Depremde yakınlarını kaybeden ancak bölgeye yardım faaliyetlerinde etkin bir isim olan Ribat İnsani Yardım Derneği gönüllüsü Mehmet Kılıç, bölgede yaşadıklarını ve izlenimlerini aktardı. Depremden haber aldığı anda afetin büyüklüğünü tahmin edemediğini belirten Kılıç, “Babamların evi İslahiye ve Nurdağı ilçelerinin arasında bir köy. Çoğu akrabamızı da Nurdağı’nda kaybettik. İlk olarak amcamın evinin yıkıldığı haberini aldık ve diğer haberler de peşi sıra gelmeye başlamıştı ancak çok şükür metanetli olmaya çalıştık.” diye konuştu.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Mehmet Kılıç. Yaklaşık 30 yıldır yaptığım imamlık görevimi tamamladım, emekliyim. Gaziantepliyim ancak Konya’da yaşıyorum. Ribat İnsani Yardım Derneğiyle birlikte deprem bölgesine gitmeye, oradaki vatandaşlarımıza yardımcı olmaya çalıştım.

Depremden ilk nasıl haberdar oldunuz?

Depremin olduğu gece umre için gittiğimiz Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye dönmüştük ve deprem o gece duyduk. Akrabalarımız Gaziantep’te. Babamı aradım ve Konya’ya geldiğimi söyledim ancak olayın vahametinin farkında değildim. Daha sonra haber kanallarına baktım. Bütün haber kanallarına yansıyan bir yıkım olduğunun aslında o an farkına vardım.

Zaten Ribat olarak gönüllülük faaliyetlerinde bulunuyorduk. Durumun aciliyeti, müslüman olmamızın verdiği sorumluluk ve kendi memleketim olması dolayısıyla olanlara duyarsız kalamadım ve harekete geçmem gerektiğini düşündüm.

Deprem faaliyetleri boyunca bölgede kaç gün kaldınız?

Bizim köyümüz İslahiye ile Nurdağı arasında bir köydü. Dolayısıyla vefat eden akrabalarımızın çoğu Nurdağı’ndaydı. Oradaki yakınlarımızla irtibata geçerek, ilk etapta bölgenin ihtiyaçlarını belirledik ve Ribat İnsani Yardım Derneği olarak ikinci günün akşamında 2 TIR malzemeyle yola çıktık. Ben Ribat gönüllüsü olarak 5 kişi İslahiye’ye gittik ancak şoför de gönüllü olarak gelmiş ve birbirimizi tanımıyorduk. Kendisine de teşekkür ederim. Hamd olsun, o günlerde TIR’lar dolmak için bekliyor, 3-4 saat gibi kısa bir sürede de TIR’lar dolmuştu.

Bölgede ilk izlenim ve hissettikleriniz neydi?

Adana Pozantı’dan sonra yollar trafikten gidilemez hale gelmişti. Saatlerce yolda bekleyerek bölgeye ulaşabildik. İslahiye’ye vardığımızda yıkımın, görülenden daha fazla olduğunu gördük. Depremin ilk anları olması sebebiyle organize konusunda sıkıntı vardı. Yönlendirmelerle lojistik merkez haline getirilmiş İslahiye İtfaiyesi’nin olduğu yere gittik. Yetkililerle konuştuğumuzda aşırı yoğunluktan dolayı TIR’ları indirmek için birkaç gün beklememiz gerektiğini söylediler. Tabi şoför gönüllü arkadaşımızın işi olduğu için birkaç gün bekleyemeyeceğini söyledi ve biz başka yerdeki yetkililerden TIR indirebileceğimiz bir alan aradık. En son Osmaniye’nin iki ilçesinden gelen talepler doğrultusunda oraya yöneldik, giderken suyun bir kısmını Nurdağı’na bıraktık. Bu süreç bizim 3 günümüzü aldı ancak yardımların maksadına ulaşması bizi sevindirdi.

Bölgede olduğunuz süreçte nerede kaldınız?

Babamlar İslahiye’nin Kozdere köyündeler. Müstakil evleri hasar alsa da yıkılmamıştı. Bizler de arkadaşlarla birlikte babamlarda kaldık. Ancak sürekli artçılar oluyordu ve uyuyamadık.

Depremde vefat eden yakınınız oldu mu?

Deprem birçok kayıp vermemize neden oldu. Benim de çevremde 50’ye yakın isim vefat etti. Halamın oğlu, bir binada hem gelinini hem kızını hem de 5 torununu kaybetti. Bu adama ne demek, nasıl teselli etmek lazım bilemiyorsunuz. Bakışları donuk ve o kadar farklı bir dünyada olduğunu hissediyorsunuz ki, adamın gözünde hiçbir şeyin değeri olmadığını fark ediyorsunuz. O an, onun kadar etkilenmiştim. Rabbim rahmet eylesin, kalanların yardımcısı olsun. Sözün bittiği yer…

Depremde yakınlarınızı kaybettiğiniz halde bölgede yardım faaliyetlerine katıldınız. O süreçte hissettikleriniz nelerdi?

Zaten ilk öğrendiğimiz şey, amcamların evinin yıkılmış olduğuydu. Bir yerde akrabalarımız, yakınlarım acı içindeyken bir yandan bizlerin de çabalaması çok farklı bir durumdu. Duygusal anlar yaşadık, yeri geldi konuşamadık. Özellikle Nurdağı’nı gördüğünüzde ‘Böyle bir yıkım nasıl olabilir’ diye düşündük. Bu, ancak Allah’ın kudretinden doğacak bir şeydi. Allah esirgesin memleketimiz savaşa girse belki de böyle bir yıkıma uğramazdı diye düşündüm. Akrabalarımla konuşurken çoğu zaman gözyaşlarımızı tutamadık. Çoğu zaman yorum yapamadığım, nukutumun tutulduğu anlardı.

Bölgede en çok etkilendiğiniz bir olay nedir?

Hatay Kırıkhan’da bulunan Bayezit-i Bestami Hazretleri’nin türbesi, yüksek bir tepede ve ihtişamlı bir görüntüsü vardı. Belediye, türbeye gerekli özeni göstermişti ancak oranın tanınmaz bir şekilde çöktüğünü ve derelerde depremden dolayı yarıkların oluştuğunu gördüm. Bu olaydan çok etkilendim ve aklıma Bakara suresindeki Üzeyir peygamberin bir seyahati esnasında yolculukta gördüğü; Allah’ın helak ettiği bir kasaba geldi. Hakikaten Allah’ın kudretini orada görüyorsunuz. İnsanın acizliğini görmem açısından gerçekten ibretlik bir tabloydu.

Deprem sizin hayatınızda neleri değiştirdi; acı tecrübeniz neler oldu?

Deprem, gönül dünyamızda pek çok şeyi değiştirdi. Gözünü para ve mal hırsı bürümüş insanların ne kadar yanlış bir yolda olduğunu bir kez daha gördük çünkü malı çok olanların bir gecede tüm mallarının sıfırlandığını gördük. Diğer insanlar gibi bir bardak suya muhtaç olduklarını gördük. Aslında bu olay, bütün insanlara ders olmalı. Günahlarımızı irdelememiz ve tövbe etmemiz gereken, diğer dünyamıza daha çok önem vermemiz gerektiğini anladık inşallah.

Bir hata ve kusurdan dolayı insanlar öldüyse, işi layıkıyla yapmayan insanlara da vebali vardır. Maldan çalma, aldatma gibi işlere girişenlerin bu dünyada da diğer dünyada da imtihanı zor olacaktır. Umarım toplum olarak hepimiz gereken dersleri alırız.

Teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim