Üretmiş olduğu projelerle ilk olarak kendi memleketi Konya’da çalışmalara başlayarak büyük bir kısmı daha önce yapılmamış yeni tasarım makinalar üreterek Konya’nın üretim alanındaki çalışmalarını güçlendiren İş İnsanı Mahmut Sami Şahin, ticari, sivil toplum ve siyasi çalışmalarından bahsetti. Geçmiş yıllarda Meram Belediye Başkan Vekilliği, Konya Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliği ve AK Parti Konya Büyükşehir Meclis Grup Başkan Vekilliği görevlerinin yanı sıra Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge İdaresi Başkanlığı görevler yürüten Şahin, şu anda da ticari faaliyetlerinin yanı sıra Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanlığı görevini yerine getiriyor. Şahin, hayat hikayesi hakkında şunları söyledi:
Sizleri tanıyabilir miyiz?
Mahmut Sami Şahin, 1971 yılında Karaman’da doğdum. İlköğrenimimi Gazi İlkokulu’nda, orta ve lise öğrenimimi ise Karaman İmam Hatip Lisesi’nde tamamladım. 8 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak 1989 yılında girdiğim üniversite sınavında Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü kazandım. Ailemizdeki öğretmen, hukukçu, doktor ve veteriner kardeşlerimden sonra evin mühendis eksikliğini gidermiş oldum. Edebiyat bölümünden mezun olmama rağmen mühendislik bölümünü kazanmıştım. Şimdi ‘iyi ki tercih etmişim’ diyorum.
‘ÇİZİMLERİM KARŞILIĞINDA BİR TAKIM ELBİSEYİ HAK ETMİŞTİM’
Üniversite yıllarında unutamadığınız bir anınız var mı?
O yıllarda imam hatip liselerinde düz liselerin son sınıfında okutulan fen dersleri müfredattan çıkartıldığı için bu dersleri görmediğimizden dolayı üniversitenin ilk yıllarında biraz zorlansam da düzenli çalışarak arayı çabuk kapattım. İkinci sınıfa geçtiğim yaz döneminde ise henüz yeni öğrendiğim teknik resim bilgisiyle, Karaman’da bulgur ve tuz fabrikalarına makine üreten bir firmada yeni kazanımlar elde etmek için vaktimi değerlendirmiştim. Çizdiğim imalat resimleri üretimde kullanılmıştı ve yaz dönemi sonunda işyeri sahibi rahmetli Sezai Göçmen amca emeğimin karşılığı olarak bana bir takım elbise hediye etmişti. Bu anımı hala unutamam.
‘İMAM HATİPLİ OLMAM, HER ZAMAN ÖNÜME ENGEL OLARAK KONULDU’
İş hayatınızla ilgili geçmişi aktarır mısınız?
Öğrenciliğimin son senesinde girdiğim sınavla memuriyet hakkı kazanarak göreve başladım. Asalet tasdiki sonrasında çalıştığım kurumdan Devlet Su İşleri’nde (DSİ) mühendis kadrosuna kurumlar arası nakil ile geçmek istedim, ancak o günün şartlarında imam hatip lisesi mezunu olduğumdan DSİ’de mühendis kadrosuna geçmem uygun görülmedi. Bu gelişmeden sonra memuriyetten istifa ederek özel sektörde çalışma kararı aldım.
Özel sektörde yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
İttifak Makine şirketinde ilk mesleki deneyimimi kazanarak, imalat mühendisliği alanında mesleğimin uygulama temellerini orada attım. İlk tasarım, ilk imalat resmi, ilk talaşlı imalat, ilk hidrolik sistem, TS EN ISO 9001 Kalite Yönetimi Sistemi, kısacası bir mühendisin görmesi ve bilmesi gereken her ne var ise orada uygulamalarını gördüm ve öğrendim. Fabrika Müdürü Yusuf Yel abimizin emekleri, üzerimde hayli fazladır. İyi bir mühendis olmam için beni zorlamasını o günlerde pek anlayamamıştım ancak şimdi ‘iyi ki’ diyorum.
KONYA’DA İLKLERE İMZA ATILDI
İlk şirketinizi ne zaman kurmuştunuz, o süreçten de bahseder misiniz?
Bir hidrolik firmasında 2 yıl proje mühendisi olarak çalışma ve askerlik sonrası, mezuniyetimle birlikte 5 yıllık tecrübenin ardından kendi şirketimi kurdum. 1998 yılında kurulan Simya Hidrolik ve Otomasyon şirketinde, o yıllarda Konya’da hidrolik sistemlerin makinalara uygulanmasında ilklere imza attık.
İlk defa hidrolik sistemle çalışan tam otomatik matkap tezgâhı, tam otomatik hidrolik tahrikli rovelver torna, otomatik boru delme makinası, hidrolik mibzer uygulaması, hidrolik pancar sökme makinası, hidrolik sondaj makinası o yılların basit ama otomasyon alanındaki yenilikleri olmuştur. Bosch Rexroth firması ile 2004 yılında Bölge bayiliği anlaşması yaparak sektörün ihtiyacı olan ileri hidrolik uygulamalarını proje ve malzeme olarak Konya’ya kazandırmaya başladık.
Hidrolik, pnömatik ve lineer otomasyonun olduğu bütün sahalar bizim uygulama alanlarımız oldu. Projelerimizin büyük bir kısmı daha önce yapılmamış olan yeni tasarım makinalardı. Güçlü mühendis ekibimizle Konya’da makine imalatı yapan pek çok firmanın teknik proje paydaşı olduk ve yüksek teknoloji sistem uygulamalarımız ile dünyanın pek çok yerine ihracat yapan marka firmalara katkı verdik. Yaptığımız işlerde temel esas verimliliği arttırmak, kontrolde insan faktöründen doğabilecek hata paylarını yok etmek, kaliteyi yükseltmek ve optimum maliyetlerde üretim yapmak oldu.
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) işbirliğiyle de ilklere imza atılmıştı. TÜBİTAK ortaklı projelerinizden de bahseder misiniz?
Üniversite, sanayici ve TÜBİTAK işbirliğiyle, ilklerden sayılabilecek projeler gerçekleştirdik. Yurt dışından gelen talepleri, imalatçı firmalarla birlikte çözüm ortağı olarak değerlendirmeye aldık ve yapılabilirliğini ortaya koyduktan sonra üretimlerini gerçekleştirdik. Bunlardan bazıları; hydroforming pres sistemi, alüminyum enjeksiyon için robot sitemi, dövme presleri için servo robot sistemi, deniz üstünde köprü inşasında kullanılan hidrolik platform sistemi, servo kontrollü tam otomatik paketleme makinaları, 4 eksen HNC kontrollü oransal hidrolik sıvama pres projeleridir. TÜBİTAK destekli yapmış olduğumuz projelerden pompa test makinası, hidromotor test makinası ve servomotor tahrikli değişken hızlı sac şekillendirme pres makinası çalışmaları firmamızın yeni teknolojileri uygulama yetkinliğini ve deneyimini üst seviyeye çıkarmıştı.
ASELSAN VE ROKETSAN’IN ONAYLI TEDARİKÇİSİ
ASELSAN ve TUSAŞ’a da yapmış olduğunuz üretimler oluyor, değil mi?
Son dönemlerde ülkemizde özellikle savunma sanayiinde yerli üretime ağırlık verilmesi neticesinde firmamız, ASELSAN ile 2011 yılında bir proje ile çalışmaya başlamış oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde olan Panter silahlarının revizyon projesinde ve ilk defa yerli olarak yapılan uçaksavar silah sistemlerinde bazı hidrolik parçaların prototip tasarım ve üretimini gerçekleştirdik. Yine uçak üretim fabrikası olan TUSAŞ firmasına Türkiye’de ilk defa yapılan Atak helikopterlerin bir parçasını üretmek için sıcak şekillendirme presini anahtar teslimi yaparak teslim ettik. Bu çalışmalar neticesinde bugün ASELSAN ve Roketsan firmalarının da onaylı tedarikçisi olduk. Tabi bu işleri yaparken ülkemizin bir ihtiyacını yerli imkânlarla karşılamanın verdiği mutluluğu ekibimle birlikte yaşarken Konya’da savunma sanayi alanında yapılan çalışmalara da katkı verdik.
Özel sektörde çalışmalarına devam eden bir iş insanı olarak kamuda aldığınız görevden de bahseder misiniz?
İş hayatı, sivil toplum kuruluşu görevleri ve siyaset, hayatımda yer alıyor. Hiçbirini diğerinin önüne geçirmeden, aldığımız düstur gereği ‘iş yap ama vitrinin arkasında ol’ anlayışı ile her birine gerekli vakti ayırırken iş hayatımı da aksatmadan çalışmalara devam ediyordum.
Siyaset sonrası kendi işimin başında yönetim kurulu başkanı olarak görev yaparken, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın takdirleri ve Cumhurbaşkanımızın da tensipleriyle 2021 yılı ocak ayı sonu itibariyle Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığına atamam gerçekleşmiş oldu. Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale illerinin de bağlı olduğu KOP İdaresi Başkanlık görevini 1,5 yıl ifa ettim. Yoğun bir çalışma dönemi geçirdim ve her ilin yatırım ihtiyacını yerinde tespit ederek ilave kaynaklar çıkartarak destek vermeye çalıştık.
AYNI KOLTUĞA 30 YIL ÖNCE FOTOĞRAF ÇEKİLMEK İÇİN OTURMUŞTU!
2022 yılı mayıs ayında yapılan Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Genel Kurulu’nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına delege olarak bulunduğum genel kurulda başkanlığa aday gösterilerek yapılan seçim sonucunda TSE Başkanı ve aynı zamanda TSE Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilmiş oldum.
TSE Başkanı olarak seçilmiş olmanın benim için çok ayrı bir anlamı da vardır: Öğrencilik dönemimde bir taraftan derslerime devam ederken diğer taraftan da mesleğimle alakalı alanları keşfetmeye çalışıyordum. Fuarlara gidiyor, firmaları çatkapı ziyaret ediyor, kamu kurumlarıyla irtibat kurmaya çalışıyordum. Bir gün fakülteye giderken her gün önünden geçtiğim TSE’ye gitttiğimde okuldan hocam olan Prof. Dr. Fatih Botsalı- o dönemde TSE Konya Bölge Müdürü idi- beni odasında ağırladıktan sonra ilgili olduğumu görünce kuruma her zaman gelip arşivdeki standartları inceleyebileceğimi söylemişti. Ben de o dönemde boş vakitlerimi TSE’de geçirerek bol bol standartları okumuştum. Hatta hocam zaman zaman beni saha ziyaretlerine bile götürmeye başlamıştı, ‘mühendis ne iş yapar’ yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştım.
Bu bilgi ile üniversite arkadaşlarımı da buluşturmak gayesi ile bir organizasyon yaparak TSE’nin Ankara’daki merkezine otobüs kiralayarak gezi düzenledim ve arkadaşlarımla birlikte laboratuvarları gezmiştim. Sonrasında ise teknik kurul salonunda bizlere sunumlar yapılmış ve fotoğraflar çekilmişti. Benim de başkan koltuğunda otururken elimde tokmakla çekilmiş bir fotoğrafım vardı. Yıllar sonra TSE Başkanı seçilince o fotoğrafı hatırladım ve 30 yıl önce fotoğraf çekinmek için oturduğum koltuğa bugün başkan olarak oturmanın ve ülkemizin milli standardizasyon kuruluşunda hizmet etmenin mutluğunu yaşıyorum.
‘SİYASET, BİZİM İÇİN AMAÇ DEĞİL HİZMET İÇİN BİR ARAÇ OLDU’
Siyasi ve sivil toplumdaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Üniversite dahil olmak üzere gençlik dönemlerimden itibaren sivil toplum kuruluşlarının pek çok kademesinde görev aldım. 2010 yılına geldiğimde de AK Parti Meram İlçe Teşkilatında Yönetim Kurulu Üyesi olarak aktif siyasete başladım ve Ar-Ge’den Sorumlu Başkan Yardımcılığı ve İlçe Sekreterliği görevlerinde bulundum. 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’den Meram Belediyesi Meclis üyesi seçildim ve aynı zamanda Konya Büyükşehir Meclis Üyesi oldum. Meram Belediye Başkan Vekilliği, İmar Komisyonu Üyeliği, Yerel Kalkınma Komisyonu Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Encümen Üyeliği yaptım. 2014-2019 döneminde 5 yıl Konya Büyükşehir Belediye Başkan Vekilliği ve AK Parti Konya Büyükşehir Meclis Grup Başkan Vekilliği görevlerini yürüttüm. 2019 yerel seçimlerinde de Karaman Belediye Başkan Adayı olarak gösterildim.
Bizim için siyaset amaç değil her zaman hizmet için bir araç olmuştur. Meclis üyeliği döneminde komisyon çalışmalarında Konya’nın geleceğine yönelik yaptığımız çalışmalar ile daha yaşanabilir şehir, sürdürülebilir şehir, yatırım yapılan şehir nasıl olur düşüncesiyle yönetişim anlayışıyla çalıştık ve şehrimize hizmet ettik.
‘TÜRKİYE’NİN MANEVİ KALBİ’
Konya’yı kültürel, sosyal ve gelişmişlik olarak nasıl buluyorsunuz?
Konya’da öğrenci olmak, üniversite okumak ve yaşamak bir zenginliktir. 1989 yılında Selçuk Üniversite’nin Cıvıloğlu’daki binasında bulunan mühendislik bölümünde eğitimime başladım ve o dönemde sosyal ve kültürel faaliyetlerin yoğun ortamından bir şekilde istifade ettim.
Konya bir medeniyet, kültür ve tarih şehridir, Hz. Mevlana’sıyla, Şemsi Tebrizi’siyle, Sadrettin Konevi’siyle Türkiye’nin manevi kalbidir. Konya’da insan, şehri; şehir de insanı inşa ediyor. Geçmişten gelen düzenli ve planlı bir yerleşim vardır ve her türlü sosyal faaliyeti bulabilirsiniz. Trafik problemi olmayan, sosyal belediyeciliğin en güzel uygulamalarının görüleceği, sivil toplum kuruluşlarının yoğun faaliyetleri, iyi insan ilişkileri, dayanışma ruhu bu şehri ayrıcalıklı yapıyor.
‘ASELSAN, TÜMOSAN’DAN SONRAKİ EN ÖNEMLİ YATIRIM’
Konya’ya bir vefa borcunuz olduğunu düşünüyor musunuz; bunu nasıl ödüyorsunuz?
İnsanın doğup büyüdüğü, yaşadığı şehir elbette önemlidir ama insanın öncelikle şehrinin imkanlarını ülkesinin ihtiyaçlarını karşılamaya sunma gayreti çok daha önemlidir. Konya’da siyasetçisinden bürokratına, belediye başkanından sanayi temsilcilerine kadar birlik ve beraberlik anlayışıyla şehrin geleceği için ortak çalışma kültürü vardır. ASELSAN yatırımı da bu çalışmanın en güzel örneğidir. Benim için bu dönemin en anlamlı çalışması ülkemizin göz bebeği ASELSAN firmasının Konya silah fabrikası yatırımı ile alakalı süreçte koordinasyon çalışmasında yer almak olmuştur. ASELSAN yatırımı TÜMOSAN yatırımından sonra Konya için en önemli yatırımdır. Konya sanayisinin yüksek katma değerli üretim planı bu yatırım ile hızlanmıştır. O bölge belediyeye ait bir arazi olmasına rağmen şehrin geleceğine yönelik alınan karar ile sanayi bölgesine dönüştürüldü ve sonrasında Konya Teknoloji Endüstri Bölgesi olarak ilan edildi. Bu yatırım sürecinde emeği geçen her kim varsa Allah ondan razı olsun. Sonrasında ASELSAN Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nin Konya’da açılması sürecine de katkı verdik ve geleceğin savunma sanayisinde görev alacak çocuklarımız bu okullarda eğitim almaya başlamış oldu.
İnsanın şehrine hizmet etmesini bir borç ödemesi olarak değerlendirmiyorum, imkân nispetinde hangi görevde olursanız olsun şehrine ve ülkesine hizmet etmeyi asli bir görev olarak değerlendiriyorum. İnşallah bizlerde bu çerçevede her konumda hizmet etmeye devam edeceğiz.
İnşallah. Vaktinizi ayırdınız, çok teşekkür ederiz.
MUSTAFA ARSLAN
