Temiz Toplum Derneği ‘Mutlu Aile Güçlü Türkiye’ konulu AR-GE çalışmasının sonuçlarını 14 madde şeklinde özetledi. Türkiye nüfusunun yüzde 3,1’inin hayatında en az 1 kez uyuşturucu kullandığına dikkat çeken Temiz Toplum Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, madde kullanımı ve bağımlılığı ile ilgili soruları cevaplandırdı.

‘MADDE BAĞIMLILIĞI KANSER HÜCRESİ GİBİ TOPLUMU HASTA ETMEYE DEVAM EDİYOR’

Madde bağımlılığının toplum yapısı üzerindeki etkileri hakkında konuşan Demir, “Toplumuzun içinde sinsi bir şekilde büyüyen kanser hücresi gibi toplumu hasta etmeye devam ediyor. Aile yapısı ve toplum ahlakının dejenere olması bağımlılığa neden olan sebepler içerisinde yer alıyor. Biz toplum olarak değerlerimizden uzaklaştığımız için çocuklarımızı uyuşturucuya kurban vermeye başladık. Bir problem diğerini, bir bağımlılık ötekini tetikliyor. Örneğin, bağımlı ailelerinin çocuklarının bağımlı olma riski çok daha fazla. Ya da kaybolan mahalle kültürü, dijitalleşmenin getirdiği olumsuzluklar, aile yapısının ve toplum ahlakının dejenere olması bağımlılık konusunda problemi büyütüyor. Bağımlılık problemi de bu sorunları besliyor” ifadelerini kullandı.



‘TÜRKİYE NÜFUSUNUN YÜZDE 3,1’İ HAYATINDA EN AZ 1 KERE UYUŞTURUCU KULLANIYOR’

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın 2018 yılında yayınladığı “Genel Nüfusta Tütün, Alkol ve Madde Kullanımına Yönelik Tutum ve Davranış” araştırmaya göre, Türkiye nüfusunun yüzde 3,1’inin hayatında en az 1 kere uyuşturucu kullandığını belirten Demir, nüfusa oranının 2,5 milyon civarında bir rakama denk geldiğini açıkladı. Demir, Madde bağımlılığının artmasında önemli bir etken olarak Türkiye’nin uyuşturucu ticaretinde transit ülkeden genç nüfusu sebebiyle hedef ülke haline gelmesini belirterek “tabii ki ülkemizin uyuşturucu ticaretinde transit ülkeden genç nüfusu sebebiyle hedef ülke haline gelişi de bu artış da önemli bir etken. Öte yandan şunu da ifade edebilirim. Uyuşturucu ticareti salt ekonomik çıkar kaygısıyla hareket edilen bir organizasyon değil. Bu topraklara giren her uyuşturucu sokaklarımızda patlayan bir bombaya eş değer. Bundan yüz sene önce Anadolu neden işgal edildi ise yine aynı gerekçelerle bugün uyuşturucu gençlerimizin kanını zehirliyor” şeklinde konuştu.

TEDAVİDEN ÖNCE TEŞHİS
Resmi rakamlara göre doğrudan madde kullanımına bağlı ölümlerde rakamın giderek aşağıya düştüğünü söyleyen Demir, rakamların ailelerin ölüm gerekçelerine uyuşturucu yazdırmak istemedikleri için doğruyu yansıtmadığını belirterek “Tedavi noktasında öncelikle teşhis problemi yaşadığımızı düşünüyorum. Eski Başbakanlarımızdan Merhum Erbakan Hoca'nın bir sözü vardı. "Doğru teşhis yapmadan, doğru tedavi yapmak mümkün değildir" derdi. Kendisi bunu ülke meseleleri için kullanırdı ancak uyuşturucu bağımlılığının geldiği nokta da tam olarak memleket meselesi diyebileceğimiz bir safha” dedi. Türkiye'de madde bağımlılığı ile mücadelede en önemli kurum olan AMATEM'ler yeterli mi?   Sorusuna  da cevap veren Demir, “AMATEM ve ÇEMATEM'lerdeki toplam yatak sayısı binden biraz daha fazla. Ayakta tedavi imkanı da sunuyor bu merkezler. Yeterli olup olmadığı konusunda ise buralara başvuru yapan kişi sayısı üzerinden bir sağlama yapmak durumundayız. Eğer ki her isteyen istediği gibi bu merkezlere gelip tedavi olabiliyor ise sorun yok demektir. Ancak, maalesef 2-3 ay sonraya randevu veriliyor. Hadi diyelim ki yattınız. Peki tedavi olacak mısınız? Orada da başarı oranı yüzde 2-3'ler bandında. Bu rakamlarda bizi tekrar tekrar teşhis-tedavi bağlantısına götürüyor” dedi.

‘POLİSİYE TEDBİRLERİNİ BAŞARILI BULUYORUZ’

Devletin son dönemde artan polisiye tedbirlerini başarılı da bulduğunu söyleyen Demir, alınan önlemlerin yeterli olmadığını dile getirirken, Gençlerin rol modellerinin, TV yöneticilerinin, senaristlerin, STK'ların da önemli bir faktörler arasında olduğunu vurguladı. Temiz Toplum Derneği olarak konu ile ilgili bir ARGE çalışması gerçekleştirdiklerini dile getiren Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Demir, ARGE çalışmasının sonuçlarını 14 madde şeklinde özetledi.
1. Uyuşturucu ile mücadele, koronavirüsle mücadele ciddiyetiyle yapılmalı.
2. Sağlık Bakanlığının başkanlığında bir Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu (UMK) kurulmalı.
3. Yeni tedavi metotlarıyla ilgili bir ÇARE ARGE Merkezi kurulmalı.
4. Tedavide yeni yaklaşımların önü açılmalı.
5. Cezaevlerindeki uyuşturucu suçlularına yönelik Islah ve Rehabilitasyon Merkezleri açılmalı.
6. Gerek devlet kurumlarının gerekse bağımlılıklarla mücadele eden STK'ların koordinasyonunu sağlayacak, mücadelede etkinliği arttıracak koordinasyon merkezi oluşturulmalı.
7. Bağımlı ailelerine, kendilerini koruyabilmeleri ve çocuklarına doğru şekilde yaklaşabilmeleri adına rehabilitasyon hizmeti verilmeli.
8. Uyuşturucu bağımlılığını ortaya çıkartan ailevi problemler başta olmak üzere, birçok konuda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bu toprakların değerlerini esas alarak bir çalışma planı hazırlamalı.
9. Sadece devlet ve STK’ların mücadelesi yeterli değil. 83 milyonu aktif bir şekilde bu mücadeleye katabilecek çalışmalar yapılmalı.
10. Millî Eğitim Bakanlığının öncülüğünde öğretmen, veli, öğrenci arasında iletişim kanallarının sürekli açık olacağını bir organizasyona gidilmeli.
11. Devlette ve özel şirketlerde madde bağımlılığından kurtulan bireylerin çalışabileceği kadrolar açılmalı.
12. RTÜK, olumsuz rol modellerle ilgili daha aktif bir denetleme mekanizması geliştirmeli. Örnek rol modeller teşvik edilmeli.
13. Gençlerin sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlere katılabilecekleri alanların sayısı hızla arttırılmalı.
14. Mahalle kültürünün yeniden ortaya çıkartılmasını sağlayacak adımlar atılmalı. İmar planları bu gözle yeniden incelenmeli.

MEVLÜT EGİN

Editör: TE Bilişim