Yaklaşan Şeb-i Arus törenleri öncesi gazetemize konuşan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Konya Bölge Temsil Kurulu (BTK) Başkanı Özdal Karahan, turizmle alakalı biraraya gelme platformu oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, “İnsanlar sadece Hz. Mevlana için gelmemeli. Gastronomi, sağlık, ekolojik, bisiklet, tarihi ve kültürel anlamda önemli turizm kazanımları oluşturulabilir” dedi.

‘TURİZM YETERLİ DEĞİL’

TÜRSAB Bölge Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan, Konya’nın turizm alanında önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti. Şeb-i Arus hazırlıklarının devam ettiğini anlatarak sözlerine başlayan Karahan, “Bütün dünya için düşünecek olursak, Mevlâna törenlerini özel arzulanan törenlerden bir tanesi olarak değerlendirebiliriz. Bu sene her ne olursa olsun törenlere yine de talep var. Arada bir hafta sonu Cuma, Cumartesi, Pazar bir program var oluyor. Şu an da çok yoğun bir talep olduğu gözüküyor. Otellerde ciddi bir hafta sonu talep patlaması oluyor. Organizasyon yaklaştıkça biraz daha acentaların tanıtımı arttıkça, programlarını koymaya başladıkça, talep daha da artacaktır. Biliyorsunuz ki pandemiden dolayı yapılıp yapılmayacağına biraz geç karar verildi. Geç karar verilince acentalar programlarını biraz geç koydular. Bundan dolayı, duyurular, reklamlar, biraz geç kalmış olabilir. Bizim için önemli olan Şeb-i Arus’un son günü değil, diğer günlerinde artışların olması. Törenler bilindiği üzere; tam kapasite değil, pandemiye uygun şekilde, mesafeli olacak şimdilik. Misafirler buna göre oturma düzenini yapmış olacak. Dolasıyla sayıya baktığımız zaman normal törenlerdeki sayıya göre, yüzde 50 oranın bir sayı olacağını düşünmek lazım. TÜRSAB olarak programların dolacağını düşünüyorum.  Özlem duyan insanlarımız için bu programlara ara vermememiz lazım” dedi.

‘İNSANLAR SADECE MEVLANA İÇİN GELİYOR’

Hz. Mevlana’nın Konya için önemli bir değer ve marka olduğunu dile getiren Özdal Karahan, “Mevlâna isminin markasıyla bu şehre gelen zaten bir çoğunluk ve turistlik hareketlilik var. Yani bu turistlik hareketlilik, müzeler açısından baktığımız zaman, Topkapı’dan sonra en fazla ziyaret edilen yerlerden birisi Hz. Mevlâna Müzesi’dir. Her zaman ilk üçteki bir müzeyiz. Demek ki bu anlamda ciddi bir talep görüyoruz. Şu ana kadar bu şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin Mevlâna markasına geldiği aşikâr. Tabi ki sadece bu markayla kalmamalıyız. Sadece Mevlâna markası ile yetinmek bize zarar verir. İnsanlar buraya geldikleri zaman daha fazla vakit geçirmek yerine, Konya’yı sadece uğrak nokta olarak düşünüyor. Tek müze üzerinden hareket edersek ve bu şekilde pazarlamaya devam edersek, geçiş noktasında ki bir ara oluruz” diye konuştu.

‘UĞRAK NOKTASI DEĞİL, MERKEZ ÜSSÜ OLMALIYIZ’

Konya’nın sahip olduğu turistik değerleri itibariyle turizm açısından yapılacak olan yerel, ulusal ve uluslararası her türlü organizasyonda merkez üssü olmayı hak ettiğini kaydeden TÜRSAB Bölgesel Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan, “Konya, mola noktası olmamalı. Konya, Kapadokya’dan Antalya’ya giden bir turistin uğrak noktası değil. Böyle düşündüğünüz zaman inşalar sadece Mevlâna Müzesi’ni ziyaret eder. Bir kısmı da yemek yer ve gider. Buda şehre katkısı 10 doları geçmez. Turistlerin burada konaklaması ve alışveriş yapması lazım. Gece vakit geçirmesi lazım. Sokakta insanların bedesten, çarşı, pazar, kafe veya diğer satış noktaları olsun alışveriş yapması lazım. Bütün bunlar olursa şehre gerçek manada bir katkısı olabilir. Bunun gibi aslında pek çok örnek sayabiliriz. Eğer bunları yapamazsak, şehir sadece Mevlana’dan ibaret kalmış olur. Bu şehir sadece Mevlâna markası değil. Burada aslında bu markayı nasıl çeşitlendirebiliriz önce ona bakmamız lazım. Konya’da bu potansiyel ve imkân mevcut” şeklinde konuştu.

‘TURİSTLER ÜÇ GÜN KALMALI’

İlin tarihi misyonuna vurgu yapan Özdal Karahan, Konya’nın Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yaptığını hatırlattı. Bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Karahan, “Her şeyden önce bizim burası bir başkenttir. Burası Selçuklu’nun başkentidir. Türklerin ilk başkentiyiz. Bunun bize getirdiği avantajlar var. Selçuklu ile birlikte Osmanlı’da var. Bize kazandırdığı, tarihi eserler, mekanlar ve kültürel birikimler var. Bunların hepsi bir artı değerdir ve değerlendirilmesi lazım. Biz İpekyolu şehriyiz ve etrafımız kervansaraylar ile dolu.

Biz daha bunları turizme maalesef katamadık. Daha eskiye gittiğimiz zaman Konya’nın 10 bin yıllık bir tarihi olduğunu görüyoruz. Çatalhöyük’ümüz, Kilistra’mız var. Biz bunların her birine bir değer biçmeliyiz. Her birini bir araya getirmeyi başarabilirsek, sadece tarihi ve kültürel anlamda bu şehrin bulunduğu imkanlar açısından minimum 3 günlük bir durum ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

‘ŞEHİR TURİZMİ İÇİN BİR RAPOR HAZIRLADIK’

Şehrin turizm alanlarının günümüze daha da kazandırılması adına bir rapor hazırladıklarını ve bunu sunduklarını savunan Özdal, “Konya Turizm Tanıtım ve Eğitim Vakfı’na (KOTEV) bu konuyu dillendirdik çalışma önerdik. Önerdiğimiz çalışma sonrasında KOTEV faaliyetini devam ettirmedi. KOTEV faaliyetini devam ettirmediğinden dolayı, bu şehrin turizm noktasında bütün insanların bir araya geleceği bir ortam oluşmadı. Yani konuşabileceğimiz, tartışabileceğimiz, sorunlarımızı çözebileceğimiz hiçbir yer yok. Biz kendimizce dedik ki; bu şehre gelenler niye konaklama yapamıyor? Bunun bir çalışmasını yapalım. Tüm turizm değerlerinin akademik ve alanında uzman kişiler tarafından bir araya getirilmesi lazım” şeklinde görüş belirtti.

‘TURİZM AÇISINDAN BİR ARAYA GELEMİYORUZ’

TÜRSAB Bölge Temsil Kurulu Başkanı Özdal Karahan, Selçuk Üniversitesi ile çalıştay yapmak için istişare ettikleri bildirdi. Özdal, “Biz bireysel olarak Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde ki hocalarımızdan konu ile ilgili yardım istedik. Onlar gerekli akademik çalışmayı başlatmışlardı. Bununla ilgili ellerine gerekli doneleri verdik. Yurt dışından ve içinden turist getiren operatörlere, hepsinin ellerine done verdik. Araştırmalar yapılacaktı. Bu araştırmanın neticesine göre de bu şehirde bir çalıştay yapmayı düşünüyorduk. Yani gerçekten sorunların çözümü ve sonuca varmakla ilgili bir çalışma yapmak istedik. Pandemi araya girdi ve bu çalışmalar askıda kaldı. Yani yarım kaldı. Bu şehirde ki turizm anlamında, etkili, yetkili kim varsa bir araya gelmesi lazım. Şehrimiz turizm noktasında bir araya gelemiyor. Benim anlatmak istediğimiz turizmle alakalı bir araya gelme platformu olması lazım. Bu zamana kadar böyle bir şey olmadı. Adına ne derseniz deyin.” dedi.

‘NELER YAPILABİLİR?

Konya’nın turizm açısından potansiyelli bir il olduğuna dikkat çeken Özdal sözlerini şöyle sürdürdü. Özdal, “Konya’da Gastronomi, Sağlık, Ekolojik, Bisiklet, tarihi ve kültürel anlamda  önemli turizmler yapılabilir. Yapabilecek alt yapımız ve gücümüz var. Niteliklerin tamamına odaklanıp, profesyonel kişilerce bu turizm sektörü ilimizde daha da gelişebilir ve büyüyebilir. Gazi Antep, Şanlı Urfa, Afyon, Hatay gibi yerler Gastronomi Turizm açısından ülkenin önde gelen illerinden olmayı başardı. Konya’nın da zengin bir mutfağı var ilk 5’e girebilecek potansiyelimiz vardı ama yapamadık. Yurt dışında ki, Fransa, İtalya, Yunanistan gibi ülkeler gastronomiden çok iyi paralar kazanabiliyor. Bugün İtalya’ya baktığımız zaman bir pizzanın tahmin edebileceğimizden daha fazla çeşidi var. Adamlar bir makarnanın bile 100 tane çeşidini yapabiliyor. Bize ortak akıl şart” diyerek sözlerini tamamladı.

SAMET AKTAŞ

Editör: TE Bilişim