Tacü’l Vezir Medresesi Konya’nın merkezindeki Kültür Park’ın içerisinde bulunur. Sekiz- gen gövdeli ve içten kubbe, dıştan piramidal külâhla örtülü tek katlı bir yapıdır. Türbeye güneydoğu cephesindeki düz atkılı bir kapıyla dahil olunur. Kapının atkı ve sövesinde, antik döneme ait taşlar devşirme olarak kullanılmıştır. Doğu cephesindeki sivri kemerli bir kalıntı, türbenin başka bir yapıyla bitişik olarak inşa edildiğini göstermektedir.

Türbenin iç mekânı, zeminden kubbe kasnağına kadar uzanan, yarım daire kesitli nişlerle kuşatılmıştır. Tromplarla geçilen kubbe, tuğladan balık sırtı şeklinde örülmüştür. Güney cephede, bitişiğindeki yapının eyvanına açılan tek pencere mevcuttur. Türbe dıştan kapı yüksekliğine kadar moloztaş, gövdenin üst kısımları ve külâh tuğla örgülüdür. Türbenin kitâbesi yoktur. Ancak, Konya Vakıflar Arşivindeki bir defterde, türbenin bitişindeki medrese ile birlikte inşa edildiği ve medresenin H. 637/M. 1239-1240 tarihli olduğu yazılıdır. Sözko- nusu belgeye dayanarak, türbenin de aynı tarih dolaylarında inşa edilmiş olması ihtimal dahilindedir. Bugün Tacü’l-Vezir külliyesinden sadece türbe ayaktadır.

TACÜ'L VEZİR MEDRESESİ

YERİ:

Dede bahçesi denilen günümüzdeki Konya Kültür Park’ın kuzeyindedir. Hacıveyiszade Camiin doğusuna düşmektedir. Medreseden iz olarak yaptıranın kümbeti, zamanımıza kadar gelmiştir.

YAPTIRAN-YAPIM TARİHİ:

Tacü'l Vezir Medresesi’ni Anadolu Selçuklu Devleti vezirlerinden Tacü’l-Vezir Mehmed Bey yaptırmıştır. Hayatı hakkında açıklayıcı bilgi ve ölüm tarihi henüz bilinmeyen Tacü’l Vezir, Alaeddin Keykubat ve oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev zamanlarında yaşamıştır. Medresesini ise Keyhüsrev II devrinde yaptırmıştır.

MİMARİSİ VE MÜŞTEMİLATI:

Eser aslında külliye tarzında yapılmıştır. Medrese, hankah, mescit ve türbeden meydana gelmektedir.1906’ya gelindiğinde medrese bir hücresi kalıncaya kadar harab olmuştur. Uzluk 1930’lu yıllardaki durumunu şöyle anlatıyor. Büyük portalden sonra avluya dahil olduk. İki taraftan odalar batıda eyvan, solda üstü kubbeli bir oda sağda ise şimdiki türbe vardır. Günümüzde ise sadece Türbe kalmıştır. Türbe  tuğla sekizgen bir gövde üzerinde yükselen  yine sekizgen bir pramid külahtan meydana gelmektedir. Külah içi ise kubbe ile örtülmüş, mezar mahzenine inen kapı yerleri örülmüştür.

VAKIFLARI:

Konya’da Parsana, Ayazma adlı mevkide ve aynı yerde Kızılca Kilise Çiftlikleri  Konya Bedesteni yanında bir dükkan yeri, Ahmed Fakih ve Horasanlı avlusunda  birer tarla ile Sahra Değirmeni’nin dörtte biri medresenin vakıfları arasındadır.

MÜDERRİSLERİ /EĞİTİM-ÖĞRETİM:

Tacü’l Vezir XVII. Yy. başında 60’lı medreselerdenken 1846 M.’de bir kadroda iki müderrisin görev yaptığı kurum haline gelmiştir. Seyyid Mehmed Emin ile Abdülfettah Efendiler görev yapmaktadırlar. İki müderrisin vefatı üzerine Alanyalı Hacı Mustafa Efendi müracaat eder. Konya Müftüsü Aladağlı Hacı Ahmet Rüşdü Efendi, ulemadan Ömer Sadık ve Haşim Efendi’lerden oluşan bir komisyon Mustafa Efendiyi imtihane der. İmtihan sonunda hizmeti ifaya ehil olduğu görülür.

ALANYALI HACI MUSTAFA EFENDİ (1869-1958)

Aslen Alanya’nın Senir Köyü’nde 1869 yılında doğmuştur. İmamzade Ali Efendi’nin oğludur. İlköğrenimini, baba ve ağabeyinde görmüş sonra Alanya’da beş yıl okumuştur.  Konya’da Aladağlı Hoca, Kırkağaçlı, Karaağaçlı, Çimilizade ve Tavaslı hocalardan ders almıştır. Tacü’l Vezir’nin bilinen en son müderrisidir. Ferhuniye Mescidi’nin de imamlığını yapmıştır. Kapu Camii’nde uzun süreli vaızlık yapan Mustafa Efendi medreseler kapatıldıktan sonra Ferhuniye Mescidi’nde imamlığa bir süre devam etmiş. Daha sonra Hatuniye Camii’ne naklolunarak ölümüne kadar imamet görevini sürdürmüştür.

90 yaşındayken 1958 yılında vefat eden Mustafa Efendi, Musalla Kabristanı’nda toprağa verilmiştir. Mezarı Musalla’dadır.

Editör: TE Bilişim