İlk temellerini 1995 yılında attıkları inşaat sektöründe Konya’nın en’lerinden olmayı başaran Adem Bulut İnşaat firmasının doğuş hikayesini Seyit Bulut anlattı. 68 yaşına rağmen hala iş takibi yapan Bulut, yapılan işi dürüst, samimi ve yalansız yapmanın sektörde büyümeyi sağlayacağını vurguladı. Geçmişten günümüze sektörü değerlendiren Bulut, “Kimsenin hakkını yemeden kendi öz sermayemizle bu günlere geldik. Sektöre ilk başladığım yıllarda 5 yılda 2 daire bitiremezken şu anda 25 yılı aşkın zamandır müşteri memnuniyeti yaşıyoruz.” diye konuştu.

‘SEKTÖRE MARANGOZ OLARAK ATILDIM’

Mesleğe ilk olarak babasının yanında marangozluk yaparak başladığını ifade eden Bulut, 1995 yılında inşaat sektörüne adım attığını belirtti. Bulut, hayat hikayesini şu şekilde anlattı: “1955 yılında Hatunsaray ’da doğdum. İlkokulu orada bitirdikten sonra 1967 yılında Konya merkeze geldik. Dönemin sanayi işlerinin yapıldığı Eski Garaj ’da babamın açtığı 25 metrekarelik marangoz dükkanında onun yanında işe başladım. 1974 yılında Marangozlar Sanayi’ye taşındık. Askere gidip geldikten sonra bir süre daha marangozluğa devam ederken 1995 yılında inşaat işine başladım.”

KRİZDE BİLE PES ETMEDİ

Kriz döneminde pes etmeyerek başarıya ulaştığını ifade eden Bulut, Marangozluğa devam ederken bir arsa alarak işe koyulduk. Yaptığımız inşaatların kapı pencere işlerini de kendimiz yapıyorduk. Oğlum Adem’de o zamanlar kitapçılık yapıyordu. Benim yanıma gelip çalışmasını söyledim. Allah razı olsun o da beni kırmadı. Daire sayımızı zamanla 3’e çıkardık.  3-6 derken işi genişlettik.” dedi. Arkadaşlarının ‘vazgeçelim’ demesine rağmen pes etmeyen Bulut, “İlk yıllarda yalnız olmamdan ve maddiyattan kaynaklı olarak aldığım 2 daireyi 5 yılda bitiremeden satmak zorunda kaldım. 2000’li yılların başında krizin olduğu yıllarda, beraber çalıştığım arkadaşım inşaatı bitiremeyeceğimizi düşünerek ‘gel vazgeçelim’ dedi. Benim marangoz dükkanım var, inşaatı bıraksam marangozluğa devam edebilirim ancak arkadaşımın alternatif bir mesleği yoktu. Beraber çalıştığımız sıvacı, kalıpçı, işçiler evine ekmek götürmek için bu işi yapmak zorundaydı. Bende vazgeçmedim, devam ettik.” diye konuştu.

‘DESTURUMUZ HAK YEMEMEK OLDU’

Başarılı bir firma olmanın sırrını paylaşan Bulut, “Dürüst, samimi, hilesiz olmanın sonucunu başarı olarak aldık. Çek, senet kullanmadık, krediye hiç bulaşmadık. Kendi öz sermayemizle bir şeyler başardık. Çalışanlarımızın hakkını hiçbir zaman yemedik. İşe başlarken ustayla hiçbir zaman ilk olarak parayı konuşmam. Ortada bir emek ve eve götürülecek bir ekmek var. Bu yüzden hiçbir zaman ‘paranı yarın al’ demedik, hak edene hakkını hemen verdik. İşçinin hakkını yemedik. Desturumuz böyle olunca da elhamdülillah kazandık. 5 lira az kazanalım ama insanları memnun edelim diye düşündük. Rakiplerimiz bizlerden yüzde 15-25 daha yüksek kâr oranlarıyla iş yaparken bizler insanları mağdur etmeden kazanmanın peşine düştük. 10 kazanacağımıza 5 kazandık ama helal kazandık. Tabi herkesi memnun etmek bir hayli zor olsa da memnun olmayan insan sayısı oldukça düşük. Dürüst, samimi ve yalansız iş yapıldığında zaten paranın bereketini göreceksin.” ifadelerini kullandı.

HERKES BIRAKTI, O VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU

2005 yılında oğlu Adem Bulut’un da bu işe başladığını ifade eden Bulut, oğlu askerden geldikten sonra yetkiyi ona devrettiğini söyledi. Bütün yükü oğluna devrettiğini söyleyen baba Bulut, “Adem askerden geldikten sonra da yetkiyi ona verdik ve güzel işler başardık. Oğlum Adem’i herkes inşaat mühendisi zanneder, kendisi ilahiyatçıdır. Bir inşaat mühendisi kadar bilgisi vardır. Hiç kimsenin hakkını yemez. İnşaatın sıkıntılı olduğu son dönemlerde inşaata biraz ara vermeyi de düşündüm. Oğluma kıyamadım ‘oğlum birkaç ay ara ver’ dedim. Ancak Âdem verdiği sözü tutmak için  inşaatı yarım bırakmadı taahhüt edilen günde inşaatlar teslim edildi. Neredeyse biz hariç herkes inşaatı durdurdu, ‘Bu adam çıldırmış mı hala devam ediyor’ diyenler oldu. Bıraksaydı da kimse bir şey demezdi çünkü herkesin inşaatı durmuştu. O bırakmadı ve verdiği sözü tuttu.” şeklinde konuştu.  

‘TEDBİRİMİZ, ÖZ SERMAYEMİZ’

İnşaat sektörünün sıkıntılarından bahseden Bulut, öz sermayesi olmayan insanların bugün bu işten para kazanamayacağına değindi. Geçmiş yıllarda inşaat aşamasında daire sattıklarını söyleyen Bulut, inşaat maliyetlerinden dolayı daire bittikten sonra satış yaptıklarını söyleyerek, “Önceden inşaata başladığımızda toplam maliyetleri hesap edip üstüne de kârımızı koyup inşaat temel aşamasındayken satabiliyorduk. Ancak şu anda inşaat bittiğinde bambaşka bir fiyatla karşılaşıyoruz. Öz sermayesi olmayan insanlar, şu anda bu sektörden kazanamıyorlar. Bizler de daireleri bitirdikten sonra satış yaparak kâr elde ediyoruz. İlk olarak daire yapmakla başladığımız işimize, 2 yıl önce sanayiyi de ekleyerek devam ediyoruz. Ev işinin teferruatlı olmasından kaynaklı, sanayi işi daha kolay tabi. Ancak daire yapımına da aralıksız devam ediyoruz. Konya’da başladığımız işimize yine Konya genelinde devam ediyoruz çünkü buranın ekmeğini yiyoruz.” diye konuştu.

‘SIKINTIMIZ, PERSONEL EKSİĞİ’

Sektöre atılacak gençlere tavsiyelerde bulunan Bulut, “Hayatına dokunduğum kalfalar, çalışanlar oldu. 20 yıllık dostluğumuzu ortaklığa çevirdiğimiz insanlar var. Desteklerimizden ilham alarak bir yerlere gelmiş insanlar var. Şu anki insanlarda dostluk, iş ahlakı kalmadı. İnsanların tek derdi daha çok kazanmak olmuş. Maddiyattan önce düşünmemiz gereken şeyler var. Dürüst, samimi ve yalansız iş yapıldığında zaten paranın bereketini göreceksin. Ben gençlere bu üçünü tavsiye ediyorum.” dedi.  En büyük sıkıntının personel ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bulut, çarkın yabancı uyruklu insanlarla döndüğüne dikkat çekerek, “En büyük sıkıntımız, çalıştıracak eleman. Eğer yabancı uyruklu çalışanlar da olmasa inşaatlarda çalışacak adam bulamayacağız. 10-15 yıl önce yabancı uyruklu insanların olmadığı dönemde Pakistan’dan ya da farklı ülkelerden inşaatta çalıştıracak personel getirmeyi bile düşündük. Şimdilerde tekrardan gündeme gelmeye başlayan bir sıkıntı var ancak nasıl çözülecek bilemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim