Dönemin imkansızlıklarına rağmen okuyan ve üniversite eğitimini tamamlamasının ardından çeşitli ideallerle kendini geliştiren Sefer Durmaz, yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle hevesinin kırılmasıyla, gittiği Ankara’dan Konya’ya dönüş yaptı. Ziraat Mühendisi olması nedeniyle Konya’da 1971 yılında Meram Süt Fabrikası’nda 4,5 yıl çalışan ve sonrasında yağmurlama sistemi satışına başlayan Durmaz, bu alanda kısa sürede büyük bir başarı yakaladı. İş hayatını otomobil sektörüne de girerek çeşitlendiren Durmaz, bir süre iki işi de aynı anda başarıyla götürdü. Ancak günün şartları nedeniyle önce sulama sistemi işini, 2000’li yılların başında da otomotiv sektörünü bırakan Durmaz, bu süre içerisinde Konya iş hayatında ismini duyurmayı bildi. Ticaret ve iş hayatıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Durmaz, tüm zorluklara rağmen o dönemlerde ticaretin bugünden daha zevkli olduğuna değiniyor.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1944 Aşağı Hadim doğumluyum. 4 yaşındayken İçeri Çumra’ya yerleşmişiz. İlk ve ortaokulu İçeri Çumra’da, Liseyi de Konya Lisesi’nde tamamladım. Sonrasında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirdim 1966’da. Askerliği yedek subay olarak yaptım.

İş hayatına nasıl başladınız?

İş hayatına askerden sonra Zirai Mücadele’de başladım. Orada 1 sene çalıştıktan sonra Ankara’da lisan kursuna gittim. Amacım Zirai Araştırma Enstitüsü’ne girmekti. Oraya girmek de torpil gerektiriyordu. Tabi o dönem bilim adamlarının Amerika’ya, Meksika’ya gitmesi de modaydı. Oraya bursumuz çıkmıştı fakat o gün Amerika’dan dönen arkadaşlar istihdam olamayınca, hevesimiz kırıldı ve Amerika’ya gitme bursumuzu reddettik ve memuriyet de yapmayacağım dedim. Çumra’da biraz arazimiz vardı, hiçbir şey yapmasam orayı çalıştırır hayatımı götürürüm dedim. Konya’ya döndüm. Meram Süt Fabrikası vardı o dönem, bazı kooperatifler yapmışlar ama öyle duruyormuş. Konya Süt Kurumu diye bir kooperatif vardı. Rahmetli Mehmet Ortaer gibi 8-10 arkadaşla birlikte kooperatif eliyle Meram Süt Fabrikası’nı ayağa kaldıralım dediler. Biz orayı süt alımı yapacak şekilde tamamladık. Fabrikayı süt işler hale getirdik. Fakat sütü bir türlü çoğaltamadık. Çünkü para sıkıntısı vardı. Çiftçiye avans verilmesi lazımdı. Konya’da 500 ton süt ancak vardı. Onu da birçok mandıra paylaşınca, süt miktarını yeteri kadar artıramadık. Artırma şansımız da yoktu. Netice itibariyle 1971’de başladık ve 4,5 yıl çalıştıktan sonra oradan istifa ettim ve kendi işimi kurdum. Ziraatçı olmam nedeniyle araziye karşı hevesim vardı. Adana’da Sabancı Holding’in Pilsa diye yağmurlama sistemi yapan fabrikası vardı. Bir vesile ile arkadaşlar oranın bayisi olur musun dediler. Ben de yaparım dedim ve eski bayinin 10-15 senede yıllık 750 bin TL’den fazla ciroları olmamış. Bana 1,5 milyon TL’lik ciroya yükseltirsen bu iş tutacaktır dediler. Karaman Caddesi’nde bir yer tuttuk, o sene 15 milyon TL’nin üzerinde ciro yaptık. O yıllar yağmurlamanın revaçta olduğu bir dönem yaşandı. Kendi muhitimiz olduğu için Çumra’nın bu konuda büyük katkıları oldu. Bu süreç 1990’a kadar devam etti. Bu yıldan sonra Karaman Yolu’ndaki dükkandan ayrıldık Nalçacı’ya geldik. 1984’te, Rahmetli Özdemir Sabancı büyük bir adamdı. Mitsubishi’nin Türkiye distribütörü oldu. Türkiye’de her yerde bayilik vermek için çalışmalar başladı. Rahmetli “Konya bayiliğini yapar mısın?” dedi. Severek yaparım dedim ve Mitsubishi’ye başladık. Mitsubishi’de Türkiye’nin 1 numaralı bayisi biz olduk.  Bu iki iş devam ederken, zaman içerisinde Pilsa’yı bıraktık. Mitsubishi bayiliği de 2000’li yıllara kadar devam etti. Şimdi oğlum bilgisayar işi üzerine uğraşıyor, sigorta işiyle uğraşıyor. Ben de buraya gelip gidiyorum.

Sizin döneminizle bugünü kıyaslarsak neler söylersiniz?

Bizim dönemlerimiz daha kıymetliydi. Bir güven ortamı vardı. Mesela yağmurlamaya başladığımızda, cirolarımız kısa sürede yükseldi. Tarım iyiydi. Hükümet tarımı gözetiyordu. Çiftçi para kazanıyordu. Çiftçi daha fazla üretmek için yağmurlamaya geçti. Ama bugün tarım farklı noktaya geldi. Girdi maliyetleri çok yükseldi. Su sıkıntısı nedeniyle damlama sulama sistemlerine geçildi. Firmalar çoğaldı evet ama eskiden şöyle bir avantaj vardı; Alışveriş yapılırdı ve harmana senet yapılırdı. Senetler protesto edilmezdi, herkes borcuna sadıktı. Ticaretin bir tadı vardı. Şimdi kimsenin kimseye itimadı yok. Peşin alıp satma imkanı da çok yok. Enflasyon memleketi ve tüm dünyayı sardı. Şimdiki durum eskiye göre pek iyi değil ticari anlamda. Ticarette yozlaşma var. Girdilerde fiyat dengesizlikleri var. Üretimi artırmaya dönük politikalar iyi yürütülemedi. Dünyanın her yerinde çiftçi desteklerle yaşar. Hollanda bugün Konya kadar ama et üretiminde, süt üretiminde, peynir üretiminde çok iyi yerde. Bunu kooperatifler yapıyor ve devlet de takviye veriyor. Biz o dengeyi yakalayamadık.

Sefer Durmaz sivil toplum hayatı içerisinde faaliyetlerde bulundu mu? Siyasette yer aldınız mı?

Yani sivil toplum çalışmaları içerisinde yer almadım. Siyasette de hiç yer almadım. Benim karakterime göre değil bu çalışmalar. Arkadaş guruplarım var, onlarla oturup kalkarız.

Sefer Durmaz’ın hobileri var mı?

Okumayı çok severim, aşırı severim. Ama yaş ilerledi, okuduğumuzu unutuyoruz. Herkes gibi emekli hayatı yaşamaya çalışıyoruz. Ailemize vakit ayırıyoruz.

Gençlere neler tavsiye edersiniz?

Şuan eğitim düzeyi yerlerde sürünüyor. Benim de torunlarım var durum hiç açıcı değil. Bir sürü üniversite açıldı ama kalite yok. Çalışmadan, kendini geliştirmeden hiçbir öğrenci başarıyı yakalayamaz. Çocukların durumu da zor. Üniversiteyi bitirdikten sonra ne yapacak? Kendini geliştirecek bir ortamı yakalayamıyor. Aile avantajını herkes kullanamıyor. Çalışmadan da, kafede oturmayla bu hayat bitmez. Türkiye’nin gençliği maalesef sıkıntı yaşıyor. Çalışmak, üretmek ve bir şeyler yapmak zorundayız. Gelinen Türkiye şartlarında çalışanlar da karşılığını alamıyor. Çalışan haklı, çalıştıran haklı herkes kendince haklı ama sıkıntılar var. Memleketimiz güzel bir memleket. Konya güzel bir yer. Her konuda güvenli bir yer. Memleketin bir ucundan tutmak, memlekete faydalı olmak gerekiyor. Herkes bu konuda karınca, kararınca elinden geleni yapmalı. Yaşam şartları zorlaşıyor, az parayla geçinilmiyor çok para alma şansı kalmıyor. Onun için herkes bir çıkış yolu aramak mecburiyetinde.

ABDULLAH AKİF SOLAK 

Editör: TE Bilişim