Kişinin kendine ve çevresindeki insanlara zarar vermesine neden olan alışkanlıklar hakkında günden güne toplumsal bilinç artmaktadır. Sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi alışkanlıklar, zararlı bağımlılıklardır.

Bu tür zararlı bağımlılıkların toplum tarafından terk edilmesini sağlamak, temiz ve sağlıklı nesiller yetiştirmek ve toplumsal mücadeleyi sağlamak için 5 Mart 1920 tarihinde Yeşilay Cemiyeti (O günkü adı Hilali Ahdar) kurulmuştur.

Bu cemiyet “Kamuya Yararlı Cemiyetler” statüsünde olup gönüllü bir halk kuruluşudur. Madde bağımlılıkları başta olmak üzere insan ve toplum sağlığını tehdit eden faktörlerle mücadele ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları yürütmektedir.

Yeşilay Cemiyeti’nin çalışmalarına destek vermek ve zararlı alışkanlıklarla ilgili farkındalık oluşturmak için cemiyetin kurulduğu Mart ayının ilk haftası “Yeşilay Haftası” olarak kutlanmaktadır. Son yıllarda bu kutlamalar festival haline dönüştürülmüştür

Günümüzde sağlığa zarar veren ve bağımlılık yaratan maddelerin sağlığa olumsuz etkileri hakkında halkımız eskiye nazaran daha bilinçlidir. İletişim teknolojisinin gelişmesi, görsel medyanın hayatımızın içine kadar girmesi nedeniyle insanlarımız içki, sigara ve alkolün vücutta yaptığı tahribatları, toplum yapısını ne şekilde bozduğunu alenen ve detayları ile bilmektedir.

Bununla birlikte insanlarımız bu maddeleri vereceği zararları göze alarak kullanmaya devam etmektedir. Bu nedenle Yeşilay Haftası kapsamında gerçekleştirilen zararlı maddelerle mücadele etkinlikleri bu maddelerin zararlarını anlatmaktan öteye geçip önleyici tedbirlerin nasıl alınabileceği ve insanların hangi metotlarla bağımlılıklarından kurtulabileceği şekline dönüşmüştür.

Sigara, alkol ve çeşitli uyuşturu türevlerinin ortak özellikleri beyinde sinir iletimini sağlayan nörotransmitterlerın işlevlerini bozarak stres, kaygı ve bilinç düzeylerini aşağıya çekmesi ve bağımlılık oluşturmalarıdır.

Bu maddelerin kullanma sebepleri geleneksel klasik alışkanlıklardan çıkıp işlevsel nedenlere dönüşmektedir. İnsanların bu tür maddelere ihtiyaç hissetmesi mücadeleyi zorlaştırmaktadır.

İnsanlar Neden Zararlı Maddeleri Kullanır ?

Önceki çağın hastalığı ve şimdinin yükselişte hastalığı depresyon insanların neden kendilerine zarar veren maddeleri kullandığına dair ipuçları vermektedir. Yarışmacı bir toplum oluşturulması, hırsın alabildiğine körüklenmesi, sürekli hedeflerden hedeflere koşulması, arzulanan tüketim seviyesinin yakalanması için insan doğasının kaldıramayacağı derecede yüklere girilmesi, sürekli yeni yeni şeylere ihtiyaçların doğması ve alım gücünün buna yeterli olmaması çağımızda yaşanan stres, kaygı bozuklukları ve depresyonun ana nedenidir.

İnsanlar kaygı ve stres seviyelerini normal seviyeye çekmek için çeşitli araçlara başvurmaktadır. Sosyal medyanın yükselişi ile mahalle kültürünün dibe vurması sonucu yaşanan asosyallikler durumu daha da kötüleştirmektedir.  Çalışmak zorunda bırakılan ve iş hayatında erkeklerle yarıştırılan kadınlarımız çareyi beyni uyuşturmakta bulmaktadır.

Eğitim sisteminin yarışmacı, hedefler koyan yapısı, öğrenciler üzerindeki aşırı baskılar, okul önlerinde satılan zehirlere karşı onları savunmasız hale getirmektedir. Bütçelerinden fazla ihtiyaca sahip kocalar öfke ve streslerini kontrol altına almak için alkol ve sigaraya daha da sarılmaktadır.

Zararlı maddelerle mücadelede en etkili yolun sosyal çevrenin iyileştirilmesi ve fiziksel aktiviteler (özellikle toplu olanlar) olduğu düşünülmektedir. Spor veya egzersiz yapılırken salgılanan dopamin hormonu mutluluk vermekte ve beyindeki kaygı bulutlarını dağıtmaktadır.

Bu nedenle gerek zararlı maddelerin önlenmesi gerekse de bıraktırılması için kişiye grup desteği verilmeli ve onu takım sporlarına yönlendirmek gerekir.