Konya Ticaret Odası Başkanı (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen ve Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Hüseyin Çevik 2022 değerlendirmeleri ve 2023 öngörülerini Konya Yenigün Gazetesi’ne değerlendirdi.

2022’DE ENFLASYON EKONOMİK MESELELERİN BAŞINDA GELDİ

Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Selçuk Öztürk, 2022 yılı, dünya ekonomisinde Kovid-19 salgınının bitmesiyle başlayan yeni dönemde, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte başta enerji krizi olmak üzere enflasyon ve daha birçok alanda etkisinin yaşandığı bir yıl olduğuna dikkat çekerek, “Birçok gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde de enflasyon ekonomik meselelerin başında geldi. Geçmiş yıllarda gelişmiş ülkeler yüzde 1-2 oranında enflasyonu ekonomik faaliyetlerde dinamikliği sürdürmek için gönüllü olarak isterken, artık birçok Avrupa ülkesinde yüzde 10 seviyelerine çıkan enflasyon oranları satın alma gücünü derinden etkileyen önemli bir mesele oldu. Artan enflasyon ile merkez bankaları daha görünür olurken, merkez bankalarının faiz artırım kararları ile yüksek enflasyon ve yüksek faizlerin beraber olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu durum birçok ülkede enflasyonu kontrol altına alma amacı taşırken ekonomide yavaşlama ve durgunluğun yaşandığı görülüyor, bu da üretim ve siparişlerde azalma riskini ortaya çıkarıyor.2022 yılında gündeme gelen diğer bir husus enerji arz güvenliği oldu. Rusya-Ukrayna krizi ve Rusya’nın Avrupa ülkelerine uyguladığı doğal gaz ambargosu Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan Avrupa’da ekonomik durgunluk yaşanması tehlikesini de beraberinde getiriyor. Enerji arz güvenliği meselesinin, 2022 yılı biterken, 2023 yılında da etkisini devam ettireceği bekleniyor” dedi. Türkiye ekonomisinin bir yılını değerlendiren Başkan Öztürk, “Küresel düzeyde yaşanan bu gelişmelerin ışında Türkiye ekonomisine baktığımız zaman, 2022 yılı Türkiye’nin yüksek enflasyon ve yüksek kur ile mücadele ettiği bir yıl oldu. Bu süreçte büyüme ve istihdam öncelikli konular olarak öne çıktı ve büyüme ve istihdamı artırmaya yönelik politikalar izlendi. Bu çerçevede 2022 yılının yüzde 5 - 5,5 dolayında bir büyüme oranıyla tamamlanmasını bekliyoruz. Yüzde 7,6’dan yüzde 5 - 5,5’a düşüş, çok önemli bir gerilemeye yol açmayacağı için işsizlik oranında da büyük bir artış olmasını beklemiyoruz. Bununla birlikte, iç tüketim ve talepte canlılık devam etmektedir. Küresel durgunluk işaretlerinin konuşulduğu bir dönemde enflasyonun hem üretici, hem de tüketici boyutlarıyla dizginlenmesi, öngörülebilirlik için son derece önemli. Ayrıca dövizdeki kırılganlık ve enflasyonist ortamda üretime dayalı sektörler ciddi anlamda zorluklarla karşı karşıya geliyor.2023 yılında makroekonomik hedeflere ulaşabilmemiz için mevcut teknoloji ve üretkenlik seviyemizi daha üst noktalara taşımaya, Ar-Ge ve yenilik çalışmalarını daha fazla teşvik etmeye ve imalat sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

‘KONYA 2023’TE DE SANAYİ ÜRETİMİ VE İHRACATINI

YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEKTİR’

Konya 2023’te de sanayi üretimi ve ihracatını yükseltmeye devam edeceğine dikkat çeken KTO Başkanı Selçuk Öztürk, “Konya olarak değerlendirdiğimizde ise; TÜİK tarafından açıklanan “İl düzeyinde cari fiyatlarla GSYH” hesaplamalarına göre; Konya, bir önceki yıl 110 milyar 555 milyon TL olan GSYH’yi 2021 yılında 149 milyar 228 milyon TL’ye yükseltmiştir. Bu rakamla Konya, GSYH’den en yüksek pay alan 7. il olmuştur. Konya 2021 yılında sanayi sektöründe büyümesini yüzde 48 artışla 26,3 milyardan 38,9 milyar TL’ye yükseltmiştir. Şehrimiz için diğer önemli bir veri de 2022 yılında ihracatta elde ettiğimiz büyümedir. 2021 yılında şehir olarak 2,99 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştik. 2022 yılında Kasım ayı itibariyle toplam ihracatımız 2,97 milyar dolar; son 12 aylık ihracatımızda 3,25 milyar dolar oldu. Konya 2022’yi de bir ihracat rakoru ile kapatacaktır. Önümüzdeki günlerde açıklanacak 2022 yılı ihracat rakamlarına göre Konya’nın 3,3 milyar dolar civarında ihracat yapmasını beklemekteyiz. 2011 yılında 1 milyar dolar ihracat barajını aşan şehrimizin son on yılda her türlü olumsuz koşula rağmen ihracat seviyesini 3 milyar doların üzerine çıkarmasını, Türkiye ihracatından aldığı payı yüzde 1,5’e yükseltmesini büyük bir başarı olarak görmekteyiz. Oda olarak son on yılda ihracatı artırmaya yönelik yaptığımız yoğun çalışmaların bu başarıda katkısı olması ayrı bir mutluluk kaynağıdır. GSYH rakamlarında da görüldüğü gibi sanayi sektörü hızla yükselen Konya, dış ticarette de belirlediğimiz hedeflere hızla ilerlemektedir. Konya 2023’te de sanayi üretimi ve ihracatını yükseltmeye devam edecektir. Ülkemizin büyümesi için Konya özel sektörü üzerine düşen her türlü sorumluluğu fedakârca yerine getirecektir. Bir kez daha şehrimizin tüm tüccar, sanayici ve ihracatçılarına teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

İHRACAT ODAKLI ÇALIŞMALAR DEVAM EDECEK

Konya Sanayi Odası (KSO) Başkanı Mustafa Büyükeğen, 2022 yılının Konya için tüm olumsuz şartlara rağmen yatırım, üretim ve ihracat yılı olduğunun altını çizerek 2023 yılında da ihracat odaklı çalışmalara devam edeceklerini vurguladı. 2022’de Konya’nın 3 milyar doları aşan ihracat ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaşacağını ifade eden Büyükeğen, açıklamasında enflasyon vurgusu yaptı. Büyükeğen, Türk iş dünyasının en önemli problemlerinin başında enflasyon geldiğinin altını çizerek, “Yüksek enflasyon işletmelerimizi ve üretim hayatımızı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Maliyetlerdeki artışlarından dolayı özellikle işletme sermayelerinde erimeler yaşıyoruz. Onun için 2023 yılında önceliğimiz enflasyonun işletmelerimizin üzerinde oluşturduğu tahribatı azaltmak olmalı” dedi.

‘TAHILIN DÜNYAYA TAŞINMASINA ÖNCÜLÜK EDİLDİ’

