Sıra, Kudüs’ün özgürlüğünde

Yıllardır işgal altında bulunan, Filistin, Gazze Şeridi ve Kudüs, terör devleti İsrail tarafından işgal edilmeye devam ediliyor. Katil İsrail, bölgede son zamanlarda özellikle Gazze bölgesine hava saldırılarını artırırken, haksız yere Filistinlilerin evlerini yıkmayı sürdürüyor. Haksız yıkımlara ve yaşanan zulümlere tüm dünya sessizliğini korumaya devam ederken, Filistin halkı ise özgürlük ve hayat hakkı istiyor.

Diyanet-Sen Konya Şube Başkanı Ali Koç, İsrail’in yandaş devletler tarafından desteklendiğini ve buna Müslüman devletlerinin yeteri kadar tepki gösteremediğini dile getirdi. Koç, “İsrail asıl desteğini, kendisi gibi olan yandaş devletlerden tarafından alıyor. İsrail, Filistinlilere askeri güç kullanarak, soykırıma sevk ediyor. Orada Filistinlilerin yaşama ve özgürlük hakları ellerinden alınıyor. İsrail ile birlikte Filistinlilerin yok olmasını isteyen yandan devletlerde var. Yaşanan bu zulme sessiz kalamayız. İsrail’e karşı tepki göstermeliyiz. Türkiye dışında, diğer Müslüman ülkeleri yeteri kadar tepki gösteremiyor. Yaşananlar insanlık adına üzücü bir durum. Filistin halkı için bir Müslüman olarak tepki göstermek zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘İSRAİL SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR’

İsrail’e karşı tek vücut olunması gerektiğini ifade eden Koç, “Filistin’de savaş suçu işleniyor. Filistin halkı savaştan kaynaklı, binlerce nüfusunu kaybetti. Bu bir insanlık dramıdır. İnsanlık ayıbıdır. Kimse kimsenin yaşama hakkını elinden alamaz. Bu drama karşı tüm Müslüman devletleri birleşmelidir. İsrail, Filistinlilere saldırdığı zaman Avrupa Devletleri ve Birleşmiş Milletlerden ses çıkmıyor. Neden peki? Çünkü Müslüman oldukları için. Avrupa’da ise Müslüman olmayan herhangi bir kişi, saldırıya maruz kaldığı zaman ya da öldüğü zaman, tüm dünya ayağa kalkıyor. Burada nerede insanlık? Din ve inançtan ziyade, yaşananlar insanlık adına utanç verici bir durumdur. İnsanların etnik kimliklerine bakılmaksızın, yaşamaya hakkı vardır. Türkiye başta olmak üzere, BM öncülüğünde Filistin halkı korunmaya alınmalıdır. Muhafaza edilmelidir” dedi.

‘FİLİSTİN HALKINA YAPILANLAR KATLİAMDIR’

Dünya basının İsrail tarafından yapılan savaş suçuna sessiz kalmayı tercih ettiğini ve Filistinlilerin sesini duyurmak istemediğine dikkat çeken Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Ceylani Kılıç ise, Filistin’in sesi olmak zorunda olduklarını açıkladı. Basının bu konuda üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Kılınç, Filistinlilerin feryadını duyurmanın önemli bir görev olduğunu ifade ederek, “İsrail yıllardır, Filistinlilerin üzerinde katliam yapmaya devam ediyor. İsrail ancak güçten anlıyor. Bu gerçekten üzerinde hassasiyetle durulması gereken önemli bir konu. Kudüs aslında sadece Müslümanların değil, tüm dünyanın ortak bir sorunudur. İsrail, Kudüs’te bazı engellemeler yaparak, Müslümanların ibadet etmesine bile izin vermiyor” diye konuştu.

‘KUDÜS MÜSLÜMANLARIN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR’

Kudüs’ün Müslümanlar adına manevi olarak çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Kılıç, “Kudüs bizlerin kırmızı çizgidir. Kudüs Müslümanların ilk kıblesidir. Tüm Müslümanlar bunun farkına varmalıdır. Hiç kimse bir Müslümanın ibadet yapma hakkını elinden alamaz. Bu insanlık adına utanç kaynağıdır. Bu zulme sessiz kalınmamalıdır. Tüm Müslümanların, İsrail’e karşı ortak mücadele etmesi gerekir. İslam ülkeleri hiç vakit kaybetmeden acilen toplanmalıdır. Yeniden İslam Birliği harekete geçmelidir. Tüm insanlığı ilgilendiren bu sorun bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Müslümanların insanlık adına, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi lazım” diyerek sözlerini tamamladı.

‘TÜRKİYE FİLİSTİN’İN YANINDA’

Yaşanan olayları insanlık adına üzücü bir durum olduğunu ifade eden AK Parti İl Başkanı Hasan Angı, Türkiye’nin Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğini hatırlattı. Tüm dünyanın sessiz kalsa bile, Filistin halkını desteklemeye ve sesi olmaya devam edeceğini aktaran Angı, sözlerini şöyle sürdürdü, “Türkiye yıllardır Filistin halkının sesi olmaya devam ediyor ve bundan sonrada olacaktır. Maalesef İsrail, sürekli genişleme politikasını sürdürüyor. Her dönem pek çok acı yaşanıyor. Filistinlileri kendi topraklarından uzaklaştırılarak, o bölgelere Yahudileri yerleştiriyor. Uluslararası kamuoyunun ve BM’nin tepkilere rağmen İsrail, Filistin’de soykırım yapıyor. En son yaptıkları yanlışlarda bile ABD İsrail’i uyarmıştı. İsrail çocuk, yaşlı, kadın demeden, katliam ve kıyımlarını sürdürüyor. Yerleşim alanlarını büyütmek için, şimdi de insanların evini barkını elinden almaya başladı. Türkiye’nin İsrail’e karşı baştan beri duruşu nettir. Filistin’in bağımsız bir devlet olarak orada varlığını sürdürmesi adına, Türkiye desteğini vermeye devam ediyor. Yapılan bu haksızlığa karşı sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her platformda en yüksek sesle dile getirmiştir. Davos’ta bunlardan bir tanesidir. Yüzlerine tüm dünyanın izlediği zirvede söylemiştir. Yıllardır Filistin’de kan ve göz yaşı dinmemiştir. Filistinliler hep acı içinde kıvranmıştır. Resmen İsrail, Filistinlileri yok etme politikası uyguluyor. Modern dünyanın böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değildir.  İsrail devleti katliamı bir politika olarak sürdürüyor” dedi.

‘MÜSLÜMAN ÜLKELER SÖZ KONUSU OLUNCA DÜNYA SESSİZ’

Filistin konusunda uluslararası toplumun sessiz kaldığını ve çiftçe standart uyguladığını savunan Angı, “Yani Bosna’da yaşanan farklı bir şey değildi. Dünya’da bunca haksızlık yapılırken, Myanmar’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da Kazakistan’da, Afganistan’da, Filistin’de, Gazze’de Kudüs’te yaşanan olaylar görmezden geliniyor. İnsan haklarının var olma mücadelesine sessiz kalabiliyorlar. Kendileri gündem oluşturdukları yerde, kendi kıllarına dokunulacak bir tablo olduğu zaman ise tüm dünyayı ayağa kaldırmaya çalışıyorlar.  Kendi ülke halklarını birbirleriyle savaştıran, bir yapıda var. Müslümanların çoğunluk olduğu coğrafyalarda maalesef bunlar yaşanıyor.  Kardeşi, kardeşe kırdırmak için belirli gruplara, TIR’lar dolusu ücretsiz silah veriyorlar. Sırf savaş olsun diye. Yani dünyanın kargaşası devam etsin, kardeş kardeşi kırsın gibi bir anlayış var. Müslüman ülkelerinin huzura ulaşmasını, kendini özgür hissedip, kendi yönetimini oluşturmasına fırsat vermeyecek bir zemin oluşturuyorlar. Hem bölge insanlarına hem de tüm insanlığa, büyük görevler düşüyor. Bu tür oyunlara gelmemek lazım” şeklinde görüş belirtti.

‘FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZ DEVLET OLMASI ŞART’

Arap ülkelerinin İsrail’e ilişkilerini güçlendirmek için sıraya girdiğini dile getiren Angı, “Yapılmayan uçak seferleri başlatılma törenlerine dönüştü. Yani İsrail bunca haksızları yaptığında izole edilmesi gerekirken, tam tersine kendi eli güçlendirilmeye çalışılıyor. Tabi buda ABD sayesinde olan bir durum. Dünya görüyor aslında ama Filistin ve Gazze konusunda uluslararası tepki yeterli seviyede değil.  İnsanlığın vicdanı kanıyor. Filistin’de insanlar adeta açık hava hapishanesinde yaşıyor. Filistin’de uzun yıllardan beri, özgür olamamış, günlük zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir topluluk var. O insanların da yaşamaya hakkı var. Filistin bağımsız bir devlet olmadan, bu şartlardan kurtulamayacağı gözüküyor. Mutlaka bir bağımsız Filistin devletinin kurulması şarttır. İsrail’in artık geçmişte ki, alınmış Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde kendi topraklarına çekilmesi gerek. İşgal ettiği tüm topraklardan gitmesi lazım. Şu anda Orta Doğu’ya baktığımız zaman yaşanan şeyler belli. Mısır aslında bu konuda baş aktördü. Mısır, Muhammed Mursi döneminde Filistin için destek ve recek komşu ülkelerin başında geliyordu. Suriye’de ki gelişmeler de belirsizliğini koruyor. Suriye üzerinde bölme hevesinde olanlar var. Suudi Arabistan’ında Filistin’de ki olaylara artık bir dur demesi lazım. Yüzeysel kınamak yetmiyor. Gerekirse İsrail’e ambargo uygulanması gerekir. Filistin’in haklarını koruyacak ve sahip çıkacak bir zemin oluşturulması şarttır. İsrail’in ABD’den güç alarak bölgede acımasızlığını devam ettirmek istiyor. İsrail yönetimi, şuan Libya’da olanları da kendisine fırsat olarak görüyor. Orta Doğu’da ki kargaşadan faydalanıyor. Buda İsrail’in ekmeğine yağ sürülmesi demek. İsrail halkına da sesleniyoruz. Bunca haksızlığına artık göz yummayın. Huzur ortamının oluşturulması lazım. Huzur iklimi oluşmazsa İsrail halkıda huzurlu olamaz. İnsanlık adına büyük bir acıdır bunlar. İnsanları evlerinden etmek, yaşama hakkını elinden almak, ticaretlerine mâni olmak, haksız yere öldürmek bir savaş suçudur. Bunun adı soykırımdır. Kimsenin buna hakkı yoktur. 1947’de Filistin toprakları daha çoktu. İsrail bu toprakları, kadın çocuk, dinlemeden işgal etti. Büyük kısım Filistin topraklarıydı. Şimdi tam tersine döndü. En küçük alan Filistinlilerde ve bu devam ediyor durmuyor da. Bıçak kemiğe dayanmış bir durumda. Herkesin bu işe dur demesi ve İsrail’e hayır demesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN ÖNDERDLİĞİNDE BİRÇOK KONU MASADA OLUR’

Türkiye-İsrail ilişkilerine ve İsrail Cumhurbaşkanın olası bir Türkiye ziyaretini değerlendiren AK Parti İl Başkanı Hasan Angı, sözlerini şöyle sürdürdü, “Belli bir dönem İsrail ile ilişkilerimiz en alt dönemdeydi. Buna Filistin meselesinde dahildi. Yeni dönemde bir takım Doğu Akdeniz’de gelişmeler ve Orta Doğu denklemi, birçok ülkenin yaşadığı sıkıntılar Türkiye’nin yeni bir bakışla bölge ülkeleriyle olan ilişkilerini etkiledi. Teknik düzeyde devam eden ilişkiler artık politik düzeye doğru yol aldı. Bu yapılırken İsrail’in yaptığı yanlışları görmezden gelme, söz konusu değildir. Daha uzun vadeli, bölge huzuruna katkı sağlayacak birtakım görüşmelerin olacağını tahmin ediyorum. Bunların içinde Filistin konusu da önemli bir başlık olacak yer alacaktır. Filistin halkının kendi işini kurma, ekonomisini iyileştirme konusunda Türkiye elinden gelen desteği vermeye devam edecektir. Orada mesela bir Organize Sanayi Bölgesi kurulma çalışmaları çok eskiye dayanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, birçok başlık masada olacaktır mutlaka” diyerek sözlerini tamamladı. 

‘AYASOFYA GİBİ KUDÜS DE ÖZGÜR OLACAK’

Türkiye Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (DİVA-SEN) Konya Şube Başkanı Niyazi Ata, ise Filistin ve Kudüs’ün en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşacağını söyledi. Ata, “Bizler tüm ümmet olarak Ayasofya’daki prangaların kırılmasını beklemiştik. Şuan ise Ayasofya’da zincirler kırıldı ve özgürlüğüne kavuştu. Aynı şekilde Filistin ve Kudüs’te özgürlüğüne kavuşacaktır ve zincirlerini kıracaktır. Müslümanlar, ümmet olarak zalimin ve zulmün karşısında dik durmalıyız. Yahudilere, Siyonistlere karşı bir ümmet olarak uyanık olmak zorundayız. 1949 öncesi İsrail, yokken Filistin’de Kudüs’te bir huzur ortamı vardı. İsrail’in gelmesiyle birlikte Filistin’de huzur ortamı kayboldu ve binlerce kardeşimiz şehit oldu. Ümmet birliğinin en kısa zamanda harekete geçmesi şarttır.  Yaşanan bu zulme ümmet olarak sessiz kalamayız” diye konuştu.

SAMET AKTAŞ