Türk’ün şanlı tarihinde Malazgirt Zaferi’yle zirveye ulaşan ağustos ayındaki zaferleri sıralayan Karaarslan, “26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, 11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi, 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi, 24 Ağustos1516 Mercidabık Zaferi, 29 Ağustos 1521 Belgrad’ın Fethi, 29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi, 1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın Fethi, 5 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi, 19 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması’nı imzalayanların vatan haini ilan edilmesi, 23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı’nın başlaması, 26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz.” dedi.
'VATAN, COĞRAFYANIN RUHUYLA BÜTÜNLEŞMELİ'
Karaarslan vatanın Türkler için Ahlat'ta bir mezar taşı, Edirne'de Selimiye minaresi, Sivas'ta bir Selçuklu kümbeti, Bursa'da bir Osmanlı çeşmesi ve Malazgirt'te mübarek toprak anlamına geldiğini söyledi. Bu kapsamda vatanın önemine dikkat çeken Karaarslan şunları söyledi: “Vatan, coğrafyanın ruhuyla milletin ruhunun bütünleşmesi; yabancıya verilmez, elle paylaşılmaz kutsal bir yerdir. Vatan, bağımsızlıkla tadıldığı zaman yüreğimizin şenliği, yerle göğü dolduran kâinatımızdır. İşte Malazgirt Zaferi ile birlikte, yaklaşık bin senedir vatan toprağı olan ve inşallah kıyamete kadar da vatan toprağı kalacak olan Anadolu'nun kilidi açılmıştır. Bir yandan Anadolu toprağı ebedî vatan olmaya başlarken, bir yandan da Bizans'ın köhnemiş zulüm idaresi çökmeye yüz tutmuştur.
Osmanlılar ile zulmün yerini adâlet, düşmanlığın yerini kardeşlik, kinin yerini sevgi almaya başlamış, Anadolu'da yeni bir medeniyetin ışıkları yükselmiştir. Bu medeniyetin temelinde kökleri Hoca Ahmet Yesevî'ye uzanan Bu zaferle birlikte, Anadolu toprakları için yeni bir devir başlamıştır. Önce Anadolu Selçukluları, sonra insan sevgisi, toplumsal barış ve engin hoşgörü anlayışı bulunmaktadır. Bu esaslar üzerinde yükselen Anadolu Türk-İslâm medeniyeti, asırlarca bütün dünyaya örnek bir ileriliğin sembolü olarak parlamıştır.”