Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından hadis ilmi okutulmak üzere 1254 yılında yaptırılan ve bir vakıf eseri olan İnce Minareli Medrese, taç kapısı ve çini süslemeleri ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan ve Türk-İslam sanatının en önemli eserleri arasında sayılan İnce Minareli Medrese, taç kapısı, çini süslemeleri, geometrik ve bitkisel motifli taş işlemeleri ile ziyaretçilerine tarihte yolculuk yaptırıyor. Gelenleri büyüleyen İnce Minareli Medrese’ni Taç Kapısı’nda bozulmalar meydana geldi. Vatandaşlar tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması için Taç Kapı’nın restore edilmesini istiyor.

BEŞ ŞEHİR’E KONU OLDU

“Beş Şehir”in yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar ise Konya bahsinde İnce Minareli Medrese'nin muhteşem taş işçiliğinin önemine değinirken, yazı ve süslemeleri için; “Bu emsalsiz taş işçiliği bazen de heykel zevkinin yerine kitap sahifesini yahut kitap gibi dokunmuş kilim veya şalı koyuyordu “diyor ve İnce Minareli'nin cephesini “tiftikten dokunmuş bir sultan çadırına” benzetiyor.

İNCE MİNARE’NİN ÇEHRESİ DEĞİŞTİ

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda İller Bankası hibesiyle gerçekleştirilen Alaaddin Tepesi çevresindeki iş yerlerinin dış cephe sağlıklaştırmasını gerçekleştirilmişti. İnce Minareli Medrese etrafından yapılan çalışma İnce Minareli Medrese’nin çehresini değiştirdi. İnce Minareli Medrese de gerçekleştirecek bir restorasyon ecdada vefa gösterisi olacak.

TAÇ KAPIDA BOZULMALAR MEYDANA GELDİ

İnce Minareli Medresesinin taç kapısında bozulmalar meydana geldi. Taç kapısı gerek tezyinatı gerekse yazı kuşakları ile birçok araştırmaya konu olmuş ve övgü dolu sözlerle taç kapıdan bahsediliyor. İnce Minareli Medrese taç kapısının tezyinatı ve taş işçiliği ile bir Selçuklu Rönesansı'nı yansıtması yanında, Türk mimarlık ve tezyinat tarihine de ışık tutuyor.

İNCE MİNARE MÜZESİ HAKKINDA

Selçuklu mimarîsinin tipik örneklerinden olan Medrese, “Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır. Selçuklu Sultanı II.İzzeddin Keykâvus zamanında Vezir Sâhib Atâ Fahreddin Ali tarafından 1258-1279 tarihlerinde yaptırılmıştır. Mimarı, Keluk b. Abdullah’tır. 1956 yılında müze olarak açılmış olup, halen Beylik, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine âit taş ve ahşap eserler sergilenmektedir. Müzede Selçuklu ve Karamanoğlu Devrine ait taş ve mermer üzerine oyma tekniği ile yazılmış inşa ve tamir kitabeleri, Konya Kalesi'ne ait yüksek kabartma rölyefler, çeşitli ahşap malzemeye oyma tekniği ile yapılmış geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş kapı ve pencere kanatları, ahşap tavan göbeği örnekleri ve mermer üzerine işlenmiş mezar şahidesi ve sandukalar teşhir edilmektedir. Başkenti Konya olan Selçukluların sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri de bu müzede sergilenmektedir. Selçuklu taş işçiliği şaheserlerinden olan taç kapısı üzerinde kabartmalı geometrik ve bitkisel bezemelerle birlikte Selçuklu sülüsüyle yazılmış Yasin ve Fetih sureleri vardır. Binanın iç mekânları avlu, dershane ve öğrenci hücrelerinden oluşur. Minare kaidesi kesme taşla kaplı tuğla malzeme kullanılarak yapılmış ve ön cephede akant yaprağı ile bezelidir. Yarı piramit formlu üçgenle, 12 köşeli, gövde köşeli turkuaz mavi sırlı tuğladan yapılmış çift şerefelidir. 1901’de yıldırım düşmesiyle birinci şerefeye kadar yıkılmıştır. 1956 yılında müze haline getirilen İnce Minareli Medrese’de; Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait taş ve ahşap eserler sergilenmektedir.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim