Ülkemizde her yıl 7-14 Ocak tarihleri arasında Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası olarak anılıyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde ikinci üniversitesini okuyan Öğretmen Fatih Dinç, aynı zamanda öğretmenlik yaparak kendisi gibi görme engellilere yardımcı olmaya çalışıyor. Engelli bireylerin sadece özel gün ve haftalarda anılmaması gerektiğini hatırlatan Öğretmen Dinç, görememeyi bir engel olarak adlandırmıyor ve görmeden neler yapılabileceğini, hayat hikayesiyle insanlara aktarıyor.

‘TEKNOLOJİ HAYATIMIZI KOLAYLAŞTIRDI’

Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında ikinci üniversitesini okuyan Fatih Dinç, görme engeline rağmen 7 yıldır öğretmenlik yapmaya devam ediyor. Görme engelliler okulunda ve aynı zamanda Konya Engelsiz Yaşam Derneği (KEYDER)’nde öğretmenlik yapan Dinç, ikinci üniversiteye başlamadan önce ‘yapabilir miyim’ diyerek korktuğunu şu sözlerle ifade etti: “Gerçekten kolay değil. Hem görememe sebebiyle birtakım zorluklar yaşıyorsun ama bunun yanında çalışıyor olmamdan kaynaklı olarak da sıkıntılar oldu. Hem öğretmenlik yapıyorum hem okuyorum. Ancak isteyince yapabiliyorsun, özellikle elektronik kaynakların çoğalması, bizim hayatımızı kolaylaştırdı.” dedi.

‘KÖR OLMAM SANIYORDUM ANCAK HERKES BİR ADAY’

Genetik bir hastalık olarak yıllar içerisinde görme yetisini kaybeden Dinç, doğuştan göremeyen bir bireye göre psikolojik olarak daha fazla etkilendiğini belirterek, “Genetik olarak yavaş yavaş ilerleyen bir hastalıktı. Başta normal olarak görebiliyorken 23-24 yaşımdan itibaren ilerledi ve şu anda yüzde 5-10 oranında görebiliyorum. Genetik bir hastalıktı ancak insan yine de ‘bende olmaz’ diye düşünüyor. Elindeki nimetin kaybolması, insanı psikolojik olarak daha farklı etkiliyor tabi. Görmemde kayıplar başlamadan önce görme kaybım olmaz diye düşünüyordum. Herkes birer aday. Ancak sadece göremiyoruz, yoksa diğer insanlardan farklı bir yönümüz yok.” diye konuştu.

HAYATA DAHA ÖZGÜVEN SAHİBİ OLARAK BAŞLIYORLAR!

Göremeyen öğrencilerin, görme engelliler okulunda kendisi gibi olan insanlarla daha rahat iletişim kurduğunu ve kendisinde bu eksikliği hissetmediğin ifade eden Dinç, görme engelliler okulunun sosyal anlamda öğrenciler açısından faydalı olduğunun altını çizdi. Okulda verilen eğitimlerden de bahseden Dinç, “Normal okullardaki görme engelli öğrencilerle de iletişim halinde oluyoruz, onların daha yalnız olduğunu gözlemliyoruz, yakın arkadaş bulma konusunda sıkıntı yaşayabiliyor ancak herkesin kendisi gibi olduğu okullarda öğrenci, kendini daha rahat hissediyor. Artık teknoloji kullanımı, kabartma yazı ve baston eğitimi gibi temel becerileri almış oluyor ve bu okuldan mezun olunca sosyal açıdan daha yeterli ve özgüvenli olarak hayata başlamış oluyor.” ifadelerini kullandı.

‘KAPIMIZ HERKESE AÇIK’

Görme engellilerin eğitime üzerine 2021 yılında kurdukları Konya Engelsiz Yaşam Derneği (KEYDER) ’de görme engellilerin eğitimine katkı sunmak amacıyla çeşitli eğitim verdiklerini ifade eden Dinç, “Görme engelli çocuklar, mezun olduktan sonra da eğitim açısından eksik kalmış olabiliyor. Bizler de burada eğitim eksiklerinin giderilmesi için 3 hocamız ve mezunlarımızla birlikte dersler veriyoruz. E-KPSS dediğimiz sınava hazırlık için engellilerin kamu personeli olabilmesine yönelik kurslar veriyoruz. Bilgisayar kursuyla teknolojiyi daha iyi öğrenmelerini sağlıyoruz. Kur’an-ı Kerim ve kabartma yazı kursumuz oluyor. Belediye İşhanı’ndaki yerimize ihtiyacı olan bütün arkadaşlarımıza kapımız açık.” şeklinde konuştu.

ZARURİ DURUMA KARŞIN RAHATSIZ OLUNUR MU!

Günlük hayatta toplu ulaşımı sık kullananlardan biri olduğunu ifade eden Dinç, toplu ulaşımlarda insanların engelli bireylere karşı daha nazik ve duyarlı olması gerektiğini söyleyerek, sık karşılaştığı sıkıntılardan bahsetti. Dinç, “Benim günlük hayatta kullandığım araç, tamamen toplu taşıma ve günde 4-5 kez biniyorum. İnsanların bazen duyarsız davranıp otobüslerin sesli durak sistemlerinden rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Çevrede o kadar ses varken hiçbir şey demeyen insanlar, bizim gözümüz kulağımız olan sesli sistemin kapatılmasını söylüyor. Diğer büyükşehirlerdeki bu uygulama, o insanları rahatsız etmezken zaruri durumdaki bu ihtiyaçtan diğer insanların da rahatsız olmaması gerek. Ayrıca sesli sistemi olamayan duraklarda hangi otobüsün geldiğini bilemiyoruz, hele ki durakta kimse yoksa otobüsleri tek tek durdurmamız gerekiyor. Bu konuda da bir şeyler yapılması gerekiyor.” şeklinde konuştu. Görme engelli bireylere karşı toplumda bir duyarlılık olduğunu ifade eden Dinç, bu bireylere karşı sağlanan yakınlığın dostluğa da çevrilmesi gerektiği mesajını verdi. Dinç, “İnsanlar ilk olarak bir yakınlık kuruyor, yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak bizler de gören birisiyle normal bir arkadaşlık kurabiliriz, bu yakınlıklarını dostluğa çevirebilirler.” dedi.

‘DİĞER GÜNLERDE YOKLAR’

Dünya Engelliler Günü ve diğer özel gün ve haftalarda yapılan etkinliklerle insanların farkındalık oluşturduğunu ancak bu etkinliklerin sadece özel günlerde kaldığını belirten Dinç, “Bu hafta ve günlerde farkındalık oluşturulmaya çalışılıyor, çok güzel. Bizleri bu haftalarda ziyarete gelenler de oluyor, tabi ki buyurup gelsinler. Ancak yılın belki 1 haftasında gelip, diğer 51 haftada yanımızda değiller. Bir hafta ‘ben engellilerin yanındayım’ deyip diğer haftalarda görmezden gelmek, bana göre samimi değil. Daha samimi hareketler daha güzel olurdu.” diye konuştu.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim