Binlerce adayın üniversiteli olmak için ter dökeceği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) ve Liseye Geçiş Sınavı’na (LGS) bir ay kaldı. Sınav, 27-28 Haziran’da yapılacak. Koronavirüs salgını nedeniyle okulların erken kapatılması ve alınan tedbirler, öğrencilerin de çalışmalarını olumsuz etkiledi. Buna rağmen sınava girecek olan öğrencilere uzmanlar, önemli uyarılarda bulunuyor. Özel Türmak Okulları Sınav Birimi Koordinatörü ve Rehber Öğretmen Feruze Meniz, öğrencilere son ayda bol bol deneme çözmelerini öneriyor.

HER GÜNE BİR DENEME YAPILMALI

LGS öncesi öğrencilerin sosyal medyadan uzak durması gerektiğine dikkat çeken Özel Türmak Okulları Sınav Birimi Koordinatörü ve Rehber Öğretmen Feruze Meniz öğrencilere tavsiyelerini şu şekilde sıraladı; “21 gün kuralını unutmamalılar!  Nedir 21 gün kuralı? Hayatımızda edinmek istediğimiz veya değiştirmek istediğimiz bir davranışı oturtabilmemiz için uzmanların dediğine göre 21 güne ihtiyacımız var. O yüzden biran önce uykumuzu düzenlememiz gerekiyor. Sabah 07.00’da ayaktayız. Günü verimli geçirmek adına zamana uymamız şart.  Her güne deneme. Öğrencilerimize denemelerini sınav saatlerinde çözmelerini tavsiye ediyoruz. Bu şekilde gerçek sınava da hazır olacaklar. Yapılan denemelerin mutlaka analizi yapılmalı. Yine öğrencilerimizin kendilerine olan inançlarını kaybetmemelerini istiyoruz.”

SINAV SON AYDA KAZANILIR

Sınavın son ayda kazanılacağına da dikkat çeken Meniz, “Öğrencilerimizde karşılaştığımız en büyük sorunlarımızdan bir tanesi ‘yorulmuşluk-tükenmişlik’ hissiyatı. Sendrom demiyorum, çünkü sendrom çok farklı bir boyut. Dönem başından itibaren hızlı bir tempoyla çalışmalarına başlayan öğrencilerin son iki veya üç ayda bir yavaşlamaları söz konusu olmakta. Normal şartlarda bunu en çok tetikleyen unsur havaların da ısınması iken bu yıl 2020 YKS ve LGS tayfasının pandemi sürecine denk gelmesi, burada sürecin bir şekilde normalleşeceğini ve ne olursa olsun bu sınava gireceğimizi unutmamamız gerekiyor. Son ay çalışmalarının mevcut temponun üzerine çıkılarak yapılması çocukta son pekiştirmelerini yapması, unutmaları engellemesi açısından büyük önem arz etmektedir. İnsan zihninin anlatım sonucunda kavramayacağı hiçbir şey yoktur. Önemli olan bunu sürekli kılabilmektir. Yani kısa süreli bellekte yer alan bilgilerin uzun süreli belleğimize aktarılması gerekmektedir. Bu da bilginin sürekli kullanılması ve tekrarlanması ile mümkün kılınabilir. Eylül ayında işlenmiş bir konuyu şu an Haziran ayında olmamıza rağmen hala aklımızda tutabiliyorsak tekrarlar ve soru çözümleri ile desteklendiği içindir. Burada hızlı koşmak değil, randımanlı koşmak daha büyük bir önem arz ediyor. Düşünün ki 10 km’lik bir atletizm yarışmasında ilk periyotta 7 km koşuyorsunuz, bu tek başına değerlendirildiğinde çok güzel bir başarı. Herkesin elde edemeyeceği bir başarı. Fakat, ikinci periyotta yoruldunuz ve adım dahi atamıyorsunuz. İlk periyotta 4 kilometre koşan başka bir yarışmacı ikinci periyotta 6 kilometre koştuğu için sizi geçip yarışmayı kazanıyor. İşte gücünüzü dengeli kullanmayı öğrenmek tam da burada devreye giriyor.  Sizler de şu an son periyottasınız. Bu süreçten sonrasını olabildiğince sakin ve çocuklarımızı destekleyerek geçirmemiz gerekiyor. Şu süreçlerde ‘sınav yaklaştıkça bir tuhaf oluyorum, sanki hiçbir şey bilmiyormuşum gibi oluyor.’ cümlesini kuruyor veya duyuyorsanız çocuklarımızın desteğe ihtiyacı vardır” ifadelerini kullandı.

ANNE VE BABALARA UYARI

YKS’ye girecek öğrencilerin anne ve babalarına da tavsiyelerde bulunan Meniz, şöyle devam etti, “YKS gruplarımız için neredeyse 12 yıldır beklediğimiz maratonunun şuan tam olarak son düzlüğüne çıkmış bulunmaktayız. Bu serüvende sınava hazırlanan yalnızca öğrenciler değil sizler de varsınız. Hem sınav psikolojisi içerisinde olan hem yaşı gereği kendi kararlarını oturtmaya başlayan, kendi hayatına yön verme bir başka deyişle ‘kendini tanıma- bireyselleşme’ yolunda giden sevgili çocuklarımızın aslında en hareketli dönemlerinden birine tanıklık etmiş bulunmaktayız. Ve bu süreçte onların en büyük destekçileri olan siz kıymetli anne- babalarımıza teşekkürlerimi sunarım. Nedir bu sınav psikolojisi?  Aslına bakarsanız burada yalnızca öğrenci üzerinde değil, veliler üzerinde de etkin olan bir durumdan bahsediyoruz. Yeri geldiğinde çocuklardan daha kaygılı anne ve babalarla karşılaştığımız durumlar oluyor. Bireyin kendisini içten içe saran bir kıyaslama dürtüsü her zaman var olmuştur. Şimdiye kadar kimler başardı? Bunu ben nasıl başarabilirim? Benim onlardan eksik kalır yanım ne? Düşünün ki çocukların kafasında sürekli bu soru işaretleri her zaman var. Bazen bizler de farkında olmadan da olsa bunların yanına; Kazanamazsam annemin yüzüne nasıl bakarım! Ailemin benden beklentisi çok yüksek, ya yapamazsam!  Sürekli kuzenimin Koç Üniversitesi’ni nasıl kazandığı ile övünüyorlar. Ben kazanamazsam hayal kırıklığına uğrayacaklar.  Gibi düşünceler eklenmesine vesile olabiliyoruz. Bu da çocuğun mevcut stresinin ikiye katlanmasına ve performansını yeterince gösterememesine vesile oluyor.”

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim