A Milliler çok üzdü!

Futbola aç, gelişmeye itirazı olmayan, özellikle de bu oyunu iyi oynayarak hakkını vermeye çalışan genç futbolculardan kurulu milli takımımızın Macaristan karşısındaki oyunu, açık konuşmak gerekirse Haziran’da yapılacak olan Avrupa şampiyonası öncesinde umut verdi…
Bu maçta sayısız girişim vardı, ama gol yoktu…
Keşke olsaydı, iyi oyun taçlanmış olurdu…
Bunu da, “seyyar” veya “kaleyi sırtı dönük” iyi bir santraforumuzun olmayışına bağlayabilirsiniz…
Rakip takımın ağzının içinde, yani altıpas ve etrafında final pasları ve final vuruşlarında topal olduğumuzu söyleyebilirim…
Aksi taktirde Macaristan maçının skoru lehimize çok daha farklı olabilirdi…
Montella keşke final vuruşları ile ceza sahası içerisinde etkili, ayrıca da çok formda olan Semih Kılıçsoy’u kadroda tutabilir, en azından hamle oyuncusu olarak kullanabilirdi.
AVUSTURYA MAÇI
Avusturya ve Türkiye  17. kez karşı karşıya geldiler…
Avusturya Milli takımı ile ilk özel maçımızı 1948’de, yani tam 76 yıl önce  oynamış ve ülkemizde oynanan bu karşılaşmadan 1-0 yenik ayrılmışız…
Türkiye ve Avusturya A milli takımları arasında 7’si Türkiye, 9’u da Avusturya’da yapılan 16 maçta Avusturya 8, Türkiye 7 galibiyet alırken, sadece bir maç berabere bitmiş…
10’u resmi, 6’sı özel olmak üzere geride kalan maçlarda Türkiye'nin toplam 22 golüne, Avusturya 18 golle yanıt vermiş.
KADRODA BÜYÜK REVİZYON
Millilerimiz Macaristan maçındaki iyi oyunun verdiği özgüvenle çıktılar Avusturya karşısına…
Montella, bu maçta Macaristan’a karşı mücadele eden takımdan sadece Hakan ve Kenan'a forma verdi…
İtalyan hoca, milli takıma davet ettiği bütün futbolcuları görmek istiyor belli ki...
Bunda da son derece haklı…
Montella’nın tüm oyuncularından verim alma gayreti ve anlayışına saygı duymak lazım…
Keşke, Gürcistan ve İtalya ile oynanan U21 maçlarında boş geçmeyen Semih Kılıçsoy gibi formda bir futbolcuyu da değerlendirebilseydi! 
Avusturya evinde oynamanın verdiği sinerji ve fiziksel üstünlüğünün egemen olduğu baskıyla başladı maça… 
Nitekim Salih Özcan’ın hatasından kaynaklanan bir pozisyonda Avusturya takımı  2. dakikada gelen erken bir golle, deyim yerindeyse 1-0 önde başladı maça…
Geriye düştükten sonra biraz daha ileriye çıkan, kontralarla, özellikle Kenan’la Avusturya kalesini tehdit eden millilerimiz, oyunu tutan taraf oldu…
Göbekten ve kenarlardan Avusturya kalesine yüklenen A Milliler 25’de Hakan Çalhanoğlu’nun penaltıdan attığı golle skoru 1-1’e getirdiler…
Karşılaşmanın ilk yarım saati geride kaldığında hem oyunun, hem de tribünlerin kontrolü bizdeydi…
Kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun vites yükselttiği, daha doğrusu oyunun organizatörlüğünü yaptığı dakikalarda, Arda da zaman zaman kendisine eşlik etti…
Açık konuşmak gerekirse: A Millilerin rakibin ayağındaki her topa kırmızı görmüş boğa gibi saldırmalarını ve top kapma mücadelelerini es geçmemek lazım…
İlk 45’i değerlendirecek olursak, oyunu tutan A Milliler olurken, soyunma odasına önde giren Avusturya oldu.
BAMBAŞKA BİR İKİNCİ YARI
Avusturya takımı fiziksel üstünlüğünü, özellikle ikili mücadelelerde ve yüksek toplarda çok iyi kullandı…
A Milliler, savunmadan çıkmakta bir hayli güçlük çekerken, ev sahibi takımın da gol iştahını kabartılar…
Avusturya 48 ve 59’da bulduğu iki golle aradaki farkı açtı…   
4-1’den sonra da baskılı oyunlarını sürdüren Avusturyalılar, formda ve ayakta kalmanın mükafatını 5. golle aldılar…
Bu yarıda A Milliler, sadece 1-2 serseri topla Avusturya kalesini gittiler, hepsi o kadar…
Bu karşılaşmanın ilk yarısını hak etmediği bir skorla tamamlayan milliler, ikinci 45’de ise ortaya iyi bir futbol karakteri koyamadılar ve sahadan 6-1 gibi rezil bir skorla ayrıldılar.