Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu ‘Yerel Medya Buluşmaları-2022’ kapsamında ‘Dezenformasyonla Nasıl Mücadele Edilir’ konulu panel gerçekleştirildi. Tantavi Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Taner Taşkıran, Anadolu Ajansı Konya Bölge Müdürü Rifat Yerlikaya, Basın İlan Kurumu Konya Şube Müdürü Ali Aktaş, ulusal basın temsilcileri ve gazeteciler katıldı. Panelde Gazeteci Yazar Ekrem Kızıltaş moderatörlüğünde Daily Sabah Gazetesi Editörü Mehmet Çelik ve Anadolu Ajansı Editörü Ömer Faruk Görçin dezenformasyon hakkında konuşma yaptı.

"DEZENFORMASYON BİLGİ TERÖRİZMİDİR, İNSAN HAKKI İHLALİDİR"

Panelin açış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Taner Taşkıran, dezenformasyonun doğru bilgiye ulaşmanın önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekerek, “"Dezenformasyon yalanın hilenin aldatmanın sistematik olarak işlenmiş halidir. Dezenformasyonda kasıtlı çarpıtma vardır. Sinsidir, insan aklının kör noktalarını kullanır. İnsan iradesini belli bir amaca dönük, işgal etme, yönetme, yönlendirme amacı ve saikiyle hareket eder. Dezenformasyon başka bir ifadeyle sistematik yalandır. Bilgi terörizmidir. İnsan hakkı ihlalidir" dedi.

‘HİÇBİR SİLAH BİLGİ ETKİLİ VE GÜÇLÜ DEĞİLDİR’

Kasıtlı olarak çarpıtma anlamı taşıyan dezenformasyonun yayılmasının ağır tahribata yol açtığını söyleyen Taşkıran, dezenformasyonla mücadele etmenin bir milli güvenlik meselesi olduğunu ifade etti. Taşkıran bu kapsamda, “Vatandaşlarımızın doğru bilgiye erişme hakkı, bilgi terörizmine kurban edilemez. Bilgi terörizmi klasik terörizm faaliyetlerinden daha tehlikelidir. Sinsidir, yayılma gücü ve hızı daha yüksektir. Etkisi ve sonuçları itibari ile ağır tahribatlara sebebiyet verir. Artık bombalar savaş meydanlarında değil bilgi terörizmi ve dezenformasyon faaliyetleriyle insan zihnin derinliklerinde patlatılıyor.  Hiçbir silah bilginin geçişkenliği, derine nüfus etmesi kadar etkili ve güçlü değildir.” ifadelerini kullandı.  

 ‘YEREL GÜNDEMİN YÜZDE 47’SİNİN SAHTE OLDUĞU TESPİT EDİLDİ’

Türkiye’nin yalan haberlere en çok maruz kalan ülkelerden biri olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Ekrem Kızıltaş, bu kapsamda yapılan araştırmaları ele alarak, “Oxfort Üniversitesi’nin 2018 yılında yayınladığı raporda 2018 yılında sahte habere en fazla maruz kalan ülke, Türkiye oldu. Ayrıca Haziran 2015- Eylül 2019 yıllarını kapsayan araştırmada ise Türkiye’deki yerel gündemlerin yüzde 47’sinin sahte olduğu tespit edildi.” ifadelerini kullandı.

‘BU YALANLARI ORTAYA ATANLARIN CEZA UMURLARINDA DEĞİL’

Kızıltaş, medyanın Türkiye’deki başlangıcından bahsetti. İnternet ve sosyal medyanın hızla ön plana çıkmasıyla birlikte yazılı basının geri planda kalması konusunda konuşmalarına yer veren Kızıltaş, “Sosyal medyanın daha çok kullanılmasıyla birlikte dezenformasyonla daha sık karşılaşır olduk. Bu da ciddi bir risk. Her şeyi göze alarak bu tür yalanları ortaya atan insanların ödeyecekleri ceza çok da umurlarında değil. Netice olarak bekledikleri hasıla. Çok daha fazla. Türkiye’nin bir şekilde zayıflatılmasına yönelik faaliyetler sürdürülüyor. Bize düşen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bütün siyasi görüşleri bir kenara bırakarak ülkemizin kendi ayakları üzerinde durma mücadelesine destek vermemizi gerektiğidir.” dedi.

‘SAHTE BİLGİNİN SOSYAL MEDYADA YAYILMASI DAHA HIZLI’

Daily Sabah Gazetesi Editörü Mehmet Çelik ise, sosyal medyanın dezenformasyona müsait bir ortam olduğunu belirterek, sahte bilginin sosyal medyada yayılmasının daha hızlı olduğunu söyleyerek bu sürecin durdurulana kadar zarar elde edilmiş olduğuna dikkat çekti. Dezenformasyonun yaygın olarak 7 şekilde servis edildiğinin altını çizen Çelik, “Manipülasyon, çarpıtma, hatalı ilişkilendirme, uydurma, taklit, bağlamdan kopma ve parodi şeklinde dezenformasyon karşımıza çıkıyor. Bununla mücadelede medyanın rolü oldukça büyük. Bu kapsamda dezenforme içerikler araştırılmadan yayılmamalı, gerektiğinde stratejik sessizliğe bürünmeli, dezenforme kaynaklar ifşa edilmeli ki bu madde içeriklerin çürütülmesi hususunda oldukça önemli. Ayrıca gerektiğinde gelenek ve kültürler bir kenara bırakılarak güçlü etik standartlara sahip olunmalı.” diye konuştu.

İÇERİK ÜRETİCİLERİNİN GÜVENİLİRLİĞİ DÜŞÜNÜLMELİ

Anadolu Ajansı Editörü Ömer Faruk Görçin, bir alıntı yaparak dezenformasyona dikkat çekti. Görçin, “Malcolm X’in bir sözünde ‘Eğer dikkat etmezseniz medya mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur’ diyor. Olaya yanlış kadrajdan baktığınızda böyle sonuçlar ortaya çıkabilir.” dedi. İnternet ve sosyal medyanın yoğun olarak kullanılmasıyla birlikte habere ulaşım kaynağının değiştiğine dikkat çeken Görçin, 2022 yılında, sosyal medyadan habere ulaşanlarının sayısının televizyondan ulaşanların sayısını yüzde 1 oranla geçtiğini söyledi. Sosyal medyadaki içerik üreticilerinin ulusal gazetelerden daha çok etkileşim aldığını söyleyen Görçin, “İçerik üreticilerinin, güvenilirlik noktasında bir korkuları olmazken gazete ve televizyon kanalları gibi kurumlar, marka değerini kaybetmeyi göze alamazlar ve içeriklere dikkat ederler. Bu kapsamda aslında teyit birimlerinin kurulması da zorunlu hale geldi.” şeklinde konuştu.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim