Konya’nın şirin ilçesi Akören, verdiği mücadeleyle adeta örnek oluyor. İmkanların kısıtlı olması nedeniyle okumaya yönelen Akörenliler, önemli yerlere gelmeyi başardılar. Ayrıca çalışkanlıklarıyla ve birbirlerine olan yardımseverlikleriyle dikkat çeken Akörenli, ekmeklerini taştan çıkarmak için yurtdışına da gitti. Dünyanın çeşitli ülkelerine giderek rızık peşinde koşan Akörenliler, memleketlerini de unutmadılar.

FOTO ALTI: Almanya’dan 1964 yılında ilk izne gelen Akörenli Halil Özkan.

ÇEŞİTLİ ÜLKELERE GİTTİLER

1960’lı yıllar öncesi eğitim ile dışa açılan ve kendini geliştiren Akörenli sonrasında iş, aş ve gelecek umuduyla yurt dışına açılmaya başladı. Bu konuda Akörenli’nin çoğunluğu Avrupa ülkelerini tercih ederken 20-30 kadar Akörenli de Libya, Irak ve Suudi Arabistan gibi güneyimizdeki ülkelerde rızıkları için uğraş verdiler.

FOTO ALTI: Hasan Bakan, Belçika’nın Akören Temsilcisi idi.

Avdanlılar birinci derecede Avusturya’yı, sonrasında Almanya’yı tercih ettiler.

FOTO ALTI: Danimarka’daki tek Akörenli Haydar Yatır (sağ başta) Kemal Çelebi’nin cenazesi sonrası hemşehrileriyle.

Akören merkezde bu yola çıkanlar ise çoğunluğu Almanya ve Hollanda’da ekmeklerinin peşine düştüler. Belçika’yı tercih eden Akörenliler de hayli var.

Avusturya ve Fransa’da rızk mücadelesi veren Akörenli hayli az. Danimarka’da konu ile alakalı tek bir Akörenli’ye şahit oluyoruz. Haydar Yatır, Karahüyüklü birkaç ailenin de Yeni Zelanda’ya göç ettiği bilinmektedir.

FOTO ALTI: 1963 yılı ocak ayında Avrupa’ya ilk ulaşan Akörenli Süleyman Yoncalık (Çiçek).

İşçi olarak ilk hareket 1963 yılı Ocak ayında Süleyman Yoncalık (çiçek) ile başlarken, sonrasında nisan ayında Hasan Kayhan’ın, Temmuz ayında Hasan Gençtürk, Halil Kutlu, Hüseyin Akbaba, Osman Taşkıran’ın, eylül ayında Ali İhsan Vurgun, Remzi Demiröz, Nevzat Eralp, ekim ayında Kerim Kaçar, Halil Özkan, D.Ali İpil (Koreli), aralık ayında ise Ali Aydemir’in Avrupa’ya ulaştığını görüyoruz.

FOTO ALTI: Akörenliler’in Avrupa’ya gitmelerinde gayreti unutulmayan (Tercüman) Osman Erden.

İlk yıllarda genelde tren ile, nadiren de otobüsle Avrupa’ya ulaşan Akörenlilerin, sonraki yıllarda kendi otomobilleri ile Akören’e izinli gelip, tekrar Avrupa’nın yolunu tuttukları hepimizin malumu. Avrupa’daki ve ülkemizdeki gelişmeler sonrası ise yolculukların çoğunluğu uçaklarla yapılmakta.

FOTO ALTI: Dönemin Akören Belediye Başkanı Sait Aydemir. 1976 yılında Avrupa’ya giderek AKİPSAN için 45 gün hemşehrilerini dolaşmıştı.

İşçi Bulma Kurumu aracılığı ile gidenler çoğunlukta olmasına rağmen, turist olarak gidip kaçak yollardan sıkıntılarla işçi olanlarda görülmekte. Lütfi Akalın, Mehmet Kılıçarslan, Durmuş Coşar gibi sanat okulu mezunu olanların Avrupa’ya işçi olarak kabul edilmeleri kolay olmuştu. Hemşehrilerinin rızıkları için Avrupa’nın yolunu tutmaları konusunda Tercüman Osman Erden, Polis Amca (M-Ali Doğaner), Orhaniyeli Osman Hatiboğlu (İşçi Bulma Kurumunda Memur) ve özellikle Konya İşçi Bulma Kurumu’nda Müdür Yardımcısı olarak görev yapan, Rafet Türkoğlu’nun kayın biraderi Karahüyüklü Mevlüt Kerim Kılıç’ın özverileri ile hemşehrilerine sahip çıkan fedakar Akörenlileri minnet ve rahmetle anıyoruz.

FOTO ALTI: Geçim derdi için Avusturya, İsviçre, Almanya’yı dolaşıp kısa bir süre Hollanda’da çalışan Mustafa Mucuk ekmek kapısı için Hollanda’da arkadaşları ile hapis bile yatmıştı.

Konuyla ilgili Konya dışında iki fedakar Akörenli, Mersin’de emniyet mensubu olarak görev yapan Turgut Alp ve İbrahim Semerci’yi de unutmamız mümkün değil.

Akörenli’nin Almanya ve özellikle Hollanda’ya ulaşmaları için Ali Aydemir’in 42 DP 627 fort mavi minibüsü ile hayli fedakarlık ettiği, 18 kişinin işçi olabilmeleri için hayli terlediğine hemşehrileri şahitti. Aydemir bu konuda Avrupa’ya 2 sefer yapmıştı.

FOTO ALTI: Hasan Gençtürk ve Halil Kutlu Almancıların klasiği fötr şapkaları ile.

D.Ali Atay’ın Kayasulu Mehmet Çıbık’ın pasaportu ile Avrupa’ya ulaşması, Koçak’ın, Halil Akça’nın pasaportu ile müracaatı üzerine 1 ay Çumra’da Hapis yatması gibi sıkıntıların yaşandığı da olmuştu.

1960’lı yıllarda çok uğraştıkların halde Selman Çetin gibi hayalini gerçekleştiremeyen Akörenliler de olmuştu.

FOTO ALTI: Seyit Demirörs yurt dışında hemşehrilerine hayli sahip çıkmıştı.

Avrupa’dan ilk izne, 1964 yılı ocak ayında Halil Özkan Almanya’dan trenle yola çıkarak Akören’e ulaşmıştı. O yıllarda Akören’e hediye olarak getirilen, tükenmez kalem, radyo, makaralı teyip, sonraki yıllarda siyah – beyaz televizyon eş, dost, çocuk, akrabaları çok memnun etmişti. Şahsen dayım Rahmetli Halil Özkan’ın getirdiği ömrümde ilk defa yediğim çikolatanın o güzel tadını zaman zaman hatırlarım. Akören’e ilk televizyonun geldiği Almancıların evi, hemen hemen her akşam komşu ve akrabalarla dolardı. Zaman zaman Mustafa Gültekin gibi Mercedes taksisi ile izne gelenler, foter şapka giyen çoğu da rahmetli olan Akörenliler, o yılları yaşayanların zihninde hayli yer etmişti.

FOTO ALTI : Hemşehrilerinin Avrupa’ya gitmeleri için Mersin’de görev yaptığı dönemde fedakarlık eden İbrahim Semerci.

  İlk yıllarda Türkiye’de gündem yaratması nedeniyle konu ile ilgili “Almanyalı Yarim- Almanyalı Damat” türü filmler çevrilmişti. Rıza Konyalı, Yüksel Kasaboğlu gibi sanatçıların “Almanya Treni Kalkıyor Gardan, Nasıl Ayrılalım O Yardan” türü türküler zevkle dinlenirken aileleri de hüzünlendirirdi. Almanyalı izne geldi mi, akşamları ziyarete gelenler çok olur, ayrı dünyanın yaşantılarını, anlatılanlar dikkatle dinlenirdi.

FOTO ALTI: Konya İş ve İşçi Bulma Kurumu (İŞKUR) Müdür Yardımcısı Karahüyüklü Kerim Kılıç Akörenlilerin bu konudaki danışmanı idi.

Akören’den Avrupa’ya gidenlerden yolunu şaşıranlar nadirdi. Rızk için gelecek için gurbette çalışan Akörenliler genelde hedeflerine ulaştılar. Yoksulluktan kurtulup ailelerine-çocuklarına daha iyi imkanlar hazırladılar. Akören’deki evlerini elden geçirdiler, bazıları da ilaveler yaptılar. İbrahim Kabakçı gibi yeni ev yapanlarda olmuştu. Halil Kutlu, Hasan Gençtürk, Duran Gündüz, Abdullah Çoban, Ali Yalçın, Nuh Şeylan, M.Ali Tulukcu, S.Ahmet Geymen, Mehmet Öğüt gibi bir çok isim, çocuklarının eğitimini geliştirmede yurt dışının avantajından yararlanmışlar ve hedeflerine ulaşmışlardı. Nevzat Eralp, Ali Aydemir, Bayram Erharman, Musa Tınkır, H.Hüseyin Bıyıklı, Hüseyin Özkan ve Mustafa Gültekin gibi bazı isimler aldıkları minibüs ile Konya’da dolmuşçuluk yaparak hayatlarını kazandılar.

FOTO ALTI: Polis Turgut Alp Mersin’de görev yaparken Avrupa’ya giden Akörenlilere yardımcı olmuştu.

Halil Kutlu ve Osman Taşkıran o yıllarda Hakim Ahmet unvanı ile bilinen Yargıtay Başkanlığı da yapan Ahmet Çoşar’ın ilgisi ile Almanya’nın yolunu tutmuşlardı.

Akören Dergisi çıkardığım dönemde (2002- 2009) Osman Taşkıran amcamızın söylediği çok manidardı. “Muzafferim Ankara’da trene kendimi zor attım, cebimde karnımı doyuracak param yoktu.” Borç içinde çaresiz kalıp Avrupa’yı imdat kapısı bilip, bir çok uğraşla kendini zor kötek Avrupa’daki hemşehrilerinin yanına atanda eksik değildi.

FOTO ALTI: Almanya’dan arabası ile izne gelenlerden biride Mustafa Gültekin idi.

Akörenlinin Milliyetçiliği, yurt dışında da aynı şekilde ön plandaydı. İlk gidenler sonra gelenlerle hep ilgilendiler, onlara kucak açtılar. Bu konuda fazlaca gayretli olanlardan hatırlanan isimler. Belçika’da Hasan Bakan Almanya’da Mustafa Gültekin, Ahmet Erdoğan, Seyit Büber, Remzi Demiröz Hollanda’da ise Bayram Erharman’ın olduğu o yılları yaşayanların ifadesi. Maceralı yolculuklar sonrası ulaşıp işçi olabilen Akörenli’de eksik değildi. Kerim Çetin Almanya sınırından dönmek zorunda kalınca, İtalya’nın Milano şehrine geçmiş, sonrasında da Almanya’ya devamında da büyük uğraştan sonra Hollanda’da işçilik hakkını elde etmişti. Mustafa Arıcı Fransa’dan Almanya’ya geçerek kendini kurtarmıştı. Hacı Ömer Koçak İstanbul’dan vapurla turist olarak Fransa’ya ulaştı, sonrasında sınırdan sürünerek Almanya’ya geçmişti.

FOTO ALTI: Ali Aydemir’in 42 DP 627 Plakalı mavi renkli minibüs ile Akörenliler Avrupa yollarında.

Yurt dışında çalışarak ekonomik yönden Akörenli’nin kendini geliştirmesini gören dönemin Akören Belediye Başkanı Sait Aydemir, Bilal Aşık, H.Hüseyin Altıntaş, Kemal Çelebi gibi arkadaşlarından da aldığı destekle 1976 yılında Almanya’ya gitti, 45 gün hemşehrileri ile yaptığı görüşme ve istişarelerden sonra D.P.T. (Devlet Planlama Teşkilatı)’den elde edilen 2.6 milyon TL teşvik takviyesi ve hemşehrilerinin desteği ile AK İPSAN (Akören İplik Fabrikası) kurulmuştu. Bu konuda Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya’da çalışan Akörenli işçilerin hayli desteği olmuştu.

FOTO ALTI: Trenle ve bavulla izne gelen Akörenliler: Alanlı Selahattin, Duran Gündüz, Adanalı Selahaddin ve eşi Tahsin Gündüz, Kerim Kaçar, Fahrettin Kaçar ve Muzaffer Aydın (bavula oturan)

Hocalık maaşı ile Konya’da ev inşaatına başlayan ve aşırı derecede borçlanan Seyit Ahmet Gültekin, Mersin’e gitmiş, polis memuru Turgut Alp ve İbrahim Semerci’nin yardımı ile 1966 yazında 1 bavul kitapla Almanya’ya ulaşmış, işçi olarak bir taraftan borçlarını öderken, 1968 yılında da Almanya’da ilk İslam Cemiyeti’ni kurmuştu.

FOTO ALTI: Yurt dışının çileli Akörenlisi Kerim Çetin Ailesi.

Avrupa’ya giden Akörenlilerin içinde farklı bir isim vardı, Bilal Kılıçarslan, birçok Akörenli gibi oda tren yolculuğu sonrası Belçika’ya ulaştı ve 1 ay yer altında maden ocağında çalışmıştı. Bir ay sonra dersini aldı ve “ben böyle çalışırsam Akören’de de aç kalmam para kazanırım” dedi ve öyle de yaptı. Gabcılık yaptı, ticaretle uğraştı, çiftçilik yaptı, Konya’ya geldi odunculuk yaptı ve çocuklarını okuttu.

Avrupa’da kazandığı ile Almanyalı Kum Ocağı adıyla işadamı olan Mehmet Kılıçarslan gibi işadamı olan başka bir Akörenli’ye rastlayamıyoruz.

MUZAFFER TULUKÇU 

Editör: TE Bilişim