Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlemiş olduğu Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta Konya basınının bugünü ve geleceği hakkında konuşuldu. Sohbette yerel basının yerel kahramanlar ürettiğini söyleyen Konya Yenigün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Gazeteci Mustafa Arslan, gazetecilik mesleğindeki sorunları ele alarak Konya basını hakkında değerlendirmelerde bulundu.

‘YORUM, KÖŞE YAZILARINDA OLMALI’

Temel ihtiyaçlardan biri olan haber alma işlevini ve gazetecilik mesleğini yorumlayan Arslan, gazetecilik konusunda şu ifadeleri kullandı: ‘‘Haber almak, temel ihtiyaçlardan biri olmakla beraber, doğru haber almak toplumun doğru yönlenmesini sağlar. Bu yönüyle baktığımızda doğru yapılan gazetecilik, tabir yerindeyse peygamberlerin mesleğine benzer bir faaliyetle yükümlüdür. Peygamberlerin Cebrail vasıtasıyla Rabbinden aldıkları mesajı toplumlara ilettikleri gibi, gazeteciler de aldıkları haberi eğmeden bükmeden aktarma görevleri vardır. Yorum içeren yazılar, haberin içeriğinde değil; köşe yazısı, yorum programları gibi alanlarda yapılmalıdır.’’ Arslan, sağlıklı bir toplumsal yapının işlemesinde insanların doğru bilgi ile muhatap olmasının önemli bir yeri olduğuna dikkat çekti. Haberde manipülasyon ve dezenformasyon konularına değinen Arslan, ‘‘Biz, Konya toplumu olarak bilginin değiştirilmesi ve çarpıtılması kavramlarından çok çekmiş bir toplumuz. Bu yönüyle aslında doğru bilgiyi zihinlere ulaştırmak, mutlaka doğru insanlar eliyle yapılması gereken bir meslektir.’’ dedi. Gazetecilik faaliyetinin ticaret ve siyasetle olan ilişkisi hakkında konuşan Arslan, ‘‘Anadolu’da büyümüş insanlar olarak hepimizin bildiği gibi koyunlar, soğuk kış aylarında birbirlerine yaklaşarak hayatta kalırlar. Ancak aynı şeyi kirpiler yaptıkları zaman birbirlerinin hayat alanlarına müdahale etmiş olurlar. İşte bizim mesleğimizin siyaset ve ticaretle olan ilişkisi bu şeklidedir. Medya, siyaset ve ticaret üçlüsünün birbiriyle ilişkisi her zaman vardır ancak bu ilişkinin, birbirinin özgünlüğünü örtmeden yürütülmesi gerekir. Bugün biz gazeteciler olarak bu kirpi mesafesini koruyamamış, siyaset ve ticaretin etkisi altında kalmak durumunda olan bir medya ortamını yaşamaktayız.’’ ifadelerini kullandı.

‘YEREL BASIN, YEREL KAHRAMANLAR ÜRETİR’

Uluslararası sermaye ve ideolojilerin tesiri altında kalan yaygın basının tekelleştiğine değinen Gazeteci Arslan, ‘‘Tekelleşmiş basına karşı güvencemiz, imkansızlıklar dahilinde değerlerimizi bugüne ve yarına aktaran yerel basındır. Yaygın medyadaki oluşum, yarın başka yerden bir rüzgârın esmesiyle oraya evrilirken yerel medyamız, topraklarındaki sevinci, hüznü, özlemi her zaman içinde barındıran kurumlardır. Yerel basın, şehirlerin sorunlarına değinerek fikri takipler yaparak, yerel ticari markalar oluşturarak yerel kahramanlar üretir. Dönemi kızıl elması olan Mavi Tünel projesinin gerçekleşmesinde, Mevlâna Kültür Merkezi’nin yıllar sonra tamamlanmış olmasında yerel basının önermeleri ve takipleri azımsanamayacak kadar fazladır. Bu yönüyle yerel basının yaşaması, toplum menfaati için büyük önem arz etmektedir.’’ dedi.

‘YEREL BASIN, HER ZAMAN VAR OLACAKTIR’

Zaman kavramı açısından verimi artıran dijital medya olgusunun varlığından bahseden Arslan, basılı medya olgusu hakkında genel kabul ve algıların sapmasına ilişkin tespitlerde bulundu: ‘‘Dijital medyanın gelişmesiyle birlikte televizyon ve basılı gazetecilik faaliyetlerinin sonlanması ve bu mecrada yürütülen mesleklere ilişkin bir sorun ortaya çıkması düşüncesi her zaman göze çarpmaktadır. Ancak sorunda tespit hatası yapıyoruz. Kriz içinde bulunan alan, aslında gazetecilik faaliyetleriyle ilgili olan alandır. Gazetecilik, özünde muhalif olmayı, farklı bakabilmeyi, yeni şeyler söyleyebilmeyi gerektiren bir meslek. Ancak bugün sizin yapıcı olarak söylediğiniz bir önerme, son dönemdeki gerginliklerle birlikte yanlış anlaşılmakta ve saldırı olarak algılanmaktadır. Yani asıl kriz, gazetecilik mesleğinin gerçekleşmesine yönelik olan sorundur. Yani bu mesleğin hangi platformdan yapıldığının aslında çok bir önemi yoktur.’’ Arslan, ‘yerel basını nasıl bir gelecek bekliyor’ sorusu hakkındaki görüşlerini şu sözlerle aktardı: ‘‘Nasıl ki televizyonlar ilk çıktığı zaman, radyolar yok olmayıp fonksiyon değiştirmişse; teknolojinin gelişmesiyle birlikte televizyon ve gazetelerde yürütülen mesleki alan da ortadan kalkmayacak, değişim gösterecektir. Yazılı medya için konuşursak gazete, kendini geliştiren, siteler kurup anlık haber servisi yapan ve gazetesini de ağırlıklı olarak yorum alanında yürüten bir mecra olarak devam edecektir.’’ Artan maliyetlerle birlikte gazete ve radyo sayısındaki düşüşe vurgu yapan Arslan, gazetelerdeki en büyük gelirin resmi ilan gelirleri olduğuna vurgu yaptı. Haberlerin, bilinçaltı ve çeşitli yöntemlerle insanların nasıl düşünmesi gerektiğine kadar yönettiğine değinen Arslan, toplumun olumsuz yöne evrilmesinde kitle iletişim araçlarının büyük rolü olduğunu söyledi. Konya gazetelerinin bu olumsuzluklara karşı uzun yıllardır göğüs gerdiğini söyleyen Arslan, yerel basının bu konudaki çabalarındaki memnuniyeti dile getirdi. Konya’da kültür- sanat faaliyetleri yürüten toplulukların, Konya’nın dünden yarına yürüyüşünde ve kültürün yeniden üretilmesi konusunda önemli bir yeri olduğunu söyleyen Gazeteci Arslan, değerli bir birliktelik oluşturan Aydınlar Ocağı topluluğuna ve sohbette yer alanlara teşekkür etti.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim