Türk Sanat Müziği sanatçısı Naci Özbek, sanatıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kafkas kökenli bir ailenin çocuğu olan Özbek, küçük yaşlardan itibaren müzikle içiçe büyüdüğünü anlattı. Şişli Musiki Derneği’ne katıldığı 2003 yılından itibaren ise Türk Sanat Müziği’yle tanışan ve hayatı Türk Sanat Müziğiyle şekillenen Özbek, “TRT’nin ve sahnelerin isim yapmış birçok sanatçısıyla sahne aldık. Türk Sanat Müziği artık vazgeçilmezim…” diyor.

Naci Özbek Kimdir? Biraz bize kendinizden bahseder misiniz?

1864 Çerkes Sürgünü (soykırımı) ile Osmanlı topraklarına gelen ve bu kıymetli toprakları vatan bilmiş bir ailenin mensubuyum. Çocukluğum Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı, Bozkurt Köyü’nde geçti. 14 yaşımdan itibaren İstanbul’da yaşamaya başladım. Askerlik dönemime kadar süren mesleki arayışım esnasında, apayrı görünen fakat birbiri ile bağlantılı olduğunu sonradan fark edeceğim birçok alanda tecrübem oldu. Mobilya aksesuarı üreten bir atölyede çalıştım örneğin. Ve yine bambaşka bir alan tecrübesi olarak, LLC Kültür ve Dil Merkez’i bünyesinde, dönemin ekol isimlerinden mankenlik eğitimi aldım. Tasarımın taşıyanı, askısı olmayı tecrübe ediyordum, ileride taşıyandan ziyade tasarlayan olacağından bihaber…

Müzik aşkı nereden geliyor? Ne zamandır müzik yapıyorsunuz?

Kafkas kökenli bir ailenin çocuğu olduğumdan, kültürümüzün bir parçası olan müzik ile iç içe büyüdüm. Soykırıma maruz kalmış atalarım onurlu ve hüzünlü hikâyelerini müzik ile dile getirmişler. Düğünlerimizin vazgeçilmez enstrümanıdır akordeon (Mızıka). Gün batarken pencerelerini açıp hüzün, özlem, aşk ve hayat dair beklentilerini mızıka melodileriyle dile getiren kızların hikâyelerini dinleyerek büyümüş olmanın da mutlaka etkisi olmuştur diye düşünüyorum. Rahmetli annem de genç kızlığında çok güzel akordeon çalarmış. Karlı bir kış akşamı Rahmetli babamın Sivas dönüşünde getirdiği mandolini ile geldiği gün de müzik ile ilgili anılarımın arasında. Kendi uğraşı ile çalmaya başlamıştı sonrasında.

Müziğe olan yeteneğimi keşfim işe henüz 1 aylık askerken, alay için kurulacak bando takımına seçilmemle başladı. Verilen enstrümanı en iyi çalanın eğitim sonunda Tempo majör olacağı süreç sonunda, Tempo majör olarak görevlendirildim. Çok keyifli anılarla, biterken askerlik, müzik hayatımın bir parçasıydı artık.

Mesleğinizi seçerken branşınıza dair eğitim aldınız mı?

Moda ve tasarım, kumaş satan bir mağazada çalışmaya başlayarak girdi hayatıma. Firmanın mağaza ve üretim bölümleri aynı binada idi. İnsan ait olduğu yere yaklaşınca hissediyor. Tasarlamak, üretmek arzum beni bu alanda kendimi geliştirmeye teşvik etti. İlk evvela stilistlik, sonrasında da yeteneğimi gören Hocam vesilesi ile modelistlik eğitimi aldım. Muhasebe ve kumaş bölümünün yönetiminden sorumlu olduğum firmama, tasarım ve imalat alanında çalışmak istediğimi iletsem de, bölümümdeki performansımdan memnun olduklarını belirtmelerinin ardından mağazada çalışmaya devam ettim.