2022 Tarım sektörünü değerlendiren KTB Başkanı Hüseyin Çevik, Pandemi, iklimsel kuraklık, emtia fiyatlarındaki yükselme ile zorlu bir süreç yaşayan tarım-gıda piyasaları, tarımsal üretim ve ihracatta çok önemli payı olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla çok daha kırılgan bir hale geldiğine dikkat çekerek, “Ukrayna ve Rusya Avrupa enerji tedarikinde en önemli bölge olmasının yanı sıra tarımsal hammadde üretimi ve ticaretiyle de çok önemli bir bölgedir. Rusya ve Ukrayna’nın dünya ihracatında ihraç payı; buğdayda yüzde 29, mısırda yüzde 20, arpada yüzde 30, ayçiçeğinde yüzde 32’dir. Bu açıdan savaşla birlikte sektördeki denklemler bozularak, küresel gıda arzı ve güvenliği riski endişeleri artmış, Avrupa başta olmak üzere çoğu ülkede market rafları boşalmıştır. Savaşın başladığı ilk günden itibaren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her iki ülke nezdinde gerilimin düşürülmesine katkıda bulunmak için taraflar arasında başarılı diplomatik girişimle Karadeniz Tahıl Koridoru’nu hayata geçirmiştir. Ülkemiz tarımsal üretimde kendi kendine yetebilen bir ülke olmasına rağmen açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan ülkeler için, insanlık için büyük bir adım atarak, küresel bir güç olduğunu göstermiştir. Ukrayna limanlarındaki silolarda bekleyen yaklaşık 20-25 milyon ton tahılın dünya pazarlarına taşınacak olması tahıl piyasalarına olumlu bir gelişme olarak yansımıştır. Küresel gıda fiyatları ile özellikle hububata ilişkin gıda fiyatlarındaki belirsizlik ve gıda güvenliği endişeleri büyük oranda ortadan kalkmıştır. Bu süreçte devletimiz iç piyasa dengesi ve gıda arz güvenliğinin sağlanması için fevkalade tedbirler, alternatif politikalarla büyük gayret göstermiştir. Tarım ve Orman Bakanlığımıza bağlı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin piyasayı regüle görevini yerinde ve zamanında tam isabetle yapması, alım fiyatlarını güncellemesi ile tahsisli buğday satışı tarım piyasaları tarafından takdirle karşılanmıştır. Hububat alım fiyatlarıyla dünyada yaşanan gelişmeler gözetilmiş, iç piyasa ile dünya fiyatları dengelenmiştir. Ayrıca alım fiyatının yanında stratejik ürün buğdayda verilen 1000 TL/ton prim desteği de oldukça önemlidir. Stratejik ürün buğdaydan kaçışın önlenmesi, buğday ekim alanlarının yeniden 8 milyon hektar düzeyine çıkarılması için önemli bir teşvik olmuştur. Ülkemizin istikrar kazanan ekonomi politikaları, sürdürülebilir tarım politikalarımız da küresel olarak yaşanan olumsuzlukları en az zararla atlatmamızı sağlamıştır. Devletimiz ve Türk özel sektörümüzün de gayreti ile üretim sürmüş gıda krizi yaşanmamıştır. Bu noktada gerekli hassasiyeti gösteren, sektörlerimizin yanında olan, ilave politikalarla tarımsal üretimi destekleyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Tarım ve Orman Bakanımız Prof. Dr. Vahit Kirişci’ye, Hükümetimize, 365 Oda/Borsa başkanlarımızla birlikte tarım sektörümüzün sorunlarını ve sıkıntılarını çözüme kavuşturma noktasında büyük gayret gösteren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

‘TARIM BAŞKENTİ KONYA’MIZIN DA TARIMSAL ÜRETİMİ İYİ DURUMDADIR’

Tarım Başkenti Konya’da tarımsal üretimin iyi durumda olduğuna dikkat çeken KTB Başkanı Çevik, “2022 yılında da tarımsal üretimimiz gerek alınan yağışlar gerekse de desteklemeler ve modern tarım teknikleriyle oldukça iyi durumdadır. Tahıl ürünleri üretim miktarının 2021’e göre yüzde 21 oranında artarak yaklaşık 38,5 milyon ton olması beklenmektedir. Buğday üretimi yüzde 11 oranında artarak 19-19,5 milyon ton, mısır üretimi yüzde 23 oranında artarak 8 milyon ton, arpa üretimi yüzde 48 oranında artarak 8-8,5 milyon ton olması tahmin edilmektedir. Baklagil üretim tahmini ise yaklaşık nohutta 550-600 bin ton, kuru fasulyede 250-300 bin ton, kırmızı mercimekte 350-370 bin tondur. “ Başkenti” Konya’mızın da tarımsal üretimi iyi durumdadır. 1 Ekim 2021-30 Nisan 2022 döneminde ülke geneli düşen yağışlar uzun yıllar ortalamasının bir miktar altında ve geçen yıl yağışlarının oldukça üzerinde olmuştur. Bu durum rekolteye de olumlu yansımıştır. Ekmeklik buğday üretim tahmini yüzde 28 artışla 1,4 milyon ton, makarnalık buğday üretimi yüzde 31 artışla 631 bin ton, arpa üretimi yüzde 42 artışla 1,2 milyon, mısır üretimi yüzde 81 artışla 2,2 milyon tondur. Üretimdeki potansiyel sektörlerimizin ihracatına da olumlu yansımaktadır. Son 11 ayda ülkemiz tarım ürünleri ihracatı 25 milyar dolara yaklaşmıştır. Konya’mızın Kasım ayı itibariyle bitkisel ve hayvansal ürünler ihracatı 490 milyon doları aşmıştır. , Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı olacak ‘Türkiye Yüzyılı’ında da ülkemizin ekonomik büyümesinde en güçlü ayaklarından biri olmayı sürdürecektir. Ülkemiz dünya standartlarında yeni teknolojilerle üretimi, Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla önem verilmesi, markalaşma yolunda üretim ve pazarlama tekniklerinin yoğun olarak kullanılması ile tarım-gıda-tarımsal sanayi alanında daha güçlü konuma gelecektir” diye konuştu.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim