez daha Konya'nın, İstanbul'dan sonra en güzel şehrimiz olduğunu gördüm.

Ankara ve İstanbul girişlerimizin sanırım Türkiye'de hiçbir ilde olmayan güzellikte olduğunu söyleyebilirim. Eskiden” Konya içinde yeşil” diye başlanılan slogan şimdilerde “yeşil içinde bir Konya” sloganını gerçekleştirmiştir. Üstelik iklim koşullarının çok elverişli olmadığı Konya'nın son 20 yılda hızla yeşile bürünmüş olmasında ki en büyük pay, belediyelerimizin çevre duyarlılığından kaynaklanmaktadır.

Tarihi mekânlarımızın restorasyonunda ki hassasiyet eserlerimizin orijinine uygun olarak tadilatının yapılması takdire ve teşekküre şayan bir yaklaşım tarzıdır. Bütün eserlerimizin aslına uygun haliyle kalması sağlanmıştır.

Ramazan süresince birçok camimizde büyükşehir belediyemizin su ve şerbet ikramı ile karşılaştık.

Ayrıca çocuklarımızın camilerimize gelmesini sağlamak için Osmanlı kıyafetleri içindeki görevlilerin her gün değişik oyuncak dağıtması hakikaten, ederi küçük ama çocuklarda büyük izler bıraktığı muhakkaktır. 

Musalla mezarlığının içindeki çok kişinin bilmediği, bayram yerinin ibadete açılması çok ama çok takdir edilecek bir hizmettir. İnsanlar geçmişi ile geleceğini birleştirdiği yerin bayram namazı ve riyasetinde katıldığı bayramlaşmaya dönüştürülmesi inşallah ileride olacaktır.

Ayrıca mezarlığın ortasındaki cennet çukuru diye bilinen Alparslan'ın öncü kuvvetlerinin Bizanslılar tarafından şehit edilip atıldığı yerdeki, sonradan yapılmış definlerin ve mezar taşlarının oradaki manevi havayı bozduğu hepimizin malumudur. O mezarların oradan başka bir yere taşınması mümkün müdür bilmiyorum ama o mezarlar manevi havayı bozmaktadır.

Mevlana ve çevresinin düzenlenmesi Mevlana kültür merkezi ve İslam kültür merkezinin de Üçler mezarlığı çevresi ile entegre edilmesi hakikaten güzelliğinin yanında manevi bir ortam oluşmasını sağlamıştır.

Mezarlıklarımızın bakım ve onarımları, temizliği özlediğimiz tablolardı. Onlarda olabildiğince elden geçirilmiş ve güzelleştirilmiş. Mezarlıklar ve yol boylarında temizlik görevlilerinin sürekliliği şehrin temiz görüntüsünü sağlamaktadır.

Bayramın birinci günü toplu taşımacılığın ücretsiz diğer günlerde yüzde 50 indirim sağlanmış olması Konya belediyeciliğinin geleneği haline gelmesi, insanımızın eşini dostunu rahatlıkla ziyaret etmesini sağlamıştır. 

Eksiklerimiz yok mu? Elbette ki var.

Konya'ya gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin en fazla 7 saatten fazla tutulamaması, Konya trafiğinin kesişme noktası olan Mevlana ve çevresinin bir türlü trafik yoğunluğunun giderilememesi, imarımızın dışarıdan içeriye değil de içeriden dışarıya doğru şişirilmesi ısrarla yapılan yanlışlardan.

Ancak her şeye rağmen yukarıda belirttiğim hususlarda dolayı büyük şehir belediyemize ve değerli başkanı Sayın Tahir Akyürek'e Selçuklu payitahtı şehrimize hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunarım.