Yıllardır Mersin’nin Silifke İlçesi ve sahil mahalleleri her yağmurda, yıldırımda, şimşekte, poyrazda elektrik kesintisi ile uğraştı. Hala da tam çözülmüş değil. 1970’li yıllardan beridir böyle.
Elektrikler kesilir ekipler geç de olsa gelir tamir yapılır elektrik verilir. Ama köklü çözüm bulunamaz böylece halk ümidi keser şartları kabullenir.
Hatta nükleer santral yapılacak bu bölgede elektrik daha sık kesilir. Hala da devam ediyor.

En bilgisiz vatandaş bile neden kesildiğini çok iyi bilir. Bu arada insanlar çok daha fazla elektrik kullanır oldu. Tepkisi de o oranda arttı ama kesin bir çözüm olmadı.

Özelleştirme ile düzeleceği vaat edilmişti o hepten işi savsakladı. Artık muhatap bile bulunamaz oldu.

Geçtiğimiz günlerde Isparta aynı durumu kar fırtınası ile yaşadı. Neredeyse 3 gün sonra şehrin tamamına elektrikler verilebildi.

Şimdi hükümet enerji şirketlerinin temsilcileri ile toplandı. Nihayet dedim. Bir sonuç çıkacak mı bilmiyorum.

Bu bölgeler hem enerji yoksunluğu hem de fiyat artışlarından fazlası ile etkilendi.

Neden enerji şirketleri ile devlet  problem çıkınca toplandı da Kasım ayında meteoroloji uzun zamanların en kuvvetli kışını yaşayacağız derken   bu toplantı yapılmadı?

O zaman bu toplantı yapılıp; arkadaşlar uzun yılların en sert kışı geliyor, herkes alt yapısını kontrol etsin, hatlar gözden geçirilsin gerekli tedbirler alınsın denmez miydi?  Elbette denebilirdi…

Tedaş ve EPDK neden gerekli denetim ve kontrol ile bu arızaların çıkabileceğini öngöremedi?

Mesela Silifke ve çevresinde halk gerek direkt gerek sosyal medya gerekse 186 müşteri hizmetleri ve e devlet üzerinden bas bas bağırırken neden oralı olunmandı.

Kaymakamlıklar, siyasi partiler hükümetin ilçe teşkilatı neden bakanlığı ve gerekli kurumları uyarmadı?

Uyardı ise sonuç alıncaya kadar neden mücadele edilmedi?

Devletin aksaklıkları takip edecek bir sistemi yok mu?

Yumurta ağzına gelince alınan tedbirler sizce sonuç verecek mi? Yoksa günü kurtaran çözümlerle göz mü boyanacak?

Ya sebze ve meyve fiyatları?

Acaba neden yükseldi?  Sadece konjonktürle mi izah edeceğiz?

Masa başında oturan il ve ilçe tarım teşkilatları ile kaymakam ve valiliklerin hiç sorumluluğu yok mu?

Neden binlerce ziraat mühendisi boş gezerken tarlalar teknik ve ekonomik bilinçsizlikle yok oluyor?

Devlet teşvik çıkarmasına rağmen küçük ve orta ölçekli çiftçi neden bundan yeteri kadar haberdar olamıyor ve devlet imkânlarını kullanamıyor?

Neden tarlalar küçük ve orta ölçekli çiftçinin elinden kayıp gidiyor?

Neden çiftçi çocukları kariyerini ve geleceğini kendi işinde ve tarlasında göremiyor?

Neden köyler boşalıyor?

Bunların hükümetin yerel teşkilatları neden dile getirmiyor.?

Neden çözüm projeleri ile il ve ilçe teşkilatları yeteri kadar uğraşamıyor?

Neden teşkilatla insan kaynakları açısından yetersiz?

Neden teşkilatlar devletin aldığı kararları uygularken özensiz?

İlla hep problem olunca mı harekete geçilecek?

Mesela Çiftçi kayıt sistemi neden düzgün çalışmıyor?

Çiftçinin ekim, dikim, işletme yönetimi, çiftçi ailelerinin gelişimi, çocukların eğitimi konuları, bilgisi, bilinci neden gelişen ekonomiye göre ve yaşam şartlarına göre güncellenmiyor?

Bu durum çiftçi varlıklarının bilinçli bir şekilde elden çıkarılıp büyük işletmelerin eline geçmesine sebep olmaz mı?

Peki, hükümet ve devlet bu konuda yetersiz kalıyor?

Muhalefet ne yapıyor?

Neden çözüm projeleri ile halkın karşısına çıkmıyor?

Yanlışları ortaya koyarken biz bunları şu projelerle çözeceğiz demiyor da sadece yuvarlak kelimelerle geçiştiriyor?

Yoksa detay proje yok mu?

Hükümetin hatalarını öne çıkararak mı kendilerini seçenek olarak ortaya koyacaklar?

Pozitif muhalefet yapamazlar mı?

Sadece iktidar ve muhalefet sevgisi ya da nefreti ile mi biz bu ülkeyi yöneteceğiz?

Neden bir sistem kuramıyoruz?

Halk olarak düzeni neden talep etmiyoruz da işimiz görüldüğü sürece sesimizi çıkarmıyoruz?

Takım tutar gibi particilikle devlet yönetilebilir mi? Yönetime talip olunabilir mi?

Hepimiz aslında başımızı elimizin arasına alıp düşünmeliyiz?

Her şeyi kısa devre yapma kültürü ile devlet bir yere varamaz?

Eğer okyanusta yol alacaksak ona göre bir projemiz ve rotamız olmalı yoksa manevrası bol yönetim biçimi ile iktidar da muhalefet menzile varamaz.

Önce bakış açımızı değiştirelim.
Bu enerji hepimizi çarptı, patlıcanı kırağı çaldı…..