Giresunlu bir vatandaşın 2006 yılında Konyalıları Trabzon ekmeğiyle tanıştırmak amacıyla açtığı Küpeli Trabzon Ekmeği işletmesi, bugün Konyalı Seyit Uygur 18 yıldır farklı tatları vatandaşlara ulaştırmak adına çalışmalarına devam ediyor. Yöresel birçok unlu mamulün üretildiği Küpeli Trabzon Ekmeği işletmesinde üretilen Trabzon ekmeklerinin özelliği ise, çoğaltılarak günümüze kadar getirilen en az 100 yıllık ekşi mayası! Küpeli Trabzon Ekmeği İşletme Sahibi Seyit Uygur mayanın sırrını aktarırken; Küpeli Trabzon Ekmeği İşletme Müdürü Ayşegül Şahin de işletmedeki diğer ürünler hakkında bilgi verdi.
‘MAYAMIZA GÜVENEREK YOLA ÇIKTIK’
Karadeniz’e özgü bir lezzet olan Trabzon ekmeğini tanıtmak amacıyla Giresun’dan Konya’ya gelen ortağının Konya’da tutunamamasıyla birlikte işlerini devralan Küpeli Trabzon Ekmeği İşletme Sahibi Seyit Uygur, ortağından öğrendiği püf noktaları uygulayarak 18 yıldır Konya’nın iddialı ve en sevilen Trabzon ekmeği lezzetlerinden birini yakalamayı başarıyor. Lezzetin yanına sabrı da ekleyerek Konyalılara Trabzon ekmeğini sevdirdiğini söyleyen Uygur, “Ortağım, Konya’da bu işi tutturamayınca devretme kararı aldı. Biz de kendisinden devralmak yerine ilk etapta işi öğrendik. ‘İyilik mayamızda’ sloganıyla mayamızın sağlamlığına güvendik ve bu işe 48 yaşından sonra gönlü verdik. Sabrımızla çok şükür Konyalılara bu ekmeği sevdirmeyi başardık.” dedi.
ORTAĞINDAN ALDIĞI SIRLA 18 YILDIR KONYALILARA BU LEZZETİ AŞILIYOR!
Orijinaline uygun olarak meşe odununda 1 saate yakın pişmesi ve yüz yıllık mayasıyla mayalanmasıyla dikkat çeken Trabzon ekmeği hakkında bilgi veren Uygur, bu ekmeğin Konya’da rakip tanımaz bir şekilde işletmeleri tarafından yapıldığının altını çizdi. Uygur, “Meşe odunuyla yavaş yavaş pişmesi, kalın olmasından dolayı Trabzon ekmeğinin olmazsa olmazı! Konya’da farklı işletmelerde doğalgazla yapılan ekmeği biz orijinalindeki gibi meşe odunuyla yapıyoruz; közlenmiş odunla ekmeğin pişmesi 1 saati buluyor. Mayalanması ve beklemesiyle birlikte orijinal bir Trabzon ekmeği yapmak için en az 3 saat gerekli.” dedi.
EN AZ 100 YILLIK MAYAYLA TAZE EKMEK ÜRETİYORLAR
Trabzon ekmeğinin sanıldığı gibi ‘çok ekşi bir ekmek’ türü olmadığını ifade eden Uygur, ilk kez tatmak isteyenleri ve bu ekmeği farklı yerlerde tadıp sevmeyenleri işletmelerine davet etti. Giresunlu ortağının, fırıncı bir ailenin 4. kuşağı olduğuna dikkat çeken Uygur, “En az 100 yıldır bu ekmeklerde çoğaltılarak kullanılan bir maya var ve biz kurulduğumuz yıldan bu yana aynı mayayla ekmeklerimizi yapıyoruz. Çok eski bir mayayla çok taze lezzetler üretiyoruz. Aynı şekilde unumuz da Karadeniz’den geliyor; Konya’da üretilen unlarla lezzeti aynı olmuyor.” şeklinde konuştu.
DAYANIKLILIĞI FAZLA, İSRAFA YOL AÇMIYOR
Odun ateşinde pişen Trabzon ekmeğinin dayanıklılık süresinin de arttığına dikkat çeken Uygur, yaptıkları ekmeğin buzdolabında 15-20 gün kadar korunabileceğini söyledi. Ürettikleri ekmeklerin dayanıklı olması sebebiyle israfa da yol açmadığını vurgulayan Uygur, “Buzdolabında 15-20 gün; dondurucuda ise aylarca durabilir. Çok piştiği için dondurucudan çıkan ekmeklerimizde ıslaklık gibi bir durum olmuyor.” ifadelerini kullandı.
FARKLI BÖLGELERE HAS LEZZETLER, NE YEDİĞİNİ BİLENLER İÇİN ÜRETİLİYOR
Trabzon ekmeğinin yanı sıra farklı bölgelere has tatları da Konyalılarla buluşturduklarını ifade eden Küpeli Trabzon Ekmeği İşletme Müdürü Ayşegül Şahin de bu tatların Konya’da tanınması adına ilk olarak birkaç adetle sınırlı kaldığını ancak ilerleyen süreçlerde sevilerek tüketildiğini belirtti. Şahin, diğer farklı ürünler hakkında şunları söyledi: “İlk açıldığımızda yalnızca Trabzon ekmeği yapıyorduk ancak insanlar farklı türden ekmeklere de alıştılar ve talebe yönelik üretimlerimiz de oluşmaya başladı. Ata buğdayından karakılçık ekmeği, siyez ekmeği, karabuğday ve mısır ekmeği yapıyoruz. Bunların yanı sıra farklı bölgelere ait Kafkas çöreği, Manisa Kula köy ekmeği, Gümüşhane ekmeği, cabata ekmeği, köy unuyla yufka, bazlama gibi ekmekler de yapıyoruz. Normal ekmek ve kuru pasta, gevrek çeşitlerimiz ve sac böreği de var. Genel olarak ne yediğini bilen, yediği ürünün içeriğine önem veren bir müşteri kitlemiz var, pandemi döneminde bu kitle oluştu ve deneyenlerin vazgeçemediği bir işletme olduk.” ifadelerini kullandı.
BURADA HER ŞEY EL EMEĞİ!
El lezzetinin hamura geçmesiyle bambaşka bir lezzet oluştuğunun altını çizen Şahin, bu inançla tüm ürünlerin el emeği olduğunu ifade etti. Fazla üreterek çok para kazanmak yerine el emeği, az ancak kalite ve özlü bir iş çıkardıklarını vurgulayan Şahin, “Az ama öz üretim yaptığımız için bu damak tadını bilen kişilerin tercihi oluyoruz. Zaten ürettiğimiz ekmekler, 10-15 dakikada pişen değil; baştan sona üretimi 3-7 saat arası gerçekleşen ürünler. Orijinal haliyle sofralarınıza gelmesi adına bu özeni gösteriyoruz. Farklı kurumlar tarafından toplu satış için talep aldık ancak marketlerle çalışmıyoruz; ürünlerimiz yalnızca Beyşehir Yolu’ndaki işletmemiz ve Aziziye Cami civarındaki şubemizde satılıyor.” diye konuştu.