Bir şeyi yürekten istediğinizde mutlaka bir kapı aralanıyor. Firmanın modelisti işten ayrıldı o dönem. Uzunca bir süre uğraşıp çıkarılamayan bir kalıp üzerinde çalışıyorlardı ve bir türlü istedikleri gibi sonuçlanmıyordu. Deneme sürecinde olan 3 yıllık tecrübeye sahip modelistin hazırlayamadığı modeli, bir de ben denemek istedim kısa bir sürede kalıbını hazırladım, diktirdim ve mankene giydirdim. Sabah modeli gördüklerindeki şaşkınlık ve mutlulukları hala hatırımda.

Bu vesile ile de moda ve tasarım alanına da adım atmış dolum.

Sayın Özbek Türk Sanat Müziği yapıyorsunuz. Branşınıza dair seçiminiz nereden geliyor?

Daha öncede bahsettiğim gibi müzik hep vardı hayatımda. Yakın arkadaşım Mete çok iyi bir müzisyendi. Her fırsatta çalıyor, söylüyor ve müzik yaparak geçiriyorduk vaktimizin çoğunu. Hatta bir gün Mete bir sürpriz yaparak gitar hediye etmişti bana. Pop müziğin zirve yaptığı 90’lar dönemi, albüm yapmak isteyen arkadaşım ile daha profesyonel çalışmalar başladı. Söz yazma, beste yapma, şan eğitimi gibi… Emre Irmak aranjörlüğünde, Ozan Doğulu stüdyosunda yapılıyordu çalışmalar. Bu aşamaların tamamında bulundum ve hepsi kıymetli tecrübelerdi.

Yine çok değer verdiğim bir arkadaşımın ziyareti esnasında, fonda çalan Türk sanat müziği parçasına eşlik etmemle yeni sayfa açıldı hayatımda. Sesimi çok beğenen arkadaşımın tavsiyesi ile 2003 yılında, Şefliğini TRT’nin ve sahnelerin duayen isimlerinden Vedat Çetinkaya’nın yaptığı, Başkanlığını ise yine TRT’nin bir başka duayen ismi olan spiker, sunucu Bengül Erdamar’ın yaptığı Şişli Musiki Derneği’ne katıldım. Türk Sanat Müziği’ni tam manası ile burada öğrendim. Öğrendikçe daha çok sevdim. Bir eserin makamını, usulünü, güftesini, bestesini ve hikâyesini öğrendikçe eseri okumaktan, dinlemekten daha çok zevk almaya başladım. Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey gibi İstanbul’un birçok salonunda konserler verdik. TRT İstanbul Radyosu’nda bant kayıtları, TRT İstanbul stüdyolarında TV çekimleri ve birçok konser ardı ardına geldi. TRT’nin ve sahnelerin isim yapmış birçok sanatçısıyla sahne aldık. Türk Sanat Müziği artık vazgeçilmezim…

Resme olan ilginiz ne zaman başladı?

Kendimi bildim bileli vardı… Genlerle de ilgili olduğunu düşünüyorum. Dedelerimin bu kıymetli topraklara gelişi Osmanlı Dönemi’nin sonu ve Cumhuriyet Dönem başlangıcına denk geliyor. Birçok imkansızlığın yaşandığı bir dönem bildiğiniz üzere. Rahmetli dedem o dönemde el sanatlarına olan yeteneği ile dericilik ve hatta kundura yapımında isim yapmış. Rahmetli babamda öyle… Alaylı mimar diyebiliriz. Projelendirdiği ve inşa sürecinde bulunduğu birçok dönem evi var. Hatta Köydeki dostlarının Radyo, Pikap, Saat gibi eşyalarını mutlu etmek amacıyla kendi maharetiyle onaran bir insandı.

İlkokul dönemimde yeteneğimi farkeden Öğretmenim beni tahtaya kaldırır, sınıfın çizeceği konuyu söyler ve bana çizdirirdi. Bende o arada çizmekte zorlanan arkadaşlarıma yardım ederdim. Resim sanatı için de özel bir eğitim almadım. Kendimi bildim bileli çiziyorum. Kara kalem portrelerle başladım, sonrasında suluboya, yağlıboya… Bu doğuştan gelen bir şey. Allah’ın bir lütfu! Güzel Sanatlara yatkınlığım var. Her türlü alan ve materyalle zorlanmadan çalışabiliyorum.

Sizin için resmin anlamı nedir?

Bunu ifade etmek çok kolay değil ancak şöyle bir anımdan söz edeyim. Müzayede öncesi Antika eşyaların sergilendiği bir mağazada gördüğüm bir tablodan çok etkilenmiştim. 50x60 ölçülerinde, toprak yolda bir atın çektiği araba tasviri… Uzaklarda tepeler, çalılar detaylar muhteşemdi. Öylece kalakalmışım karşısında tablonun. Fark edip yanıma gelen görevlinin de dikkatini çekmiş olacak ki gelip detaylı bilgi vermişti tablo hakkında… Her tablodan bu kadar etkilenmiyorum, aynı seviyede rahatsız olduğum çalışmalar da oluyor. Etkisi olumlu yahut olumsuz resim büyüleyen bir ifade sanatı.

Resimlerinizde işlediğiniz konular nelerdir?

Daha önceleri portre çizerdim ama artık çizmiyorum. Son zamanlarda daha çok manzara resmetmeyi tercih ediyorum. Doğayı, doğal olanı, bulutları, denizi … Natürmort çalışmaktan da çok keyif alıyorum. Çiçekler, meyveler, cam objeler vs.

Nelerden ilhan alırsınız? İşlerinizin üretim sürecini anlatır mısınız?

 Yurt içi ve yurtdışı fuarlara katılıyor, moda yayınlarını takip ediyorum.  

Trendleri iyi analiz etmek gerektiğini düşünüyorum. Hedef kitlenin ihtiyaçları doğrultusunda tasarımlar ile piyasa nabzını tutmak gerekiyor. Disiplin ve çok iyi bir gözlem bu işin olmazsa olmazı.

Mesleğiniz ile ilgili geleceğe yönelik planlarınız var mı? Ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Tasarımdan emekliye ayırdım kendimi artık. Malum pandemi sebebiyle de her şeyden uzak kaldık. Şarkı söylemeyi, sahnede olmayı çok özlemiştim. Müziğe ve resme ağırlık vermeyi düşünüyorum. Dijital sanatlarla da ilgilenmeye başladım. Tasarım yeteneğimi artık dijital boyutta değerlendireceğim. Moda tasarım yerini dijital sanata bırakmaya başladı bile …

Ailede sanat ile uğraşan başka birileri var mı?

Evet, var. Daha önce söyleşi yaptığınız yeğenim Aysun İgde. Onun çalışmalarıyla gurur duyuyorum. Emek Film’in sahibi yapımcı-yönetmen Nazmi Özer amcamın oğlu. TV- sinema ve tiyatro camiasının tanınan ismi Cem Özer'in Babası kuzenim. Ailemin başarılı her üyesi ile gurur duyduğumdan bunları paylaşmak istedim.

Son olarak hem bir müzisyen hem de bir ressam olarak neler eklemek istersiniz?

Kariyer planlaması yapan gençlere yetenekleri doğrultusunda tercihler yapmalarını öneririm. Çok başarılı olacakları gibi çok mutlu bir hayatları olur. Bana bu imkanı verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Bir de röportajda ismi geçen büyük saygı, özlem ve rahmetle andığım aile büyüklerime Allah’tan rahmet diliyorum. Cümle geçmişlerimizin mekanları cennet olsun. Röportajı vakit ayırıp okuyan herkese en içten sevgilerimi gönderiyorum.

ALADDİN ALADAĞ 

Editör: TE Bilişim