Maksadımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Maksadımız içimizdeki ataleti yok etmek. Maksadımız eleştirmek, ayıplamak, kınamak değil, din hizmetleri alanındaki, beşerî ilişkiler alanındaki eksikliklere dikkat çekmek ve güzel bir örnekle bizlerin de yapabileceği pek çok işin olduğunu göstermek.
Yeter ki iyi niyet olsun, yeter ki yüreğimizde bir sevgi olsun, yeter ki içimizde bir hizmet sancısı olsun. Yeter ki inançları, düşünceleri iğfal edilen, yok edilmeye çalışılan, akılları yanlış ve kötü yollara çeldirilen gençliğe ve diğer insanlara nasıl doğru yolu gösterebiliriz kaygısı yüreklerimizi yaksın.
Pazartesi günü yazdığım gibi İstanbul, Kartal Atalar Camii, imamıyla, müezziniyle, cemaatiyle, dernek yöneticileri ile bu sorunları çözmek için birçok adımlar atmış. Birçok aşama kaydetmiş. Camii gerçek camii, imam gerçek imam, müezzin gerçek müezzin olma vasfını kazanmış. Cemaat da cemadat olmaktan çıkıp gerçek cemaat olmuş.
Elbette ben kimsenin amiri değilim ama bütün camilerin gönüllü, doğal bir üyesi olarak doğru ve güzel olanı, arzu edileni, bekleneni de göstermek zorundayım. Biliyorum, pek çok camimiz fizikî olarak böyle bir külliye gibi olamaz. Ama yine de din hizmetleri açısından yapılacak hizmetler vardır.
Her gün bir âyet, bir hadis, bir ilmihal konusu bile ele alınır, anlatılır. Ev sohbetleri, hasta ziyaretleri, esnaf ve tüccar ziyaretleri yapılabilir.
İşte bu, örnek Atalar Camii'nde yapılan hizmetlerin, çalışmaların, camii bünyesinde bulunan ünitelerin bir bölümü:
1-Kütüphane
2-Bilgi erişim ünitesi, internet
3-Okuma Salonu
4-İlâç Depolama Ünitesi
5-Kan Bankası
6-Toplantı ve Konferans Salonu
7-Aşevi, yoksullara yemek yardımı
8-Spor Salonu
9-Duşa kabin ve Bay ve bayan tuvaletler
10-Projeksiyonlu vaaz sistemi
11-Erzak, giyecek ve yakacak yardım üniteleri
12-Elektronik akar yazı sistemi ile güncel ayet, hadis, güzel söz ve duyurular
13-SMS ile duyuru ve haberleşme sistemi
14-Ev kurma, eşya yardımı, hayır ve yardım mağazası,
15-Yardım dağıtma ve hizmet aracı
16-Açık hava sineması
17-Yaz kursları, her yıl en az 800 öğrenciye, ciddi hediyeler vererek, Kur'an eğitimi ve din eğitimi, sportif etkinlikler, fidan dikme gibi etkinlikler,
18-Öğrenci bursları ünitesi
19-Her hafta hatim duası, diğer dua ve yakarışlar, hafta içi tefsir, hadis, ilmihal sohbetleri, bay ve bayanlara yönelik Kur'an-ı Kerim ve Dinî Bilgiler Kursları
20-Askıda ekmek ünitesi
21-Mekke ve Medine'den canlı yayın izleme imkânı
22-Camii Entegrasyon Merkezi. Bu merkez, çevredeki okullarla, sağlık ocakları gibi sağlık birimleriyle, Kaymakamlık, Belediye Sosyal Yardımlaşma birimleriyle ve muhtarlıklarla entegrasyonu sağlıyor, birlikte çalışıyor.
Bütün amaçları o çevrede yaşayan, kadın erkek, genç ihtiyar, fakir zengin sosyal ve ekonomik durumu ne olursa olsun bütün insanları camiye, cemaate ve topluma kazandırmak. İnsanları İslâm'ın huzur ve neşesiyle buluşturmak.
Bütün amaçları hangi konuda insanların ihtiyacı varsa, hepsine Hızır gibi yetişmek, yardım etmek, ellerinden tutup kaldırmak.
Allah, bu hizmeti yapanlardan, bu hizmetler öncülük yapanlardan, bu alanda hayırda ve iyilikte çığır açanlardan razı olsun. Allah, din görevlisi değil de Din Gönüllüsü olan Yücel Kara gibi, Ömer Erkin gibi hocalarımızın sayısını artırsın.
HEM NALINA HEM MIHINA
MUHTARLAR VE SLOGANLARI
Konya'da Muhtar Adayları dışında nedense heyecanla geçen bir seçim çalışması yok. Sanki bütün partiler sonuç nasılsa belli, çalışmaya, yorulmaya, para harcamaya gerek yok gibi davranıyorlar. Ama Muhtar Adayları hızlı. Şu Sloganlara bakın:
-Muhtarsam, hepiniz Muhtarsınız (Ali Aldoğan)
-Ben Hakkı, Hizmet herkesin hakkı (Hakkı Hınç)
-el-Vekil olanın adıyla vekaletinize talibim(Fatma Boyacı)
-Nusret gelecek, Hizmete hasret bitecek(Nusret Er)
-Mahallenizden, içinizden biri (Bünyamin Doğan)
-Ne istediğimizi bilelim, görevi ehline verelim (Mehmet Tunç)
Ne diyelim?
Şansları bol olsun, muhtarlık hepsine yol olsun.
ERDOĞAN BAHÇELİ
Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi Adam bekâr, aile yok, çoluk çocuk yok, ana baba olmamayı, anaların babaların duygularını nerden bilebilir diyerek eleştirmiş.
Bahçeli de buna Başbakan, inançlı bir insandır. Nikâhın ve ölümün günü belli olmaz diyerek cevap vermiş.
Bence Başbakan haksız, Bahçeli doğru söylemiş. Bahçeli'nin gönlünden evlenmek geçiyor gibi. Yıllardır ülkeyi yöneten Başbakan, Bahçeli'yi evlendirebilirdi. Partileri ayrı da olsa yıllardır aynı çatı altındalar, Meclis'teler.
Bu işe, Konya'dan Mehir Vakfı Başkanı Mustafa Özdemir de el atabilir.
GÜNÜN SÖZÜ
YANMAK LAZIM, YANMAK LAZIM. ODUN YANARSA KÜL, İNSAN YANARSA GÜL OLUR. (MEVLANA)