Tarım Kanunu’nda belirlenen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışma yapmak üzere kurulan Ulusal Hububat Konseyi’nin (UHK) Olağan Genel Kurulu Konya Ticaret Borsası ev sahipliğinde yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir, TOBB Borsalar Konsey Başkanı Hüseyin Çevik, TÜRKTOB Başkan Yardımcısı ve BİSAB Başkanı Selami Yazar, UHK üyeleri ve protokol davetlilerinin katıldığı Genel Kurul’da Başkanlığına Özkan Taşpınar, Başkan Vekilliğine Yaşar Serpi, Sayman Üyeliğe M.Namık Köklüsoy ve Yönetim Kurulu Üyeliklerine Mehmet Tabur, Sabahattin Yumuşak, Prof. Dr. Bayram Sade, Selçuk Aydınalp, Hasan Gümüş, ve Murad Bertan seçildi. Tarım ve Orman Bakanlığı BÜGEM Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir,  Bakanlık olarak hububat üretime büyük önem verdiklerini belirterek, ülke ihtiyacının karşılanması, mamul madde ihracatında kullanılan hammaddenin yurtiçinden temini için projeler ürettiklerini belirterek, en büyük desteği hububata verdiklerinin altını çizdi. Ev sahibi olarak konuklara hitap eden TOBB Borsalar Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik, tarım ve tarımsal ticaretin ihmal edilemeyecek kadar önemli bir sektör olduğunu belirterek, günümüzde tarım ve gıda güvenliğinin, dünyanın da en önemli sorunlarından biri olarak karşılarına çıktığının altını çizdi. Çevik, tarımı bir zenginlik kaynağı olarak ekonominin sağlam ve sağlıklı bir halkası haline getirmenin Türkiye’ye büyük bir ekonomik ve politik avantaj getireceğini söyledi. Bunun için UHK’nin çalışmalarını hep desteklerini ifade etti. Genel kurulda bir konuşma yapan Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, salgın kaynaklı sorunlar; gıda arzı, temini ve fiyatları üzerindeki baskısını sürdürürken, şubat ayında Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi mevcut sorunları derinleştirirken, yeni sorunları beraberinde getirerek gıda güveliğini çok daha karmaşık hale getirdiğini belirterek “Salgın kaynaklı sorunlara ek olarak Rusya-Ukrayna savaşının gıda güveliğini tehdit edici boyuta ulaşması; Rusya ve Ukrayna’nın birçok temel gıda ürününün küresel tedarikçi olmasından, özellikle Rusya’nın doğal gaz ve gübre üreticisi ve tedarikçisi olması ve tedarik sorunları ve kısıtlama kaynaklı fiyat artışlarından, Ukrayna’da ürünlerin bu sezonda ve muhtemel gelecek sezonlarda bakım ve hasat sorunları kaynaklı üretim düşüşünden, lojistikte aksama, gıda tedarik zincirinde sıkıntılar, limanların, kritik önemdeki ticari işletmelerin kapanması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Kriz ortamlarında toplumların ve bireylerin davranışlarında panik ya da aşırı itiyat gibi sebeplerle değişiklikler olmakta; ülkelerin buğday gibi temel ürünlerde ihracat kısıtlamasına ya da yasaklamasına gitmesi ile bireylerin stoğa yönelmeleri zaten karmaşık olan gıda güvenliği sorunun çok daha dramatik hale getirmektedir. Sıralanan bu sorunlar yıllardan beri globalleşmenin hâkim olduğu başta buğday olmak üzere temel ürünlerde alınan önlemlere rağmen kaçınılmaz olarak ülkemizi de etkilemiştir. Tüm bunların sonucu olarak ithal edilen buğdayın tonu 420 doları aşmış, iç piyasada buğday kilogram fiyatı ortalama 5,5-6 liraya yükselmiştir.  Petrol, doğalgaz, elektrik, gübre ve zirai ilaç gibi temel girdi fiyatları tüm Dünya’da olduğu gibi, belirgin dışa bağlılık sebebi ile katlanarak artmıştır.” dedi. Yaşanan gıda krizinin önümüzdeki yıllarda da etkisinin değişen oranlarda sürebileceğinin ön görülmesine göre; Türkiye’de bu etkinin buğday gibi temel ürünlerde kontrol edilebilmesi için bazı tedbirlerin alınmasının kaçınılmaz ve hayati olduğunun önemine değinen Taşpınar, “Bunlar; TMO’nun reel fiyat belirleyerek, fiyatları haftalık gözden geçirmesi, piyasayı regüle edebilmek için TMO’nun stok düzeyini oldukça yükseltecek tedbirler alması, üretimdeki maliyet yükünü hafifleterek üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak üzere, 2022-2023 yılı için dekara ürün desteğinin geçici verilen destekler de kalıcı hale getirilerek dekara 116 TL’den 230 TL’ye çıkarılması, kilograma 10 kuruş olan ürün desteğinin 25 kuruşa çıkarılması, tarım sigortasının zorunlu hale getirilmesi, TARSİM desteğinin yüzde 70 ve hasar ödeme desteğinin yüzde 80’e çıkarılması şeklinde özetlenebilir.” dedi. Taşpınar sözlerine şöyle devam etti, “Geçen üretim yılına göre Güneydoğu ve Marmara Bölgelerinde yağışlar aynı düzeyde, diğer bölgelerde değişen oranlarda daha yüksek olmuştur.  Uzun yıllar ortalamalarına göre ise, Marmara Bölgesi aynı düzeyde, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri daha yüksek yağış almış, diğer bölgelerde ise değişen oranlarda daha düşük yağışlar kaydedilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise buğday açısından tarımsal bir kuraklıktan söz etmek mümkündür.  Ayrıca yerüstü su rezervlerindeki artış sonucu sulamaya daha fazla kaynak ayrılması, sulama yatırımlarındaki geri dönüşlerle sulanan alan miktarındaki artış, mayıs ayının ilk on gününde genellikle ülke genelinde, özelde ise önemli buğday ekim alanlarında yağış ve diğer iklim koşullarının olumlu seyretmesi, buğday üretim beklentisinin uzun yıllar ortalaması düzeyinde, geçen yılın ise oldukça üzerinde öngörülmesinin en önemli dayanağıdır. İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde mayıs yağışlarının, Doğu Anadolu Bölgesinde mayıs-haziran yağışlarının önemini koruduğu değerlendirilmektedir. Buğday üretiminin uzun yıllar düzeyinde ve geçen yıla göre yüzde 17,6 artışla 20 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir.”

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim